Bilgisayar, tablet ve telefonlarda kullandığımız uygulamaların hemen hemen hepsinde ses, mikrofon, galeri, kamera vb. erişim izinlerinin istenmesiyle ilgili açıklamada bulunan Dr. Mehmet Çatlı, önemli uyarılarda bulundu.

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) Hukuk Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Çatlı, zaruri olmadıkça bu uygulamaları kullanmamız gerektiğini belirtti.

“Telefonunuzun kapalı olduğunu düşünüyorsunuz ama kameranızı açıp ortamınızı gözetleyebiliyorlar”

Dijital mecralarda yapılan her işlemin kayıt edildiğini hatırlatan Çatlı, “Öncelikle şunu söylemekte fayda var. Dijital mecralarda yaptığımız her işlemin, tuşa dokunmak, telefona dokunmak, bunların hepsinin kaydedildiğini bilmekte fayda var. Dijital ortam güvenilirliği ile ilgili yapılan çalışmaların bize gösterildiği şey bu. Beş yıl önceki bir ekran görüntüsünü, ekran görüntünüzü veya sizin tıkladığınız bir internet sayfasını tekrar geri getirmek mümkün. Bunu tüm kullanıcıların bilmesinde fayda var. Özellikle sizin görüntülerinizin, paylaşımlarınızın hiçbiri silinmiyor. Siz kendinizden silseniz dahi orada kalıyor. Zaten sosyal medyanın bu anlamda çok ciddi bir açığı var. Bu boyutta kullanıcıların neleri paylaşıp ya da nelere bakıp bakmamaları konusunda bir bilinç sahibi olmaları şart. Çünkü hepimiz biliyoruz ki artık yaptığımız paylaşımlar, kullandığımız kelimelerden, cümlelerden yani her türlü veri üzerimizden alınıyor. Özellikle cep telefonlarında kullandığımız uygulamaların aldığı izinler. Bu izinlerin tamamını biz o programı kullanmak için kabul ediyoruz. Mesela bunların çoğu ortam ses kaydı yapabiliyor. Siz telefonunuz kapalı olduğunu düşünüyorsunuz ama çok rahat bir şekilde bu yazılımlarla kameranızı açıp ortamınızı gözetleyebiliyorlar.” uyarısında bulundu.

“Dijital ortamda silinebilir hiçbir şey yok”

Mahrem hiçbir şeyin paylaşılmaması ve hatta dijital ortama aktarılmaması gerektiğini beliren Çatlı, “Burada temel şey, dikkat edilecek husus şu mahrem şeyleri mahrem olduğunu düşündüğünüz bilgileri paylaşmamak lazım. Banyo, tuvalet, yatak odası gibi yerlere cep telefonunun kesinlikle götürülmesi gerekir. Çünkü cep telefonları yazılım anlamında daha fazla imkana sahipler. Bu anlamda çok rahat diyebilirim ki bilgisayarlar geri kaldı. Bir cep telefonu, bir bilgisayar kadar hatta daha fazlasını sunabildiği için insanlar çok fazla bilgisayar kullanmayı da tercih etmiyor artık. Dolayısıyla burada özellikle dikkat edilmesi gereken konular bunlar. Dijital ortamda silinebilir hiçbir şey yok. Siliniyor deseler de yaptığım incelemelerde araştırmalarda gördüğüm hususlardan bir tanesi bu. Bir de özel hayat, belki arkadaşlarımızla, dostlarımızla, akrabalarımızla çok yakın bildiğimiz anne babamıza paylaşmadığımız şeyleri internet ortamında ya da cep telefonu üzerinden paylaşıyoruz. Bunların paylaşılmaması gerekir. Bu konuda insanlar titiz olmalı.” dedi.

“Yapay zekâ algoritmalarla birlikte cep telefonu kullanım alışkanlığından kişilerin yönlendirebildiğini biliyoruz”

Devamında Çatlı, şunları aktardı:

“Bu tip uyarılar yaptığımız birtakım insanlar 'ya benim data mı, benim bilgimi alsa ne olacak' diye bakabilirler ama bu doğru bir yaklaşım değil. Neden? Çünkü yapay zekâ, algoritmalarla birlikte artık kişinin cep telefonu kullanım alışkanlığından, kişileri yönlendirebildiğini biliyoruz. Gerek reklamlar kanalıyla gerek cep telefonunuzu açtığınızda gelen bildirimler kanalıyla, cep telefonunuz ya da dijital ortamların geneli sizin ne yediğinizi ne aldığınızı ne sattığınızı ne düşündüğünüzü, hangi kelimeleri kullandığınızı biliyor olmalarının bir anlamı var. Bir zaman sonra sizi çok rahat bir şekilde yönlendirebilirler. Dolayısıyla kişi dijital ortam için bir mahrem alan tespit etmelidir. ‘Nasıl olsa kimse görmez, kimse hiçbir şekilde bunu sildim geri gelmez' diye düşünmemeli. Bu sınırlar çerçevesinde bu ortamları kullanmakta fayda var.”

“Çocuklar için dijital alanlara özellikle engelleyici programlar yüklemeli”

Çocukların dijital ortam ile ilgili de ebeveynleri uyaran Çatlı, “Çocuklar için özellikle engelleyici programlar yüklemeli. Çünkü çocuklar bu konuda daha korumasızlar. Belki büyükler olarak yetişkinler biraz daha farkındayız bu işin ama onlar farkında değiller. Aileler çocuklarının cep telefonlarına veya dijital, tablet vesaire diğer aletlere program yükleyip onları kontrol etme şansına sahipler.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)