HÜDA PAR Gençlik Politikaları Başkanlığı, 23-30 Ekim tarihleri arasında "Gençlik Haftası" kapsamında Türkiye genelinde etkinliklere başladı.
Gençlik Haftası hakkında İLKHA'ya konuşan HÜDA PAR Gençlik Politikaları Başkanı Hüseyin İmir, gençliğin önemi ve gençlerin sorununa ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Gençlerde gelecek kaygısının arttığına dikkat çeken İmir, bu durumun gençlerin gündelik hayatlarını ve psikolojilerini olumsuz yönde etkilediğini belirtti.
İmir, "İnsanlar için hayatın ve varoluşun amacı büyük önem arz etmektedir. Çünkü insanların fikirleri, davranışları, ilişkileri ve yaşantıları bu amaç doğrultusunda şekillenmektedir. Özellikle de insanların davranışları, ilişkileri ve sosyal çevresi geleceğe yönelik beklentiler çerçevesinde gerçekleşmektedir. Bu durum gençler için de geçerlidir. Gençlerin toplumdan beklentileri olduğu gibi toplumun da gençlerden beklentileri bulunmaktadır. Sağlıklı toplumlarda bu beklentiler daha iyi karşılanmakta ve ilişkiler daha sağlıklı ilerlemektedir. Günümüz toplumlarına baktığımızda ise sanayi ve teknolojinin gelişmesi, sosyal medya araçlarının hayatın her alanına girmesi ile beraber kuşaklar arası anlaşılma düzeyinin düştüğünü görmekteyiz. Bu durum hem gençlerde hem ailelerde hem de toplumdaki kaygı düzeyini artırmaktadır. Bunun birçok sebebi bulunmaktadır, bu sebeplere kısaca değinmek istiyorum." dedi.
"Ahiret inancı ve manevi eksiklik gençlerin gelecek kaygısını etkileyen önemli faktörler"
Gençlerde gelecek kaygısının artığına değinen İmir, "Gençlerdeki kaygı düzeyini ölçen bilimsel çalışmalar incelendiğinde gelecek kaygısının artış gösterdiği görülmektedir. Özellikle ahiret inancı, gayba iman ve manevi eksiklik gençlerin gelecek kaygısını etkileyen önemli faktörler olduğunu ortaya koymaktadır. Ekonomik olarak gelişip manevi olarak geri kalmış toplumlar buna örnek olarak gösterilebilir. Aynı şekilde tersi durumda incelendiğinde bu durumu görebilmekteyiz. Yaptığımız gözlemler neticesinde gençlerdeki manevi boşluk veya eksiklik doğrudan kaygı düzeyini etkilemektedir. Gençler eğitim süresince gerekli İslami bilgiyi ve anlayışı elde edememektedir. Bu kapsamda yapılan çalışmalar incelendiğinde okulda veya ailesinde İslami bir eğitim ve bilinç almayan gençlerin birçoğunda inanç sorunları olduğu ve gelecekle ilgili tasavvurunun eksik olduğu görülmektedir. İnanç sorunları yaşamalarında ise neden olarak; ailede verilen eğitimin gelenekselliğe dayandığı, okulda, üniversitede gerekli İslami eğitimin verilmemesi, hatta bunun tam aksine seküler ve ideolojik bir eğitimin verilmesi olarak gösterilebilir." ifadelerine yer verdi.
"Ekonomik kaygılar gençleri gelecek kurmakta ve evlenip bir yuva kurmakta zorlanmaktadır"
İmir, şöyle konuştu:
Bununla birlikte ekonomi, istihdam, eğitim, hayat kalitesi ve gelir adaletsizliği de kaygı düzeyini etkileyen faktörlerdir. Çünkü ekonomik koşullar, yoksulluk ve iş bulma olanaklarının azalması kaygı düzeyini etkilemektedir. Bunlara bağlı olarak gençler gelecek kurmakta ve evlenip bir yuva kurmakta zorlanmaktadır. Temel ve fıtri ihtiyaçlarını karşılamayan gençlerde kaygı düzeyi arttığı gibi zararlı alışkanlıklara yönelebilmektedir. Ayrıca gençler ile aileler arasında kuşak çatışması ve aile içinde yaşanan sorunlar genç bireyleri kötü alışkanlıklara da yöneltebilmektedir.
