Taziye yemeklerinin taziye sahiplerine yük olduğu ve taziyenin muhtevasına ters bir durum olduğunu söyleyen Şehit Mustafa Gündoğdu mahalle muhtarı Nihat Çelik, Bingöl’de ilk olarak kendi mahallelerinden başlamak suretiyle taziye yemeklerinin kaldırıldığını açıkladı. Çelik, bu uygulamaya iki mahalle ve birkaç derneğin de destek verdiğini söyleyerek Bingöl valisine taziye yemeklerinin bütün kentte yasaklanması çağrısında bulunu. Taziye yemeklerinin ilk kaldırıldığı yer ise yapımı yeni biten Bingöl Merkez Uzunsavat Şehy Süleyman Camii oldu.

Taziye yemeklerinin İslam’da yeri olmadığını söyleyen Uzunsavat Şehy Süleyman camii imam hatibi Süleyman Akbana, taziye yemeklerinin mekruh olduğunu, ölen kişinin ailesinde yetim varsa bu yemeğin haram olduğunu söyleyerek muhtarların başlatmış olduğu uygulamaya destek verdiğini söyledi.

Şehit Mustafa Gündoğdu mahalle muhtarı Nihat Çelik, Sakarya’da uygulanan taziye yemeklerinin kaldırılmasını örnek alarak Bingöl’de ilk olarak kendi mahallelerinde taziye yemeklerini kaldırdıklarını ifade ederek, “Mahalle heyeti ve cami imamımız ile birlikte taziye yemeklerini mahallemizden kaldırdık. İnşallah bütün mahallelerimiz de bu uygulamaya katılıp taziye yemeklerini kaldıracaklar.” dedi.

“Fakir taziye yemeği altında eziliyor, buna dur deme vakti geldi”

Muhtar Çelik, “Zenginlerin verebildiği, fakirin veremediği yemeğin altında fakir eziliyor. Buna dur deme zamanı geldi. İnşaallah bundan sonra taziye yemekleri vermeyeceğiz. Bu programı açtığımızda Kültür mahalle muhtarı Ali Bozkurt, İnalı mahalle muhtarı Sait Polat ve Karşıyaka mahallesi dernek yönetimi de bu uygulamaya başladı. Kaleönü (simani) mahallesinin de bu yönde teklifi ve girişimleri oldu. Buradan Bingöl valisine çağrıda bulunuyoruz ve diyoruz, valimiz açıklama yaparak bu uygulamayı resmi hale getirsin ve merkezde taziye yemekleri kaldırılsın. Taziye yemeklerinin kaldırılması hayırlıdır ve sevaptır. Artık bunu kaldıramıyoruz.” ifadelerine yer verdi.

“Taziyesi biten şahsın ikinci bir taziyesi de vereceği yemek parası oluyor”

Üç günlük bir taziye yemeğinin maliyeti 70 bin lira. Bir kişinin yemek ücreti 50 liradır. Burada öğle saati oluyor bakıyorsunuz taziyeye gelip Fatiha okumayan adam gelip yemek yiyip gidiyor. Kendim şahit olduğum bir olayı anlatayım; Adamın taziyesi var, bana dönüp, 'muhtarım yarın taziye var, yemekte kavurma mı var yoksa sebzeli yemek mi var?' diye soruyorlar. Bunları görünce sıkıldım, üzüldüm. İnşaallah bu yemeği kaldıracağız. Milletin taziyesi daha rahat olacak ve halkımız gelip taziye sahipleriyle acısını paylaşıp gidecek. Ama bugünkü şartlarda adam yemeğini veriyor, cenazesini defnediyor ve halk kalkıp evine gidiyor. Daha sonra adam bakıyor ki ensesinde bir cenaze daha var. Nedir bu? 70 bin lira ödeme gelmiş yemek vermişiz. Hiç kimse demiyor ki bu yemek ne oldu nasıl verildi?” dedi.

