Çocuk yaşta iken "polio sekeli" adıyla bilinen çocuk felci hastalığına yakalanan 55 yaşındaki Osman Basmacı, ahşap sanatına olan merakının kendisini ustalaştırdığını belirtti.
Boş zamanlarında maket bıçağıyla ahşap oyuncaklar yaptığını ifade eden Basmacı, emekliliğe ayrıldıktan sonra kendisini ahşap sanatına adadığını vurguladı.
Tarihi mekân ve ürünlerin birebir aynısını yaparak geçimini sağlayan Basmacı, ahşap ürünlerin fiyatının işçiliğine göre değiştiğini söyledi.
Vatandaşların bilgisayar ortamında üretilen ürünlere yöneldiğini ifade eden Basmacı, kendisinin ürettiği bir üründen makinede yüzlercesinin üretilebildiğini belirtti.
Ürettiği ürünlerin doğal ve sağlıklı olduğunu vurgulayan Basmacı, hazır üretilen ürünlerin kanserojen ve kalitesiz olduğunu söyledi.
Dergâh Balıklıgöl Kent Platosunda bulunan Vali Ziyaeddin Akbulut Çarşısı arkasındaki atölyesinde üretim yapan Basmacı, ahşap oyuncak yapmaya nasıl başladığını anlattı.
"Boş zamanlarımda maket bıçakla oyuncak yapıyordum"
Ahşap oyuncak sanatına karşı bir merakının olduğunu belirten Basmacı, "Tahmini bir buçuk yaşındayken 'polio sekeli' denilen hastalığa yakalandım. Bu hastalıktan dolayı engelliyim. Urfa tabiriyle 'Çocuk felci' geçirmişim. Engelimden dolayı 2005'te emekli oldum. Tahta oyuncak yapımına 15 yıl önce kendi çabamla başladım. Bu işe meraklıydım, boş zamanlarımda maket bıçakla oyuncak yapıyordum. Emekli olana kadar bu işle uğraştım, didindim ve çabaladım. Kültür Bakanlığı ahşap oyuncak sanatçısıyım. 'Kırkından sonra' diyorlar ya ben de kırkımdan sonra meslek sahibi oldum. Ürettiğim ürünler Urfa'nın eski tarihi ahşap oyuncaklarıdır. Atalarımızın kullandığı oyuncakların aynısının birebirini yapıyorum. Konaklarda kullanılan süs eşyalarının maketlerini yapıyorum. Su küpü, taht, sedir ve dönme dolap yapıyorum. Ürettiğim ürünleri aşağıda açmış olduğum tezgâhta satıyorum. Kendim üretip kendim satıyorum." dedi.
"Ben bir tane üretene kadar makine yüz tane üretebiliyor"
Hazır üretimde kullanılan maddenin ne olduğunun belirsiz olduğunu fakat kendisinin doğal madde kullandığını dile getiren Basmacı, "Urfa'da bu işi yapan birkaç kişi var. Günümüzde ahşap ürünlere fazla talep var ama kâr getirisi yok. Genelde hazır ürünlere yönelme var. Çin'den, Tayvan'dan ve Endonezya'dan gelen oyuncaklara rağbet var. O ürünlerde el emeği yok, bilgisayar üzerinden üretiliyor. Ben bir tane üretene kadar makine yüz tane üretebiliyor. Bu nedenle bizde işçilik pahalıdır. İşçilik pahalı olunca bu sefer ürüne yansıma oluyor. Kavak, çam ve göğen ağacı kullanıyoruz. Onların kullandığı maddenin ne olduğu belli değil, ilaç veriyorlar ki albenisi çok olsun. Bizde öyle bir imkân olmadığından dolayı doğal ürünleri el emeğimizle yapıyoruz. El emeği de para etmiyor. Nereye kadar giderse devam edeceğiz." şeklinde konuştu.
"Oyuncağın üretimi şekline göre değişir"
Ahşap oyuncak üretiminin aşamalarından bahseden Basmacı, "Oyuncak yapımında gelen ağacın kurumasını bekliyoruz. Kuruduktan sonra işlemesi ve zımparası var. Daha sonra montaj aşaması var. Montajdan sonra yine zımpara yapıyoruz. Bir seferde kes, biç ve yapıştır yok. Makinelerdeki gibi yap, bas ve yapıştır yok. Oyuncağın üretimi şekline göre değişir. Bazı oyuncaklardan 10 tane üretiyorum bazen de bir oyuncağı 10 günde bitirebiliyorum. Balıklıgöl, Urfa Kalesi, Dergâh Camii maketi 20 günümü aldı. Ahşap oyuncakların fiyatı işçiliğine göre değişiyor. Ürünler büyüklüğüne veya küçüklüğüne göre değil, işçiliğine göre değişiyor. Ahşap ürünlere dönüş var. Halk, Çin'den gelen plastik ve kanserojen madde olan ürünlerden bıktılar. O ürünler günübirlik ürünlerdir. Bizim ürünler doğal madde olduğu için sağlıklı ve uzun ömürlü ürünlerdir." diye konuştu. (İLKHA)