"Gençlerin kendi alanlarında iş bulmayı zorlaştıran faktörler gençlerin gelecek kaygısını artırıyor"
Türkiye’de bazı yanlış politikaların da gençlerde gelecek kaygısına neden olduğuna dikkat çeken İmir, "Ülkemizde uygulanan sosyal politikalar ve yönetim anlayışına baktığımızda birçok alanda adaletsiz uygulamalar ile karşılaşılmaktadır. Özellikle eğitim, istihdam ve işe alımlardaki adaletsizlikler, gelir dağılımındaki adaletsizlikler, eğitim ve istihdam konusundaki yanlış politikalar, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi alanlar ve uzun yıllardır devam eden problemler gençlerdeki kaygı düzeyini artırmaktadır. Türkiye’de yanlış politikalar neticesinde açılan birçok üniversite ve buna bağlı olarak artan üniversiteli mezun sayısı gençlerin kendi alanlarında iş bulmayı zorlaştırmıştır. Bu durumun gençlerin gelecek kaygısını artırdığını görmekteyiz. Ayrıca kapitalist bir ekonomik sistemde, seküler anlayışın her geçen gün arttığı, kontrolsüz bir tüketimin olduğu ve buna bağlı olarak fakir ile zengin arasındaki farkın her geçen gün arttığı bir toplumda yaşamak da gençlerin kaygı düzeyini artırmaktadır." diye konuştu.
"Gençlerin maddi ihtiyaçlarına yoğunlaşıp manevi ihtiyaçlarının ıskalanmaması gerekir"
Yaşanan sorunların giderilmesi için önerilerde bulunan İmir, "Gençlerin kaygı düzeyini artıran ve buna bağlı olarak onları umutsuzluğa ve zararlı alışkanlıklara yönlendiren sebeplere kısaca değindik. Bu konuda en büyük sorumluluk iktidara düşmektedir. Ortaya koyduğumuz sebeplerin ortadan kaldırılması için gerekli adımları atması gerekmektedir. Var olan adaletsiz uygulamalara son verilmelidir. Özellikle işe alımlarda liyakate dayalı bir sistem inşa edilmelidir. Eğitim müfredatında değişikliğe gidilerek inanç ve değerlerimize uygun bir müfredat oluşturulmalıdır. Gençlerin fıtri ve temel ihtiyaçları da göz önünde bulundurularak hayata sağlıklı atılmaları sağlanmalıdır. Gençler için evlilik fonu oluşturularak sağlıklı ve huzurlu bir yuva kurması için gerekli desteğin verilmesi gerekir. Üniversite okuyan ve evlenmek isteyen öğrenciler KYK bünyesinde barınabileceği veya barınma ihtiyaçlarını karşılayabilecek desteğin verilmesi gerekir. Aile ortamı, bireylerin geleceğini etkileyen önemli bir faktördür. Özellikle gençlerin yetiştiği aile ortamı gençlerin davranışları ve yetenekleri üzerinde ciddi bir etkisi olduğu gibi gelecek ile ilgili kararlarını da belirlemektedir. Bu nedenle ailelere büyük sorumluluklar düşmektedir. Gençlerin aile içerisinde sağlıklı yetişebileceği ortamlar oluşturulması gerekir. Gençlerin maddi ihtiyaçlarına yoğunlaşıp manevi ihtiyaçlarının ıskalanmaması gerekir. Manevi değerleri özümsemiş bir gencin, dünyasını da en güzel şekilde imar edeceği unutulmamalıdır. Özellikle gençlerimize, hayatını insanın yaratılış gayesine uygun geçirmesi için, gerekli ahlâkî ve manevî donanımı vermeliyiz." dedi. (İLKHA)