“Taziye yemeği parasını amel defterini açık tutacak hayırlarda kullanmalıyız”

Muhtar Çelik, hayır yapmak isteyenlere çağrıda bulunarak, “Taziye yerimiz taziye günleri gerçekten bir lokanta gibi oluyor. Hele hele öğlen vakitlerinde taziye yapmadan yemek yiyip gidenler var. Bundan böyle burası taziye lokantası değil, taziye sahiplerinin acısının paylaşıldığı yer olarak görmek istiyoruz. Bu mekanları yapan, sebep olanlardan Allah razı olsun. Emin olun taziye yemeği yerine amel defterini açık tutacak bir şekilde bu 60-70 bin lirayı bir cami, bir çeşme veya yol gibi hayırlarda kullansalar çok güzel olur. Hem bu dünyada hem de diğer dünyada sevabı kapanmaz, ta ki kıyamete kadar. Herkese teşekkür ediyorum Allah razı olsun.” şeklinde konuştu.

Uzunsavat Şehy Süleyman Camii İmam Hatibi Süleyman Akbana ise, “Yaklaşık 30 yıldır burada görev yapmaktayım. Taziye yemekleri konusundaki uyarılarımızı yıllardır camilerde vaaz kürsülerinden söylüyoruz. Fıkhi boyutu olarak mekruhtur. Ancak ailede reşit çağına ulaşmamış çocuğu varsa o zaman o yemek haram olur. Bundan dolayı taziye sahipleri bu yemek telaşına düşmeden hayır hasenat yaptıklarında sadaka-i cariye vardır, mesela cami, Kur'an kursları, yol, su çeşme gibi yerlere harcanması, amel defterini kapatmayacak şekilde daha uygun olur.” dedi

Taziye sahipleri musibete uğramış insanlarıdır diyen Akbana, siyerden Hz. Cafer (ra)’nın taziyesinde Hz. Peygamber’in, ‘Caferin evinde musibet vardır, ona yemek götürün’ hadisini örnek vererek taziye sahibinin taziye yemeği veremeyeceğini aksine taziye sahibine yemek götürülmesi gerektiğini söyledi.

İmam hatip Akbana, mahalle muhtarının desteği ile taziye yemeği uygulamasını camilerinde ve mahallelerinde aldıklarını ifade ederek bu uygulamadan halkın da memnun olduğunu ve bu uygulamanın devam etmesi ve tüm mahallelere yayılması gerektiğini söyledi.

“Taziye yeri lokantaya çevrilmiş halde”

Taziye yemeklerinin kaldırılmasının çok isabetli bir karar olduğunu söyleyen cami cemaatinden Hasan Mısır ise, “Daha önce köylerde bu uygulama vardı, millet izdiham yaşardı. Kişi vardır gücü yetmez yemek vermeye. Köylerde köylülerin yardımlaşmasıyla yemekler veriliyor ve taziye sahibine maddi bir külfet oluşmuyor. Köylerde bu durum olabilse de şehirde bu uygulama olmaz. Şehirde bu durum haram olur. Geçenlerde bir taziye sahibi yemek verebilmek için kredi çekmişti. Bu yanlış. Muhtar ve imamın bu uygulamasına destek veriyoruz ve çok beğendik. Taziyeye gelen sabır dileklerini iletip Fatiha’sını okusun acıkan gidip lokantaya veya bir yakının evinde yemeğini yesin. Kişi var evi camiye yakındır yine taziye yemeği yiyor veya köyden gelmiş taziyeden yemek yemeden gitmiyor. Taziye sahibi ayak altında eziliyor, mevtasını da unutuyor. Yemekle meşgul oluyor. Taziye yerleri lokanta gibi oluyor. Lokanta daha seyrek ve normal ama burası çok daha aktif bir yemek hizmeti içerisindedir. Bu yanlıştır. Buna son verilmelidir. Sebep olanlardan Allah razı olsun inşaallah her yerde bu uygulama hayata geçer.” şeklinde konuştu. (İLKHA)