ADIYAMAN - Kahta Devlet Hastanesi Başhekimi İlyas Öner ve Psikiyatri Uzmanı Ümit Gökhan Meriç alkol ve madde bağımlılığıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de alkol ve uyuşturucu gibi madde bağımlılığının giderek arttığını söyleyen Başhekim İlyas Öner, "Bu artışın da özellikle kişiliğin oluşmaya başladığı, kişinin kendisini tanımlamaya başladığı, toplum ve aile içindeki rolünü sorgulamaya başladığı gençliğe adımların atıldığı yaşlarda olması konunun önemini daha da arttırmaktadır" dedi.
"Öncelikle uyuşturucuyu kullanmaya yönlendiren nedenleri ortadan kaldırmak gerekir"
Alkol ve uyuşturucu kullanımının azaltılması veya önlenmesi için bunları kullanmaya yönlendiren nedenleri öncelikli olarak ortadan kaldırmak gerektiğini vurgulayan Öner, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu yaş dilimindeki gençleri anlamaya çalışmak, psikososyal açıdan bu kişileri tahlil etmek gerekir. Sosyoekonomik şartların bundaki rolünü belirlemek, kişilerin toplumsal rollerini gerçekleştirmede ne tür engellerin olduğunu ortaya çıkarmak lazımdır.
Alkol ve uyuşturucu kullanımının azaltılması veya önlenmesi için bunları kullanmaya yönlendiren nedenleri öncelikli olarak ortadan kaldırmak gerektiğini vurgulayan Öner, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu yaş dilimindeki gençleri anlamaya çalışmak, psikososyal açıdan bu kişileri tahlil etmek gerekir. Sosyoekonomik şartların bundaki rolünü belirlemek, kişilerin toplumsal rollerini gerçekleştirmede ne tür engellerin olduğunu ortaya çıkarmak lazımdır.
Eğitim düzeylerini ve eğitime ne derece katılımlarının olduğunu tespit etmek, herhangi bir toplumsal suça bulaşılmışsa bu suç ile madde bağımlılığı arasında bir neden-sonuç ilişkisinin olup olmadığına bakmak, kişinin toplumsal rolünün oluşma safhasında aile veya diğer toplumun sosyal bireylerine karşı özenti uyandıran karakter modelleri irdelemek, bu tür maddelerin kullanımına teşvik eden görsel ve işitsel özenti argümanlarını tespit etmek, toplumun manevi olgunlaşma süreçlerini ve bireydeki rolünü tespit etmek gibi birçok faktör detaylı olarak irdelenmelidir."
Kahta Devlet Hastanesi bünyesinde özellikle psikiyatri kliniğinde psikiyatri uzmanlarınca bağımlıların tedavi altına alındığını dile getiren Öner, "Alkol ve uyuşturucu bağımlılığı ile ilgili tedaviler hem yataklı tedavi hizmeti olarak hem de poliklinik düzeyinde verilmektedir. Tedavi süreci hem doktor açısından hem de hasta açısından uzun bir dönemi kapsayabilmekte ve kişinin tedavisinin yanında aile terapileri ile de destekleyici tedavi şeklinde de yürütülmektedir. Böylece konunun sosyal analizi ve nedenleri ortaya çıkınca özelde nedene yönelik, genelde de madde bağımlılığının kişinin gelecek hayatında oynayacağı olumsuz role yönelik önlemler alınabilir. Burada dikkatten kaçırılmaması gereken bir nokta bu tür madde kullanımına yönelik kişide oluşturabilinecek bilinçte güçlü bilimsel destek ve manevi doyurulma konularının öncelik arz ettiğidir" şeklinde konuştu.
Sağlık Bakanlığının uyuşturucu ile nasıl mücadele ettiğiyle ilgili de bilgi veren Öner, "Uyarıcı broşürler, el ilanları, kamuya açık alanlarda bu tür maddelerin özendirilmesi veya reklamına ilişkin yasakların alınmasını sağlama, bu kişilere uzman doktorlarca destekleyici tedaviler ve rehabilitasyonlarını sağlama gibi ülke genelinde bir kısım projeler yürütmektedir. Ruh Sağlığı Daire Başkanlığı çatısı altında uyuşturucu ve madde bağımlılığı ile ilgili bir birim kuran Bakanlık, yurt genelindeki Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi (AMATEM) sayısını artırarak gençlerin uyuşturucuya başlamasını engelleyici tedbirleri ve bağımlıları tedavi etmek üzere bir kısım çalışmaları yürütmektedir" şeklinde konuştu.
Psikiyatri Uzmanı Ümit Gökhan Meriç ise, insanları uyuşturucuya ve bunu kullanmaya iten psikolojik sebepler, uyuşturucunun insan psikolojisine etkileri ve uyuşturucudan nasıl kurtulmak gerektiği hakkında önemli bilgiler aktardı.
