Suç oranlarının artması ve işlenmesi nedenlerinin arasında ilk sıralarda alkolün geldiğine işaret eden Avukat İsa Yıldız, bunun cezaları artırım yoluyla ve eğitimle aşılabileceğini belirtti.
İnsanların farklı gerekçelerle alkol tükettiklerine dikkat çeken Yıldız, bu tür eğilimlerin ve düşüncelerin alkol bağımlılığını da beraberinde getirdiğini söyledi.
Dünya Sağlık Örgütünün paylaşmış olduğu verileri hatırlatan Yıldız, “Alkolün doğurmuş olduğu suçlara ve oranlarına bakıldığında; cinayetlerin yüzde 85’i, tecavüz olaylarının yüzde 50’si, kazaların yüzde 60’ı, şiddetin yüzde 50’si, hırsızlıkların yüzde 70’i ve intiharların yüzde 90’ı alkol kaynaklı meydana gelmektedir. Bu da aynı zamanda alkolün toplumsal anlamda ne kadar ciddi bir zarar doğurduğunu göstermektedir.” dedi.
“Alkollü olan şahıs iradesini ve şuurunu kaybediyor”
Alkolün aile yapısına ciddi zararlar verdiğini vurgulayan Yıldız, “Alkolün, önünüze gelen davalarda ve karşılaştığımız olaylarda, özellikle aile yapısına ciddi anlamda zarar verdiğini görmekteyiz. Genelde toplumumuzda kadın, ev hanımıdır. Ancak, kadınların çalıştığı ailelerde ise kadın çalışıp eve para getirmektedir. Alkol bağımlısı olan baba da bu parayı kadından zorla alabilmektedir. Bu da aile içi ilişkilere ve sürdürülebilir aile yapısına ciddi anlamda zararlar verebilmektedir. Alkollü olan şahıs iradesini ve şuurunu kaybetmektedir. Alkollü şahıs tarafından kazaya uğrayan mağdurlar, oluşan hasarın etkilerini ömür boyu hissetse de kazaya sebebiyet veren kişi alkolün etkisiyle herhangi bir vicdani rahatsızlık duymamaktadır. Çünkü kaza anında alkolün etkisinde olduğu için olayı hatırlamamaktadır.” şeklinde konuştu.
“Alkol irade dışı alındıysa, kişi işlemiş olduğu suçtan dolayı herhangi bir cezayla karşılaşmıyor”
Türk Ceza Kanunda uyuşturucunun ve alkolün beraber anıldığını söyleyen Yıldız, “Türk Ceza Kanunu madde 34’te şahsi cezasızlık nedeninden bahsediliyor. Alkol irade dışı alındıysa kişi işlemiş olduğu suçtan dolayı herhangi bir cezayla karşılaşmıyor ve kanunda bu durum şahsi cezasızlık olarak adlandırılıyor. Ancak burada irade dışı değil de iradeyle alınmış bir alkol varsa - bu trafikte, yola çıkmada veya yolda yürürken olabilir - herhangi işlediği fiiliyattan veya suçtan dolayı alkol almamış bir kişi gibi yargılanır. Bu konuda Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 34’üncü maddesi yeterlidir.”
Trafik kazalarında kişinin tabi tutulduğu promil miktarının yetersiz olduğunu ve düşürülmesi gerektiğini söyleyen Yıldız, belirlenen promil sınırının altında kalanların cezasız kaldığını ifade etti.
“Cezaların miktarları arttırılabilir”
Av. İsa Yıldız
Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 34’cü maddesinin işlenen diğer suçlar için yeterli olduğu düşünülse de promil sınırları noktasında bir yetersizlik olduğunu düşündüğünü ifade eden Yıldız, şunları kaydetti:
“Promil sınırlarının düşürülmesi veya Türk Ceza Kanunu (TCK) 179’a göre alkollü araç kullanma ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundaki cezaların miktarları arttırılabilir. Bu tedbir, suçu işleyen kişileri kısmen caydıracaktır. Ticari araçların sınırı 0,20 promilin üzerinde olduğunda, doğrudan TCK 179’a göre yargılanıyorlar. Bunun cezası da 3 aydan 2 yıla kadar hapis. Ancak bunların herhangi bir hapis yatma gibi bir karşılığı yok. Bunun cezası artırılıp en az 10-15 gün veya 1-2 aya kadar hapis yatması bu kişilerde alkole ve suça karşı caydırıcılık oluşturacaktır.”
“Alınacak önlemlerin eğitimle başlaması gerekiyor”
Ancak her ne kadar biz hukuki süreci konuşsak da bu sadece hukukla ve cezalarla giderilebilecek bir şey değildir diyen Yıldız, “Bunun için öncelikle eğitime çok çok dikkat etmek gerekiyor. Bu konuda alınacak önlemlerin eğitimle başlaması gerekiyor. Cezaları kısıtlasak da cezaları arttırsak da bu hiçbir şekilde caydırıcılık oluşturmayacaktır. Ancak biz eğitim verdikten sonra alkol kullanılmayacağını o kişi öğrenecektir ve daha çok dikkat edecektir. Caydırıcılık daha fazla artacaktır, insanlar alkole ve ortaya çıkaracağı sonuçlara daha az yaklaşacaktır.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)