Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA) tarafından düzenlenen "7'nci Âlimler Buluşması'nın ikinci oturumla devam etti.
"Ümmetin İlim ve Düşünce ile Gelişmesi ve Kalkınmasında Ulemanın Rolü" temasıyla düzenlenen Âlimler Buluşması, İTTİHADUL ULEMA'nın Diyarbakır'da bulunan genel merkezinde yapılıyor.
Artuklu Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Tekin moderatörlüğünde yapılan buluşmanın bugünkü ilk oturumunda Batman Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şemsettin Dursun, "İlmin Ahlaki ve Manevî Eğitimde ve Dava Bilincini Oluşturmadaki Rolü" konulu bir konuşma yaptı.
"İnsan, küçük evrendir, alemin özüdür. İnsan, eşrefi mahlukattır; yaratılmışların en şereflisi en onurlusu, en değerlisidir." diyen Dursun, "Allah, insanı biricik yaratmıştır çünkü Allah, insanı çok sevmiştir. Biricik yaratan Allah'a kurban olunmaz mı, ona teşekkür edilmez mi? Hayatımızı hamdin ve şükrün gölgesinde gerçekleştirirsek ve onun emirlerinden çıkmazsak Rabbim bu teşekkürümüzü kabul edecektir." dedi.
Dursun, "Eğitim, belli bir bilim dalında belli bir konuda beceri ve tecrübe kazandırma yetiştirme ve geliştirme olarak tarif edilir. Yani kuşakların toplum yaşamında yerlerini almaları için gerekli bilgiyi beceri ve anlayışı edinmelerine yardımcı olmaktır. Eğitimin bir diğer eş anlamlısı terbiyedir." İfadelerini kullandı.
"Bir insana verebileceğimiz en büyük değer dikkattir"
İrfan Fazlıoğlu'nun "Kadim kültürümüzde 'bilgi/ilim aklın ibadeti' olarak kabul edilir. Nasıl ki ibadetin salih olabilmesi için taharet/temizlik zorunlu ise, bilginin de sahih olabilmesi için, aklın temiz olması gerekir. Aklın tahareti ise ahlaktır; dolayısıyla temiz/tahir olmayan bir aklın ürettiği bilgi hem tür olarak insana hem de çevreye zarar vermeye mahkumdur." sözünü aktaran Dursun, şöyle devam etti:
"Ahlak çok önemli bir kavram. Ahlak davranışlarımızdır. İmam Şafi der ki; İslam kal değil hal dinidir İslam söylem dini değil yaşam dinidir. Söylemlerimiz ve eylemlerimiz örtüşürse bir anlamı vardır.
Sahip olduğumuz değerlerin, potansiyelimizin farkında mıyız? Rabbim bize o kadar nimet vermiş ki hangisini sayayım ki…
Bizler toprağa bile yumuşak basmakla emrolunmuş insanlarız. İnsanların da kalbine doğru ve yumuşak bir şekilde güzel bir sözle dokunmak zorundayız. Söz ile estetiği yakalamalıyız ki davranışlarımız estetik olsun. Söz hem niyetlerin hem amellerin tercümanıdır
Sadi Şirazi der ki; yanlış üslup doğru sözün celladıdır. Üslubumuz her zaman içten, samimi, özel, akıcı nazik ve narin olmalıdır.
Matematikte 1/0 sonsuzdur. Bu matematiksel bir ispattır. Dolayısıyla ulema, insanlığın kalbinde, ruhunda sonsuz derecede bir değerleri vardır.
Türkler, Kürtler, Araplar ve Farslar 4 kavim bir araya gelirse 4 tane 1 yapar. Bu 4 tane 1 yan yana olunca, kol kola girince ne olur? 1111 olur. Eğer ayrılırsak tefrikaya düşersek bu 4 tane 1'in değeri 4'tür. Böylece bakın 1111'den 4'e düşeriz. O bakımdan İttihat çok önemli.
Soluduğumuz havayı zehirleyen, hayatımızı zihinsel ve fiziksel olarak yaşanmaz hale getiren kötümserliğe karşı iyimserlik muştusunun kanatları altında yeni bir dünya inşa etmek durumundayız.
Bir insana verebileceğimiz en büyük değer dikkattir. Anne babanın çocuğuna, öğretmenin öğrencisine, çocuğun anne babasına ve öğretmenine verebileceğin en büyük değer, armağan dikkattir. Dikkate değer vermek son önemlidir.
Bilge insanın sözü var, der ki; bir şehri imar ederken o şehrin çocuklarını, gençlerini ihmal ederseniz ihmal ettiniz gençler, çocuklar imar ettiğiniz şehri imha ederler. Ben de diyorum kim; bir aileyi inşa ve imar ederken o ailenin çocuklarını ihmal ederseniz ihmal ettiğiniz çocuklar ve gençler imar ve inşa ettiğiniz aileyi imha ederler. Bölgemiz bu durumu bir fiil yaşadı maalesef.
İnsan ve İslam iki vazgeçilmez bir unsur ruh ve beden gibi et ve tırnak gibi su ve toprak gibidir." (İLKHA)