Şaban ayının on dördüncü gününü on beşinci gününe bağlayan gece Beraat Gecesi’dir. Bu geceye, bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle ‘Mübarek’; kulların günahlarının affolunması ve temize çıkmaları sebebiyle ‘Beraat’; kulların ihsana kavuşmaları nedeniyle ‘Rahmet’, geceyi iyi değerlendiren kulların seçilerek salih kullar arasına alınması sebebiyle ‘Berae veya Sakk’ adı da verilir.
Kur’an-ı Kerim`in levh-i mahfuzdan dünya semasına bir defada toplu halde indirildiği, insanların gelecek seneye kadar hayat ve rızıklarının gözden geçirildiği, Müslümanların af ve lütuflara nail olduğu hususiyle Peygamber Efendimiz (SAV)’e büyük şefaat salahiyetinin verildiği mübarek bir gecedir.
Yüce Rabbimiz Kur`an-ı Kerim`de bu mübarek geceden şöyle bahsediyor: “Ha,mim. Apaçık kitaba and olsun. Biz onu mübarek bir gecede indirdik; çünkü biz uyarıcıyız. Hikmetli her iş, o gecede karara bağlanır.” (Duhan Suresi: 1-4)
Borçtan, suç ve cezadan kurtulmak anlamını taşıyan “Beraat” günahlardan kurtuluş gecesi demektir. Bu gece, yüce Allah’ın kendisine yönelip af dileyen mü’minleri bağışlayarak kurtuluş beratı verdiği bir gecedir. Peygamber Efendimiz (SAV) bu geceyi Hz. Aişe validemize tanıtırken şöyle buyurmuştur:
“Bu gece Şaban’ın on beşinci gecesidir. Allah-u Teâlâ bu gecede Benü Kelb Kabilesi’nin koyunlarının tüyleri sayısınca insanları cehennemden kurtarır. Ancak kendisine şirk koşanların, Müslümanlara karşı kin ve düşmanlık besleyenlerin, akrabaları ile münasebeti kesenlerin, gururlu ve kibirlilerin, ana-babasına asî olanların ve içki içmeye devam edenlerin yüzüne bakmaz.” (Buhari)
Beraat Gecesinin başlıca özelliği:
Bu gecede önemli işlerin seçimi ve ayırımı yapılır. Bu geceyi ibadetle geçirenlere yardımcı olması amacıyla Allah tarafından melekler gönderilir. Bu gece bağışlanma ve af gecesidir. Bu gecede yapılan ibadetlerin fazileti çok büyüktür. Bu gecede Peygamberimiz (SAV)’e şefaat yetkisinin tamamı verilmiştir. Bu yetkinin üçte biri Şaban’ın on üçüncü günü, üçte biri Şaban’ın on dördüncü günü, geri kalan üçte biri de Şaban’ın on beşinci günü verilmiştir.
İnsanların bir sene içerisindeki rızıkları, zengin veya fakir olacakları ve ecelleri gibi mühim hususlar o gece içerisinde meleklere bildirilir. O geceyi ibadet ve taâtla geçirmek ve nafile namaz kılmak sevaptır. Fakat o geceye mahsus belirli bir namaz şekli yoktur. Nitekim Peygamber Efendimiz (SAV) bu geceyi ibadetle geçirmiş ve Allah-u Teâla’ya şöyle dua etmiştir:
“Azabından affına, gazabından rızana sığınır, Senden yine Sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd etmekten acizim. Sen, Seni sena ettiğin gibi yücesin.” (Buhari)
Peygamber Efendimiz (SAV) bizlere de şöyle buyurmuştur:
“Şaban ayının yarısı (Beraat Gecesi) gelince bu ayın gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz. Cenâb-ı Allah o gece güneşin batmasıyla dünya göğüne iner ve şöyle der: Benden af dileyen yok mu; onu affedeyim. Rızık isteyen yok mu; rızık vereyim. Şifa dileyen yok mu; şifa vereyim.”
“Allah-u Teâlâ, Şaban’ın on beşinci gecesi (Berâet gecesi) tecelli eder ve ana-babaya asi olanlarla Allah’a ortak koşanlar dışında bütün kullarını bağışlar.” (İbn Mace, Tirmizî)
Öyle ise Rabbimizin müjdesine kulak vererek bizlere tanınan bu fırsatlardan yararlanmalıyız.