Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin   8’inci Olağan Büyük Kongresi'nde  konuşma gerçekleştirdi.

Karamollaoğlu'nun konuşmasından satır başları;

Bir ülke düşünün, koca koca adalet sarayları inşa edilsin; fakat aynı zamanda onlarca yeni cezaevi açılsın. Bir ülke düşünün ki; cezaevleri tıklım tıklım dolu olsun. Adalet mekanizması, siyasilerin elinde adeta bir kılıç gibi kullanılsın. İşinden, ekmeğinden, özgürlüğünden edilen KHK mağdurlarının feryâdı arş-ı Âla'ya ulaşmış. Fakat heyhât! Duyan yok. İnsanlar konuşmaktan, tweet atmaktan korkar hale gelmiş; Yasaklarla mücadele edeceğini söyleyenler ise, yasakçı zihniyetin bizzat baş aktörü olmuş. Aziz vatandaşlarımız, kıymetli kardeşlerim; Adalet düğmesi yanlış iliklenince ekonomide ve diğer her alan duvara toslamamak mümkün değildir!
Adalet açığını kapatmadan; cari açığı, bütçe açığını ve dış ticaret açığını kapatmak mümkün olmaz.

Hukuksuzluğun norm haline geldiği bir ülkede, gelir dağılımındaki adetsizliği gidermek mümkün mü? İşte; 2022 Türkiyesi'nde. Milyonlarca işsizimiz var. Bakmayın siz kürsüde atılan nutuklara; milyarlarca liramız her yıl faiz lobilerine oluk oluk aktarılıyor. Milyonlarca asgari ücretlimiz açlık sınırının altında ve geri kalan milyonlarca çalışanımız da ancak yoksulluk sınırının altında bir ücrete mahkum edilmiş. Emeklilerimizin durumu ise hepsinden vahim. Zaten aldığı üç kuruşluk maaşı da doğrudan veya dolaylı olarak kızına, damadına, gelinine, torununa veren bu insanlara; reva görülen ücret bu mu olmalı Allah aşkına? Bugün bir telefon almak veya bir kafede oturmak bile kendisine lüks görülen evlatlarımız, siz iktidara geldiğinizde hayata gözlerini yeni açmıştı. Ne kabahati var bu gençlerin? 60-70 yıllık ekmek teknelerini kapatan esnafımızın, Enflasyon nedeniyle çarşı-pazardan eli boş dönen ev hanımlarımızın, Kantinde istediğini alamayan çocuklarımızın ne kabahati var? Değerli misafirler; yoksulluk her geçen gün derinleşiyor!

'YOLSUZLUK YAPMAK İÇİN İHALELER YAPILIYOR'
"Bir test kitabı olmuş 100 lira, asgari ücretle çalışan babam nasıl alsın bunu?" diyerek, gözyaşları döken 14 yaşındaki liseli kızımızı dinleyince;
Nasıl duygulanmaz bir insan? Ben işsiz kaldım, çalışamadım, ekmek bulamadım, namerdim yalan söylüyorsam. Fabrikaya iş bakmaya gittim, kapının önündeki bayat ekmeği adamdan rica ettim, aldım. Tavuklarımız var onlara götürecem dedim, yalan söyledim. Eve döndük ve eşimle beraber oturduk o ekmeği yedik.." diye anlatırken sesi titreyen, eşi de yanında gözyaşları döken insanlarımızı görüp de; nasıl kahrolmaz bir insan?
Böyle onlarca örnek var. Kaldı ki tek bir insanımız dahi bu durumda olsa, büyük büyük cümleler kurmaya utanır insan ya! İsraf almış başını gitmiş!
Artık ihalelerde yolsuzluk yapılıyor diyemiyoruz, adeta yolsuzluk yapmak için ihaleler yapılıyor. Allah'tan korkun! Devlet borçlu, millet borçlu!
Kamu borçlu, özel sektör borçlu! Yanlış yatırımlarla var olan paralarımız, kaynaklarımız da betona gömüldü, geleceğimiz dahi ipotek altına alındı!
Değerli kardeşlerim, insanın yüreği yanıyor, hançeresi yırtılırcasına haykırası geliyor!Bu millet, ne istediniz de vermedi size? Allah aşkına bir ülke, hem de Türkiye gibi bir ülke 20 yıl sonra bu hale nasıl getirilir?

