CHP'nin geçtiğimiz günlerde başörtüsü hakkında verdiği yeni teklifin ardından başörtüsünün yasal güvence altına alınması gerektiği konusu bir kez daha gündeme geldi.

Başörtüyle ilgili tartışılan anayasa değişikliği, öneri ve beklentileri anlatan Emekli Hâkim ve Savcı Nusret Çiçek, İLKHA'ya değerlendirmelerde bulundu.

 

Müslümanların meselesinin başörtüsü değil tesettür olduğunun altını çizen Çiçek, "Başörtüsünü anayasaya nasıl koyacaklar? Onu merak ediyorum. Çünkü burada önemli olan tesettürdür, başörtüsü değildir belki zamanında yanlış anlatmışız. Başörtü başörtü diye tutturulmuş. Bizim meselemiz tesettürdür. Müslüman bir hanımın edebe uygun şekilde inancına uygun şekilde giyinip kuşanmasıdır. Aynı şekilde erkek için de geçerli bu. Erkek için de mahrem olan yerleri var. Mesela namaz kılarken erkeğin de beli açılsa mahrem yeridir namazı bozulur." dedi.

"İslamiyet bir dünya düzeni getiriyor"

Hedefin iyi tayin edilmesi gerektiğini belirten Çiçek, "Başörtüsüyle ilgili bir yasa çıkarsanız ve anayasaya koysanız ne değişecek? Halbuki benim anladığım gene de aileyle ilgili bir düzenleme. Tesettür ile ilgili bir düzenleme yapmak gerekir. Ancak karşı tarafın buna karşı çıkışı da laiklik kozunu kullandıracaktır. Bu laikliğe aykırıdır. Çünkü sizin koyacağınız kurallar İslami kurallardır. Laik bir düzende İslami kural olmaz. Yani dinsiz olacağız demek istiyorlar. Dinimiz olmayacak. İşte inancım var. Camiye git gel İslamiyet bu değil ki. İslamiyet sadece camiye gidip gelmek değildir. Sadece beş vakit namaz kılmak değildir. Eğer olsaydı Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) o savaşlarda neden yaralandı, neden savaş yaptı? Devlet kurduğu şey niye? Niye o kolay işlere girdi? Mekke'ye gider, namazlarını kılardı, gider gelirdi olur biterdi. Değildir demek. İslamiyet bir dünya düzeni getiriyor. Allah ne diyor Kur'an'da? 'Kim ki Allah'ın hükümleriyle hükmetmez ise zalimdir, fasıktır, kafirdir.' Bunu Kur'an söylüyor. Bu ne demek? Yani Müslüman ister devletinde olsun ister ailesinde olsun ister idaresinde olsun ister ticaretinde olsun ister beşerî ilişkilerinde olsun mutlaka Allah'ın hükümlerini esas alacaktır. Bu demektir ki biz camiye gittik geldik veya 30 gün oruç tutuk. Hayır. Kur'an ferman ediyor. 'Allah'ın hükümleriyle hükmetmeyenler.' Bu her yerde olacak. Yani sadece devlet yönetiminde değil, ilişkilerimizde bile, kardeşlik ilişkilerimizde bile Allah'ın hükümlerini esas alacağız." ifadelerine yer verdi.

"İtalya'dan veya Yunanistan'ın yasalarını almak zorunda mıyız?"

Yeni anayasanın nasıl olması gerektiğiyle ilgili de konuşan Çiçek, devamında şunları aktardı:

Bu bence bir aile düzenlemesi içerisine konulsa daha sağlam, sağlıklı olur. Çünkü bugünkü bizim sıkıntımız ailedir. Her geçen gün aileler gümbür gümbür yıkılıyor, bombalanıyor, Mahkemelerden, davalardan, cinayetlerden. Üstelik yargıyı da kuşa çevirdiniz. Adam 3 gün giriyor çıkıyor, giriyor çıkıyor 3 gün sonra gene cinayet işliyor. Onun da bir caydırıcılık tarafı kalmadı. Cinayet işliyor 10 tane asker öldürüyor. Adama cezaevinde bakılıyor. Bir hat çizelim diyorum. Otururuz kendi şartlarımıza göre kendi sistemimizi, kendi düzenimizi kurarız. İlla da gidip İtalya'dan veya Yunanistan'ın yasalarını almak zorunda mıyız? Bilim, ilim, kültür olarak okuruz, araştırırız, her şeyden istifade ederiz ayrı bir konu. Ama tarlanın mutlaka orada bitecek tohum, oraya atacaksın, mecbursun. Atmazsan bir şey çıkmaz tarlanın içerisinde, bütün emeğin boşa gider. Bu topraklarda ne yetişiyorsa onu ekeceksiniz.

"Televizyonlar her gün aileyi yıkacak yayınlar yapıyor"

Emekli Hâkim ve Savcı Nusret Çiçek

"Tesettür ile ilgili bir aile düzenlemesi yapmak lazım." diyen Çiçek, "Yani onu yapıp ondan sonra eğer anayasaya bir şey koyacak isek oraya dokunmayın diyebilelim yani. Yoksa başörtüsü serbesttir, bir şey ifade etmez. Şimdi televizyonlar her gün ne veriyor? Aileyi yıkacak yayınlar yapıyor 'o sevgilisiydi o onun vurduğu o onu kaçırdı, çocuğu öldürdü', yani bütün kanallar akşama kadar bunları veriyorlar. Bu insan psikolojisini bozar, bu aileyi yıkar. Bu gençler, bu kadınlar her gün bunları izliyorlar, dinliyorlar. Bu yapısını, mayasını bozuyor. Bunlara bir düzenleme getirelim. Yayınlarımız yapılsın ama eğitici olsun, yayınlar. Reyting yapıyor, çok seyrediliyor diye ve gelişigüzel şeyler olmaması lazım. Akıllı bir düzen olması gerekiyor." dedi.

"Laiklik aslında aklı bilimi kapsamıyor, sadece İslam'a yasak koyuyor, set koyuyor"

Laikliğe dem vuran Çiçek, "Laikliğe diyorlar ki aklın, bilimin, bilmem çerçevesinde olan bütün hareketleri kapsıyor. Biz de diyoruz ki kapsamıyor aslında. Sadece ve sadece İslam'a yasak koyuyor, set koyuyor, engel oluyor, önüne engel oluyor. İslamiyet'ten niye bu kadar korkuyorsunuz? Size kötü bir şey mi söylüyor, kötü bir şey mi anlatıyor size? Sizi kötü yola mı sevk ediyor? Sizi cinayete, isyana mı sevk ediyor? Kardeşliğe çağırıyor. Dolayısıyla ben de eski bir hâkim, savcı olarak merak ediyorum. Bu anayasaya, şimdi anlaştığı kişilere de bakıyorum, HDP 'ben desteklerim' diyor. Bak PKK'nın siyasi örgütü 'Ben desteklerim' diyor. Öbür tarafta hiç ailesinde, çevresinde İslami yaşantısı olmayanlar da biz de destekleriz diyor. Ama neyi destekleyecekler onu göreceğiz." şeklinde konuştu. (İLKHA)