Gurbetteki Türkiye vatandaşlarıyla bir araya gelmek için Avrupa'da temaslarda bulunan Yapıcıoğlu, ilk olarak Almanya'nın Hamburg kentine geldi.

Parti temsilcilerinin karşıladığı Yapıcıoğlu, burada basın mensuplarıyla bir araya geldi. HÜDA PAR eski Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin'in de eşlik ettiği Yapıcıoğlu, basın mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

 

Seçim odaklı çalışan bir parti olmadıklarını belirten Yapıcıoğlu, Avrupa ziyareti hakkında şunları söyledi:

Yaklaşık bir buçuk yıldır Türkiye'de memleketin dört bir tarafını dolaşıyoruz ve aynı zamanda yaklaşan seçim için çalışmalar da yapıyoruz. Malum olduğu üzere Almanya'da da 1,5 milyona yakın seçmen kitlesi var. 2023 yılının mayıs ya da haziran ayında bir seçim yapılacak. Buradaki vatandaşlarla kontak kurma, onları ziyaret etme, dinleme ve çalışmalarımızı burada da sürdürme adına buraya geldik. Avrupa'da 10-12 günlük bir programımız var. Berlin, Brüksel, Avusturya, Paris, Hollanda gibi birçok yere gidip oralardaki vatandaşlarımızla bir araya geleceğiz. Geçtiğimiz seçimde Avrupa'daki oy kullanma oranı Türkiye'deki oy kullanma oranına göre düşüktü. Umuyoruz ki önümüzdeki seçimlerde burada yaşayan vatandaşlarımız seçimlere biraz daha ilgi gösterirler. Takip edenler bilirler ki, HÜDA PAR sadece seçim odaklı çalışan bir parti değildir. Biz pandemi şartları ortadan kalktıktan sonra memleketi dolaşmaya başladık. İnşallah bu seçimler bittikten sonra da yeniden vatandaşlarla bir araya gelmeye, onların sorun ve sıkıntılarını dinlemeye, kendi çözüm önerilerimizi onlara anlatmaya devam edeceğiz.

"Avrupa'da sadece başkentlerde değil vatandaşlarımızın yoğun olduğu yerlerde açmayı düşünüyoruz"

Avrupa'nın birçok kentinde temsilcilik açmak için çalışmaları sürdürdüklerini belirten Yapıcıoğlu, "Tek amacımız buradaki seçmenlere ulaşmak değil, buralarda temsilcilikler açmak istiyoruz. Ankara'daki Avrupa Birliği temsilcileri ve özellikle Almanya Büyükelçisiyle temaslarımız var. Özellikle Almanya'da temsilcilikler açmak istediğimizi ilgili makamlara bildirdik, onlardan cevap bekliyoruz. Ayrıca burada bulunan elçiliklerimizi de ziyaret edeceğiz. Buradaki vatandaşlarımızın genel durumuyla ilgili bize düşen herhangi bir şey varsa onları yerine getirmeye gayret edeceğiz inşallah. Vatandaşlarımızın sorun ve sıkıntılarını dinleyip varsa önerilerini not edeceğiz. Temsilciklerimizi sadece başkentlerde değil vatandaşlarımızın yoğun yaşadığı yerlerde açmayı düşünüyoruz." dedi.

"An itibariyle netleşmiş ya da kararlaştırılmış bir ittifak anlaşmamız yok"

Basın mensuplarının sorduğu ittifaklar sorusunu yanıtlayan Yapıcıoğlu, "Daha önce de bu konuda açıklamalarda bulunmuştum. Biz halen aynı noktadayız. Siyasetin doğasında ittifaklar vardır. Özellikle Türkiye'deki seçim sistemi, Seçim Barajı Kanunu ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi; partileri bir anlamda ittifak yapmaya zorluyor. Başkanlık Sistemi'nde bir adayın başkan seçilebilmesi için oyların yarısından fazlasını alması gerekiyor. Şu anda Türkiye'deki herhangi bir siyasi parti tek başına oyların yüzde 50'sinden fazlasını alması beklenmiyor. O nedenle en güçlü parti bile kendi adayının seçilmesi için bir ittifak arayışına girme ihtiyacı hissediyor. Mevcut yüzde 7'lik seçim barajı da Türkiye'de seçimlere katılma yeterliliğine sahip partilerin sayısının 30'a yakın olduğu düşünülürse bu barajın oldukça yüksek ve haksız bir uygulama olduğunu söyleyebiliriz. Bu yüzde 7'lik baraj nedeniyle de siyasi partiler bir ittifak içerinde yer alma ihtiyacı hissederler. Biz de herhangi bir ittifak içerisinde yer alabiliriz. Ama an itibariyle netleşmiş ya da kararlaştırılmış bir ittifak anlaşması yoktur. Böyle bir karar olduğunda vatandaşlarımıza basın aracılığıyla duyuracağız." ifadelerini kullandı.