'İSLAM DÜNYASI SAHİPSİZ, COĞRAFYAMIZ DARMADAĞAN'
Kıymetli kardeşlerim, ekranları karşısında bizleri takip eden aziz vatandaşlarımız; Sağlıkta en iyi yetişmiş insanlarımızı bu ülkeye küstürdüler. Düşünün siz; en iyi eğitimi alan en nitelikli insanlarımız, yoksulluk sınırında bir ücrete mahkum ve ağır çalışma koşullarında çalışmaya icbar ediliyor. Sonra da; "giderseniz gidin" deniliyor! Böyle bir iklimde akademisyen kalır mı, doktorlar durur mu Allah aşkına? Muhterem kardeşlerim, geliyoruz şimdi dış politikanın fotoğrafını çekmeye. Büyük Ortadoğu Projesi adım adım uygulanıyor. Yani Büyük İsrail Projesi sinsi bir şekilde yürütülüyor. Birileri ise "normalleşmek" için sıraya girmiş! İslam dünyası sahipsiz, coğrafyamız darmadağın... Yeryüzü üzerinde kan ve gözyaşı oluk oluk akıyor, akıtılıyor... ABD ile Rusya, NATO ile Şangay arasında adeta pinpon topuna dönen bir dış politika anlayışıyla hareket ediliyor. Boyla, posla, sembolik fotoğraflar ve kürsülerden atılan süslü nutuklarla içeride bir algı oluşturuluyor.
Ama dışarda durum tam tersi. Irak'ta katledilen milyonlarca Müslümanın sorumlusu kim? Afganistan, Yemen, Keşmir, Filistin, Suriye, Doğu Türkistan'daki Uygur Türkleri; 20 yıl önce ne durumdaydı, şimdi ne durumdalar? Coğrafyamızda sınırlar fiilen değişmiş, kendi sınırlarımız adeta kevgire dönmüş.. Milyonlarca mülteci oradan oraya savruluyor.
-Ayrıca Adalar ve Kıbrıs tam bir çıkmazda! Bugün başka meselelerde "diplomasi kahramanı" ilan edilenler ise; 20 yıldır tüm bu olup bitenleri ya seyretmiş ya da figüran olarak rol almış!

'6'LI MASA TÜRKİYE'NİN 13. CUMHURBAŞKANINI BELİRLEYECEK'
Kurduğumuz bu masanın ayakları;Tunceli'nin, Kocaeli'nin, Sivas'ın,Konya'nın, Afyonkarahisar'ın ve Ankara'nın bereketli topraklarına sapasağlam basmaktadır. Bu masanın çapı; Edirne'den Hakkari'ye, Muğla'dan Artvin ve Ardahan'a, İzmir'den Van'a, Sinop'tan Hatay'a; 81 ilimizi kapsayacak kadar geniştir. Ezcümle, bu masanın genişliği 783 bin 562 kilometrekaredir!
Ülkemizin ihtiyacı da budur; insanımızın özlem ve hasretle beklediği ses de işte bu masadan yükselmiştir. Ve Allah'ın izniyle bu masa; Türkiye'nin 13. Cumhurbaşkanını belirleyecek, parlamento aritmetiğinde de çoğunluğu elde ederek, ülkemizin problemlerine hızlı ve kalıcı çözümler üretecektir. Biz, bu sürecin öncü ve güçlü aktörlerinden birisi olan Saadet Partisi olarak, yine tarihi bir sorumluluk üstlendik.