Uzman Psikolog Işık, gelişen ve dönüşen dünyada internet ve bilgisayara sadece teknolojik bir araç olarak bakmanın beraberinde birçok sıkıntıyı getirdiğine dikkat çekti.
"Hızlı bir iletişim çağı içerisindeyiz"
Bilim ve teknolojinin gelişmesine bağlı olarak iletişimin de hızlı bir şekilde gerçekleştiğini dile getiren Işık, "Bilindiği gibi hızlı bir bilişim çağı yaşıyoruz. Hızlı bir iletişim çağı içerisindeyiz. Bu süreç içerisinde de bilişim alet ve edevatları konusunda özellikle çocuklarımızın, gençlerimizin çok ciddi bir etkileşimleri var. Niye bu etkileşimler var? Eğitimde bu var, günlük hayatta bu var. Popüler kültürde ciddi anlamda bilişim araçları var. Tabi bu araçların kullanımıyla ilgili bilinçli bir yaklaşım da olmayınca, alet edevatın kullanımıyla ilgili yararlılık boyutu çok ciddi anlamda gözetilmeyince problemler karşımıza çıkıyor. Aynısını geçmişte televizyon konusunda da yaşamıştık. 1960-80 arası ciddi bir televizyon kuşağı bağımlılığı tartışması vardı." ifadelerini kullandı.
"Ekran bağımlılığı dediğimiz şeyler var"
Çocukların ekran bağımlısı haline gelebildiğine vurgu yapan Işık, "2000'den itibaren de bilişim çağının aktif olarak hayatın her alanına girmesinden kaynaklı ciddi bir bilişim bağımlılığı, internet, bilgisayar bağımlılığı daha doğrusu ekran bağımlılığı dediğimiz şeyler var. Cep telefonları adeta küçük bir dünya olarak çok küçük yaşlardan itibaren çocuklarımızın ellerine geçiyor. Ve doğruyu, yanlışı ayırt edemeyen çocuklarımız camın arkasındaki dünya ile nasıl bir etkileşime girecekleri konusunda ciddi bir fikirleri olmuyor. Böyle olunca da yararlı, yararsız, zararlı her türlü etkiye açık olan çocuklarımız artık o sihirli aletin etkisinden kurtulamıyor. Ve aletle olan ilişkisini günün neredeyse tamamına yayacak, uykuda bile telefonu, tableti hatta bilgisayarın olduğu odada uyuyup bilgisayarı kendilerinden bir parça haline getirmeye başlıyorlar. Bu yönüyle en önemli şey günlük hayatı etkileyecek, günlük programlarını aksatacak kadar etkileşime girmeleri ciddi bir sorun." dedi.
"Ahlaki gelişimleri yanlış bir yöne doğru gelişiyor"
Çocukların kontrolsüz bir şekilde internet ve dijital materyalle baş başa kalmasının ciddi sorunlara yol açtığını belirten Işık şöyle devam etti:
"Diğer önemli konuda oradan yayılacak ve gelecek zararları bertaraf edememek, onların farkına varamamaktır. Ve o dünyanın içine yaşı küçükken, gelişim düzeyi el vermiyorken girmiş olmaları birçok zararı da beraberinde getiriyor. Kişilik gelişimleri, ahlaki gelişimleri yanlış bir yöne doğru gelişiyor. Bununla beraber eğitim öğretime ayırmaları gereken süreci başka faaliyet ve etkileşimlere ayırdıkları için belli yaşlarda kazanmaları gereken davranış örüntüleri genelde çocuklarımızda, gençlerimizde gecikmelere neden oluyor. Öncelikle göz bozuklukları ardından beslenme bozukluğu ve obezite dediğimiz önemli sağlık sorunlarına yol açıyor. Çünkü internet bağımlılığı ciddi bir hareketsizlik, bir odaya, bir araca, bir masaya bağımlı bir hayatı da beraberinde getiriyor. Hareket etmeyen bir vücut, sürekli bilgisayar başında beslenen bir bünye obeziteye yol açıyor. Bu da çok ciddi kalp rahatsızlıklarının erken yaşlarda gelmesine, tansiyon hastalıklarının çocuklarda, gençlerde görülmesine ve hatta organ bozuklukları dediğimiz vücut fonksiyon kayıplarının yaşanmasına yol açıyor."
"Filtresiz internet adeta çocuklarımızın karnına attığımız bir bombadır"
İnternetin olduğu tüm ortamlarda çocuklar için filtre kullanmanın zorunluluğuna değinen Işık, "Aslında basit bir alet gibi gözüküyor ama çok tehlikeli bir dünyadır bu. Eğer bunu amaçlı ve bilinçli bir düzeyde kullanmasalar çok büyük tehlikeleriyle karşılaşabiliyorlar. Aynı zamanda geleceğe hazırladığımız neslimizin vermesi gereken görevlerini verememesi gibi bir problemle de karşı karşıya kalıyoruz. Bütün bunlardan korunmanın temel yolu internetle olan etkileşimi ve iletişimi düzeyli hale getirmek, sınırlamaktır. Bilinçlendirme, ciddi anlamda filtre kullanmaya ihtiyacımız var. Hem ulusal düzeyde hem aile bağlamında hem de yaş düzeyi açısından artık merkezi idarenin buna el atması gerekiyor. Bunun iletişim özgürlüğü kapsamından çıkarılması lazımdır. Yaşa bağlı olarak ulaşılabilirlik konusunu yeniden gözden geçirilmesi lazımdır. Çünkü filtresiz bir bilgisayar, internet, sosyal medya adeta çocuklarımızın midesine, karnına attığımız bir bombadır. Her an patlayabilir çocuklarımızla beraber etrafına da zarar verecek hale gelebilir. Bu konuda da hepimizin ciddi anlamda görevleri var. Okulların, anne ve babaların, devletin artık buna gecikmeden ciddi bir şekilde el atmasının zamanı gelmiştir, geçiyor diye düşünüyoruz." şeklide konuştu.
"Sadece bir teknolojik alet olarak bakmayalım"
Bilgisayar ve internetin birer araç olmanın ötesine geçtiğinin altını çizen Işık, "Gerçekten dünyada farklı amaçlardaki birçok kesim her şekilde kendine yarar hale getirmeye çalıştığı bir dünya için interneti vazgeçilmez bir araç olarak kullanıyor. Biz de bunun farkında olalım sadece bir teknolojik alet olarak bakmayalım. Çünkü böyle baktığımız için bu güne kadar birçok yönünü ihmal ettik. Bize verdiği zararları bertaraf edemedik diye düşünüyoruz." dedi.