"Yönetimde istikrar olsun diye temsilde adalet feda edildi"

Mevcut seçim barajının 12 Eylül'de darbe yapan askeri cuntanın ürünü olduğunu ve tamamen kaldırılması gerektiğini savunan Yapıcıoğlu, "Biz yüzde 7'lik barajı zorlayıp geçmek için elimizden gelen çabayı sarf edeceğiz. Eğer olmazsa bu bizim şevkimizi kırmayacak. Eğer olursa da herhangi bir gevşekliğe, rehavete sebebiyet vermeyecek. Bu barajın haksız olduğunu düşünüyoruz. Zira bu barajı getiren 12 Eylül Askeri Cuntasının kafasıydı. Yüzde 10'luk seçim barajıyla, yönetimde istikrar olsun diye temsilde adalet feda edildi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde aslında yönetimde istikrar garanti altında, çünkü ilk turda bir kişi seçilemezse ikinci turda sadece ilk turda en çok oy alan iki aday yarışıyor. Bu sistem koalisyon hükümetlerini bitirdi ama partilerin seçimlerden önce ittifak arayışlarını getirdi. 'Mevcut hükümet sistemi yönetiminde istikrar vardır, peki bu durumda temsilde adalet neye feda edilmektedir' diye sormak lazım. Bu seçim barajının; siyasi, hukuki, ahlaki hiçbir gerekçesi kalmamıştır. Var olan seçim barajı kaldırılmalıdır ama bu baraj olduğu müddetçe de biz o barajı aşmak için elimizden gelen bütün çabayı ortaya koyacağız." şeklinde konuştu.

"Rusya-Ukrayna savaşında arabuluculuk rolünü üstlenen Türkiye doğru işler yapıyor"

Ukrayna-Rusya savaşı hakkında sorulan soruyu yanıtlayan Yapıcıoğlu, Türkiye'nin arabuluculuk rolünü doğru bulduklarını belirterek, "Biz Türkiye'de hükümete şu çağrıyı yaptık: 'Bu savaş bizim savaşımız değil.' Elbette biz bu savaşın bir an önce sona ermesini istiyoruz. Umuyoruz ki bir an önce sona erer. Sonuçta bu savaşta çocuklar, kadınlar, siviller de etkileniyor. Sadece Rusya ya da Ukrayna değil Avrupa ve hatta uzak noktalardaki ülkeler de bu savaştan etkileniyor. Şimdi bir enerji krizinden bahsediliyor. Sadece bunlardan yola çıkarak savaşın iyi olmadığını söylemek mümkündür. Şu anda arabuluculuk rolünü üstlenen Türkiye ve Sayın Cumhurbaşkanı doğru işler yapıyor. Dileğimiz bu arabuluculuk barışla taçlanır." dedi.

"Faiz sadece enflasyonun değil birçok başka iktisadi hastalığın da tetikleyicisidir"

Ekonomik krizle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Yapıcıoğlu, "Ekonomiyle ilgili küresel bir kriz var. Malumunuz pandemi başlayınca küresel çapta çok ciddi etkileri hissedildi. Kapanmalar oldu, üretim azaldı. Özellikle bazı sektörlerde tam kapanma yaşandı. Pek çok ülkede gelir kaybına uğrayan vatandaşların bu etkileri daha çok hissetmemeleri için bazı destek paketleri açıklandı. Üretim azaldı ve bazı gıda ürünlerine talepte artış yaşandı. Tedarik zincirindeki bozulmadan kaynaklı fiyatlarda oynama oldu. Şu anda küresel çapta enflasyon artışı yaşandı. Aynı zamanda lojistikle ilgili sıkıntılar yaşandı. Enerji fiyatlarıyla ilgili sıkıntılar da bunların üzerine gelince küresel olarak ekonomik sıkıntı yaşandı." ifadelerini kullandı.

Faiz-enflasyon ilişkisini değerlendiren Yapıcıoğlu, "Şimdi şöyle bir yol ayrımı var. Enflasyonu düşürmek için faizler yükseltilsin mi yoksa bu tek başına çare değil mi? Bu noktada farklı düşünceler var. Biz diyoruz ki faiz sadece enflasyonun değil birçok başka iktisadi hastalığın da tetikleyicisidir. Biz bu krizin başından beri üretimi, istihdamı ve ihracatı artırmak suretiyle bu krizlerden çıkış olacağını söyledik. Şu anda da hükümetin uyguladığı şey budur. Ama bunlara ilave olarak cari açığın kapanması öngörülüyordu. Fakat maalesef ihracat artıyor ama ondan çok daha hızlı bir şekilde ithalat da artıyor Türkiye'de. Döviz kuru çok fazla yükselmesine rağmen bu oluyor. Teorik olarak böyle hesaplanmamıştı. Cari açık kapanmazsa bu sorun Türkiye'de devam edecek. Biz diyoruz ki eğer fiyat artışını durduramıyorsanız o zaman vatandaşın gelirini artırmalısınız. Bize göre enflasyon bir noktada duracak. Ama dar gelirlileri bu artan enflasyona ezdirmemek adına onların gelirini artırmak bütün hükümetlerin görevidir." dedi.

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Avrupa'daki temaslarına önümüzdeki günlerde de devam edecek. (İLKHA)