Scholz, göreve gelmesinden bu yana Avrupa Birliği'nin Balkanlar ve diğer ülkeleri de kapsayacak şekilde genişlemesini savunuyor.

Scholz, dış politikanın yanı sıra vergi politikası gibi diğer alanlardaki kararlarda da oybirliği ilkesinin kademeli olarak kaldırılmasını savunarak,  "Bu konuda ikna etmemiz gereken çok kesim olduğunu biliyorum. Ancak şunu da açıkça söylüyorum: Eğer hedefimiz jeopolitik bir Avrupa'ysa çoğunluk kararları bir kazançtır, egemenlik kaybı değil." dedi.

Scholz, "27, 30, 36 devletli, 500 milyondan fazla özgür ve eşit vatandaşı olan bir AB, dünyada ağırlığını daha da güçlü bir şekilde hissettirebilir.AB'nin genişlemesi konusunda kararlıyım. AB'nin doğuya doğru büyümeye devam etmesi hepimiz için bir kazan-kazan olacaktır." ifadelerini kullandı.

AB'nin daha fazla askeri özerkliğe sahip olması gerektiğini de savunan Scholz, silah ve teçhizatın koordineli bir şekilde tedarik edilmesi, 2025 yılına kadar bir "hızlı AB tepki gücü"nün oluşturulması ve "Avrupa Silahlı Kuvvetleri" için bir AB karargahı kurulması çağrısında da bulundu.

AB'nin halihazırda 27 üyesi bulunuyor ve halihazırda Birlik içerisinde kararların çoğu, oybirliğiyle alınabiliyor. (İLKHA)