Bursa Valisi Yakup Canbolat, Değirmenönü Mahallesi'nde, kentte geçici koruma kapsamında ikamet eden Suriyeli ailenin kaldığı evde çıkan yangınla ilgili yetkililerden bilgi aldı. Canbolat, daha sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, acı bir olay yaşandığını söyledi. Dört katlı binanın dükkanların üstündeki ilk katında saat 23.52'de itfaiyeye yangın ihbarının geldiğini belirten Canbolat, şöyle devam etti: "İtfaiye ekiplerimiz hemen bölgeye intikal ediyor ve yangını söndürmeye çalışıyor ama maalesef ki yangın söndürüldükten sonra içerideki tablo üzücü. Bizleri hakikaten üzdü. İçeride 9 ceset var. Bunların 8'i çocuk, biri anne. 8 çocuktan 6'sı buradaki aileye ait, ikisinin ise yeğenleri olduğunu tespit ettik. Baba dışarıda. Baba gelip yangına müdahale ederken dumandan etkileniyor. Daha sonra 112 ekiplerimiz onu devlet hastanesine kaldırmış. Sağlık durumu iyi. İçerideki yangında maalesef 9 Suriye kökenli insanımızı kaybettik. Ayrıca en üst katta oturan yine bir anne, baba ve çocuk, Suriye kökenli insanlarımız dumandan etkilenmiş. Onlar da 112 marifetiyle Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Genel sağlık durumları iyi gözüküyor." Canbolat, yangının çıkış nedenine ilişkin de "İtfaiyemizin ön tespitleri sobadan kaynaklı olma ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor." dedi.
ÇOCUKLAR YANGINA UYKUDA YAKALANMIŞLAR
Bölgeye gelerek yetkililerden bilgi alan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da gazetecilere yaptığı açıklamada, yangın nedeniyle büyük üzüntü duyduklarını belirtti. Ölen çocukların doğum tarihlerinin 2011 ile 2021 arası olduğunu aktaran Aktaş, şunları söyledi: "Çocukların bir hareketi falan söz konusu değil. Çoğu yatar pozisyonda. Bunlar tabii hep tespitlerle ortaya çıkacak. Gaz sızıntısıyla beraber bir zehirlenmeyle... Çünkü baktığınızda bina çok büyük bir yangına maruz kalmamış. Bizim itfaiyeci arkadaşlarımız geldiklerinde ikinci kat tamamen ateş almış. Üçüncü katta mahsur kalan üç kişiyi arkadaşlar merdivenli araçla kurtarmışlar. Maalesef çok küçük sabiler 1 yaş ile 11 yaş arasında 8 çocuk ve bir de 1991 doğumlu Amina isminde anne vefat etmiş. Allah rahmet eylesin. Çok büyük bir acı. Tarifi gerçekten mümkün değil. Şu an Sayın Valimiz, Emniyet Müdürümüz, bütün yetkili arkadaşlarımız burada. Yangınla alakalı şu an devam eden herhangi bir şey söz konusu değil. Büyük insan olsaydı kokuyu alırdı belki kaçardı ama işte 1 yaş ile 11 yaş arası çocuklar muhtemelen de uyku saati olduğu için hareket dahi edememiş." Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz ile İl Emniyet Müdürü Tacettin Aslan da olay yerine gelerek incelemelerde bulundu.
YANGINDA ÖLEN ANNE İLE 8 ÇOCUĞUN CENAZELERİ DEFNEDİLDİ
Amina Eltaha Elmuse ile yaşları 1 ile 11 arasında olan 8 çocuğun cenazeleri, Bursa Adli Tıp Kurumu morgundaki işlemlerin ardından Mihraplı Camisi'ne getirildi. Tabutlardan 4'üne, DNA tespitleri tamamlanamadığı için isimlerinin yerine numaralar yazıldığı görüldü. Yangında eşini ve 6 çocuğunu kaybeden Hüseyin Aljasem, diğer 2 çocuğun anne ve babası ile yakınları büyük üzüntü yaşadı. Yakınlarının teselli etmeye çalıştığı anne Hanum Eşşe, tabutlara kapanıp gözyaşı döktü. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile beraberindekiler, cenaze namazları öncesinde ölenlerin yakınlarına taziyelerini iletti.
Öğle vakti Bursa Müftüsü Yavuz Selim Karabayır tarafından kıldırılan cenaze namazlarına, ölenlerin aileleri ile Bakan Soylu, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, Bursa Valisi Yakup Canbolat, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz'ın yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Soylu, yangında çocuklarını kaybeden iki baba ile yan yana saf tuttuğu cenaze namazlarının ardından araçlara konulan tabutlara omuz verdi. İçişleri Bakanı Soylu, törenin ardından gazetecilere, 9 kişiden bazılarının yangından, kimilerinin duman etkilenmesi sonucu yaşamını yitirdiğini söyledi.
Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet dileyen Soylu, şöyle konuştu: "Allah cennetiyle buluştursun, 8'i sabiydi, çocuktu. Birisi yetişkin, 6'sının annesi, 1 yaşından 11 yaşına kadar... Büyük bir imtihan, büyük bir sınav, aileleri için büyük bir sınav. Allah kimseyi mazlumlukla imtihan etmesin. Bu çocuklar ve kaderi bu çocuklara benzeyen çocuklar için biz bırakın ülke yöneticisi, devlet yöneticileri, babaları olarak elimizden gelen sorumluluğu yerine getirmeliyiz. Çok etkilendiğimi söylemek isterim, hepimiz etkilendik. İnanın ifade etmekte zorlanıyorum. Allah rahmet eylesin, Allah cennetiyle buluştursun, bizi onlara mahcup etmesin inşallah." Yangında ölen kadın ile 8 çocuğun cenazeleri, Erdoğanköy Kent Mezarlığı'na götürülerek dualar eşliğinde defnedildi.
