İslam dininin insanlar arasında yardımlaşmayı ve dayanışmayı önde tuttuğunu belirten Çiftçi, Müslümanların bu konuda bilinçli davranarak el birliğiyle yardımlaşabileceklerine dikkat çekti.
İslam'da dilenmenin, dilencilik yapmanın haram olduğunu ifade eden Çiftçi, ancak gerçek manada ihtiyaç ve muhtaç sahibi kişilerin ihtiyacı kadarıyla isteyebileceklerini aktardı.
"İslam dini, toplumsal dayanışmayı ve yardımlaşmayı emreden mübarek bir dindir"
Çiftçi, "İslam dini, toplumsal dayanışmayı ve yardımlaşmayı emreden ve kardeşliği perçinleyen mübarek bir dindir. İslam toplumundaki dayanışma, Resulullah Efendimiz Aleyhisselam'ın ifadesiyle, 'Bir Müslüman kendisi için sevdiği şeyi din kardeşleri için sevmediği müddetçe hakkıyla iman etmiş olmaz' hadisinden hareketle kendi nefsimiz için istediğimiz şeyi diğer din kardeşlerimiz için de istemek durumundayız. Dinimizin temel emirleri arasında zekât, fitre, sadaka, kefaret ve dini kusurları ve günahların bağışlanması hususunda bize bir sorumluluk ve görev olarak yüklemiştir. Amaç toplumdaki fakirliği kaldırmak, sonlandırmak ve toplumun bütün fertlerini birbirine yakın bir seviyede toplumsal refahı ve zenginliği temin etmektir. Kur'an-ı Kerim'de yüce Rabbimiz Celle Celâluhu , 'O ki eğer bana tekrar dünyaya döndürülme şansı tanısa beni tekrar dünyaya döndürseler de gerçekten ben mutasaddıklardan ve Allah yolunda verenlerden olurdum.' şeklinde buyuruyor." hatırlatmasında bulundu.
İslam'da ihtiyacı olmaksızın dilenmenin haram olduğunu vurgulayan Çiftçi, "Sadaka, imani duygularının varlığına bir işarettir. Allah mutasaddıkları ve sadaka verenleri sever. Hali ile Müslümanların dini duygularını, insani duygularını istismar ederek bunu toplumun sırtından ve iyi insanların yardımseverlik duygularını sömürerek haksız yere dilenen insanlar var, bu haramdır. Dinimizde dilenmek haramdır. Sadece bir şartla; helak olmak ve ölmek üzere olan biri kişi ihtiyacı kadar isteyebilir. Ama Yalan ifadeyle; 'Hastam var, çocuğum öldü, hanımın öldü' deyip de Müslümanların iyi duygularını sömürerek bu gibi şeylerden insanlardan bir şeyler talep etmek gerçekten Müslümanın onuruna ve insanın onuruna yakışmayan kötü bir davranıştır." diye konuştu.
"Sadaka, fitre, fidye ve zekât ile bu gibi mali ibadetleri yerine getirirken önce yakınlarımızdan başlamamız lazım"
Çiftçi, "Onun için dinimiz dilenciliği haram kılmıştır. Bizim de sadaka, filtre, fidye ve zekât ile bu gibi mali ibadetleri yerine getirirken önce yakınlarımızdan başlamamız lazım. Çünkü bu dini ibadetimiz bağışımız, yardımımız, tanıdığımız ve gerçekten hak sahibi olan kişilere ulaşabilsin. Hem dini manada ibadetimiz yerine gelmiş olsun hem de tanıdığımıza yardım etmemiz; toplumsal saygı, sevgi ve dostluk bağlarını güçlendirme adına daha faydalı ve yararlıdır. " ifadelerini kullandı.
Muhtaç kişilerin dilenmek yerine sosyal kurum ve kuruluşlardan yardım talebinde bulunabileceklerini belirten Çiftçi, "İhtiyacı olduğu halde dilenmeyen kişiyi Yüce Allah müstağni (zengin) kılar. Ayet-i Kerime'de, 'O müminler ki Allah'tan haya ederler.' Allah'tan başka kimseden istemedikleri için Yüce Rabbimizin ifadesiyle Kur'an da cahiller onları zengin zannederler. Elhamdülillah bu noktada çok güzel organizasyonlar var, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları var, özel vakıflar var, Türkiye Diyanet Vakfı var. Onun için muhtaç olan insanlarımız bu tür kurum ve kuruluşlardan yardım isteyebilirler." şeklinde dile getirdi.