Uyuşturucuya başlama nedenleri
Uyuşturucuya başlama nedenleri hakkında bilgi veren Meriç, "Bir kısım insan günlük sıkıntıdan kurtulmak için maddenin keyif verici etkisine sığınır. Genellikle çocukluğun sonlarında ve ergenlikte olmaktadır. Başlama nedenleri genellikle merak, soruna çözüm aramak, sorunlardan kaçmak, eğlenmek, beğeni toplamak, kabul edilmek, arkadaş baskısı olarak sıralanabilir. Bağımlılığın davranışsal olarak gelişiminde öncelikle kişi maddeye karşı merak duyar. Kullansam acaba neler olur diye merak eder ama aynı zamanda maddenin etkisinden korkar. Merak korkuyu yenerse kişi maddeyi dener ve "Bir kereden bir şey olmaz" diyerek kullanır. Bundan sonraki her kullanışında "bu son" der, ama beklenen son hiç gelmez. Fakat kişi kendine güven kazandıkça madde ile ilgili sıkıntılarını unutur ve tekrar bir kere dener. Böylece bir kısır döngü ortaya çıkar ve bağımlılık gelişir" dedi.
Uyuşturucunun insan psikolojisine verdiği zarara değinen Meriç, "Tutarsız, aşırı kontrolcü, aşırı ilgisiz aile tutumları, şiddet içeren davranışların sıklığı ve ilgi eksikliği aileye bağlı madde kullanımını arttırıcı risk etkenleridir. Kişisel özellikler bakımından; aşırı utangaç, kolay arkadaş edinemeyen okul başarısında düşüş olan, şiddet içeren davranış sergileyen, sorun çözme kapasitesi ve "hayır" diyebilme yeteneği zayıf olan kişilerde madde kullanımı sık görülür. Bunların yanında alkol madde kullanımına olumlu yaklaşan arkadaşların olması, medyada bilinçsizce gösterilen reklam ve haberler madde kullanımını arttırıcı risk faktörleri arasında sayılabilir. Madde kullanan kişi dikkatini toplamakta güçlük çeker, kendine bakımı azalır, daha fazla para harcamaya, eskiye oranla daha çok içine kapanmaya, çevreye ve arkadaşlarına karşı kayıtsız olmaya başlayabilir" şeklinde konuştu.
Uyuşturucuya başlama nedenleri hakkında bilgi veren Meriç, "Bir kısım insan günlük sıkıntıdan kurtulmak için maddenin keyif verici etkisine sığınır. Genellikle çocukluğun sonlarında ve ergenlikte olmaktadır. Başlama nedenleri genellikle merak, soruna çözüm aramak, sorunlardan kaçmak, eğlenmek, beğeni toplamak, kabul edilmek, arkadaş baskısı olarak sıralanabilir. Bağımlılığın davranışsal olarak gelişiminde öncelikle kişi maddeye karşı merak duyar. Kullansam acaba neler olur diye merak eder ama aynı zamanda maddenin etkisinden korkar. Merak korkuyu yenerse kişi maddeyi dener ve "Bir kereden bir şey olmaz" diyerek kullanır. Bundan sonraki her kullanışında "bu son" der, ama beklenen son hiç gelmez. Fakat kişi kendine güven kazandıkça madde ile ilgili sıkıntılarını unutur ve tekrar bir kere dener. Böylece bir kısır döngü ortaya çıkar ve bağımlılık gelişir" dedi.
Uyuşturucunun insan psikolojisine verdiği zarara değinen Meriç, "Tutarsız, aşırı kontrolcü, aşırı ilgisiz aile tutumları, şiddet içeren davranışların sıklığı ve ilgi eksikliği aileye bağlı madde kullanımını arttırıcı risk etkenleridir. Kişisel özellikler bakımından; aşırı utangaç, kolay arkadaş edinemeyen okul başarısında düşüş olan, şiddet içeren davranış sergileyen, sorun çözme kapasitesi ve "hayır" diyebilme yeteneği zayıf olan kişilerde madde kullanımı sık görülür. Bunların yanında alkol madde kullanımına olumlu yaklaşan arkadaşların olması, medyada bilinçsizce gösterilen reklam ve haberler madde kullanımını arttırıcı risk faktörleri arasında sayılabilir. Madde kullanan kişi dikkatini toplamakta güçlük çeker, kendine bakımı azalır, daha fazla para harcamaya, eskiye oranla daha çok içine kapanmaya, çevreye ve arkadaşlarına karşı kayıtsız olmaya başlayabilir" şeklinde konuştu.
"İyi zaman geçirmeye çalışmak gerekir ki böylece çocuklarınızın neler yaptığını, kimlerle beraber olduğunu, ilgi alanları hakkında bilgi sahibi olun" diyen Meriç konuşmasının devamında, "Ebeveyn olarak bu durumda yapılması gereken tek şey çocukla olan iletişimin arttırılmasıdır. Bu tutum sayesinde çocuk önemsendiğini fark edecek ve sorunlarını anlatması noktasında cesaretlendirici olacaktır. Sorun anlatmadığı zamanlarda da iyi zaman geçirmeye çalışmak gerekir ki böylece çocuklarınızın neler yaptığını, kimlerle beraber olduğunu, ilgi alanları hakkında bilgi sahibi olun.
Son olarak; eğer ciddi bir sorun olduğuna inanıyorsanız, madde bağımlılığı tedavisi için bir psikiyatri uzmanıyla görüşerek profesyonel yardım almanız gerekmektedir. Profesyonel yardım, sorunun çözümünü kolaylaştırır ve hızlandırır. Ancak tedavide kişinin bırakma isteği temel etken olacağından bu aşamada çocuğunuzu tedavi için cesaretlendirmeli ve destek olunmasının büyük önemi vardır" diye konuştu. (Mehmet Eren - İLKHA)