Yıldırım ilçesi Değirmenönü Mahallesi'nde bir evde gece çıkan yangın, itfaiye ekiplerince söndürülmüştü. Olayda, içeride mahsur kalan anne Amina Eltaha Elmuse (31), çocukları Yasir (1), Ahmed (4), Gerem (6), Merem (9), Ali (10) ve Muhammed Aljasem (3) ile evde misafir olarak bulunan yeğenleri Ahmed (10) ve Ali El Cesim (11) hayatını kaybetmişti. Yangın başladığında evde bulunmayan ve sonradan gelerek ailesini kurtarmaya çalışan baba Hüseyin Aljasem ile binanın son katında yaşayan 3 kişi dumandan etkilenerek hastaneye kaldırılmıştı.
TÜRKİYE'YE 5 YIL ÖNCE SIĞINMIŞLAR
Hüseyin Aljasem ve ailesinin Suriye'nin Halep kentinin güneyinde savaşta tahrip edilen köylerinden 2017 yılında ayrılıp Türkiye'ye sığındığı, yanan eve ise Bursa'daki başka bir adresten yaklaşık 1,5 ay önce taşındıkları belirtildi. Ayrıca, ölen çocukların babalarının İstanbul'da yakınlarının cenaze törenine katıldıkları, yangın başladığında yolda oldukları ifade edildi. Ailenin yanındaki diğer 2 çocuğun, babaları cenazeye katılmak üzere şehir dışına çıktığı için bu eve bırakıldığı kaydedildi. Bu arada, yanan bina dronla görüntülendi. Yangına neden olduğu tahmin edilen sobanın bulunduğu odadaki eşyaların tamamen yandığı görüldü. Bina ile çevresinde belediye ekipleri temizlik çalışmasını sürdürüyor. İtfaiye ekipleri de incelemelerine devam ediyor.
“KAĞIT, KARTON TOPLAYARAK GEÇİMLERİNİ SAĞLIYORLARDI”
Yanan binanın karşısında mermer makinesi üretimi yapılan fabrikanın çalışanlarından Mehmet Kerem, gazetecilere, gece olayı öğrenip geldiklerinde itfaiye ekiplerinin söndürme çalışmasını tamamladığını gördüklerini söyledi. İş yerinin, kendi kardeşi ve yeğenine ait olduğunu dile getiren Kerem, şu ifadeleri kullandı: "Suriyeli aile, Türkiye'mize, bize misafir olan, gelen insanlar. Böyle bir acı olayla karşılaştık. Kağıt, karton toplayarak geçimlerini yapıyorlar. Orada ne yaktıklarını tabii bilemiyoruz, sobadan çıktı, zehirlendiler mi? Her gün gördüğüm çocuklar. Sevimli çocuklardı. Bizim çocuklarımız neyse aynı onlar da o şekilde gördüğümüz insanlardı. Biz ayırt etmeyiz, kim olursa olsun, çocuk nihayetinde. Babaları ekmek parası için motosikletiyle karton toplayan bir insan. Gariban insanlardı. Allah hepsinin mekanını cennet etsin." Kerem, ailenin yanındaki diğer 2 çocuğun önceki gün geldiğini, gündüz kuzenleriyle oynadıklarını ifade etti. Yanan binanın son katında anne, baba ve bir çocuğun yaşadığını bildiren Kerem, bunun alt katında ise fabrikalarında çalışan işçinin kaldığını, bu kişinin olay sırasında montaj için Denizli'de bulunduğunu sözlerine ekledi. AA
HÜDA PAR: FACİADA HAYATINI KAYBEDEN MUHACİRLERE RAHMET DİLİYORUZ
HÜDA PAR Sosyal İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hasan Şahin, konuyla ilgili gazetemize yaptığı açıklamada, İslami ve insani bir sorumluluk olarak ülkesini terk etmek zorunda kalıp Türkiye’ye sığınan muhacirlere destek olunması gerektiğini belirtti. Faciada hayatını kaybeden muhacirlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa, yakınlarına sabır dileyen Şahin şunları kaydetti: “Savaş veya çeşitli nedenlerle ülkelerini terk etmek zorunda kalan insanlar sığınacakları bir liman ararlar. Ülkemizi bir sığınma yeri olarak gören bu muhacirler maalesef çeşitli sıkıntılarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bursa'da meydana gelen yangın faciasında bir ailenin tamamen feci şekilde hayatlarını kaybetmesi hepimizi derinden üzmüştür. Bize sığınan mültecilere karşı insani görevimizi tam olarak yapamadığımızı bir kez daha bize göstermiştir. Dünyanın mültecilere karşı duyarsızlığı ortadadır. Bizler köklü bir medeniyetin mensupları olarak meydana gelen ve faciayla sonuçlanan bu olaydan ders çıkarıp, sorumluluğumuzu yerine getirmede gerekli adımları atmalı, mültecilere her türlü yardımı yapmalıyız. Bu bizim İslami ve insani sorumluluğumuzdur. Faciada hayatını kaybeden muhacirlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa, yakınlarına sabır diliyorum.”