Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Siirt’te kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşlarının (STK) temsilcileriyle bir araya geldi.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, burada konuşmada, şehirlerin aydınlanmasının kapılarının camilerden açıldığını belirterek, “Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Mekke’den Medine’ye hicret ettiğinde Kuba Mescidi’nden sonra Mescid-i Nebevi’yi kurdu ve şehrin aydınlanma merkezi oldu. Bununla yetinmedi Peygamber Efendimiz Mescid-i Nebevi’nin içinde mektebi kurdu. Orada yüzlerce ashabı kiram yetişti.” dedi.

“İnsanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmanın ilacı Kur’an-ı Kerim’dir”

“Ey Peygamber! Kitabı sana insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarasın diye indirdik.” ayet-i kerimesini hatırlatan Başkan Erbaş, “Kur’an’ın indiriliş amacı Rabbimiz tarafından böyle ifade buyuruluyor. Bunun dışında bir anahtar yok, bir vasıta yok. İnsanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmanın ilacı Kur’an-ı Kerim’dir.” diye konuştu.

Başkan Erbaş, Peygamber Efendimizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) vefatından yedi sene sonra Diyarbakır, Siirt, Batman, Şırnak gibi şehirlerin İslam ile şereflendiğini işaret ederek, “O gün bugündür bu topraklardan ezan sesi hiç eksik olmadı elhamdülillah. Bu topraklar ezan sesleriyle aydınlandı, nurlandı.” ifadelerini kullandı.

“Terbiye kelimesini unutan bir nesilden terbiye bekleyemeyiz”

“Terbiye” kelimesinin önemi hakkında konuşan Erbaş, “Terbiye kelimesini unutan bir nesilden terbiye bekleyemeyiz. Terbiyenin iki anlamı var; biri eğitim, biri de adaptır. Adap, edep olan insanlara terbiyeli insanlar denir. Yani eğitimli insanlar demektir. Bu topraklar elhamdülillah hem ilim, irfan noktasında bilgi, hikmet noktasında hem de adap, erkan noktasında asırlar boyunca bütün dünyaya örnek olmuştur.” açıklamasında bulundu.

“Batılılar ‘El Harezmi’ye ‘Algoritma’ dediler”

Erbaş, İbrahim Hakkı Erzurumi Hazretlerinin çizdiği dünya haritasına işaret ederek, şunları söyledi:

“1757 yılında dünya haritasını çizerken, yıllarda batıda ‘astronomiyle ilgilendin’ diye insanlar kilise tarafından canlı canlı ateşe atılıp yakılıyordu. 11’inci asırda Biruni ilimde öyle bir ilerlemişti ki 11’inci asra dünya ‘Biruni Asrı’ demişti. Algoritmayı ‘El Harezmi’ buldu. Ama batılılar çok vefasızlar onun adını bile değiştirdiler. ‘El Harezmi’ demek çok mu zorda algoritma dediler. Bugün algoritmasız bilgisayar düşünemezsiniz. İşte bizim ecdadımız hem manevi ilimlerle hem de maddi ilimlerle; matematikle, fizikle, astronomiyle, tıpla ilgilenmişler. Çünkü hepsinin kaynağı olarak Kur’an-ı Kerim’i bulabiliyoruz.”

Müslümanların ilme çok önem verdiğini ifade eden Başkan Erbaş, dünyayı tanımak ve yaşanılır hale getirmenin yolunun ilimden geçtiğini söyledi.

“En önemli değerimiz gençlerimizdir”

Erbaş, gençlere sahip çıkılmasının gelecek açısından önemine işaret ederek, sözlerine şöyle devam etti:

“Geleceğimizi emanet edeceğimiz en önemli değerimiz gençlerimizdir. Gençlerimize, çocuklarımıza sahip çıkmazsak bu topraklarda ecdadımızın bize emanet ettiği o değerler yok olur gider. Gitmez demeyin. Endülüs nasıl gitti? Bir zamanlar işte Orta Asya’da İslam’ın böyle adeta fışkırdığı o topraklarda Harezmilerde, Buharalarda, Taşkentlerde, Semerkantlarda ne büyük alimler yetişti. Şimdi var mı? Kütüphanemizdeki kitaplarımıza baktığımız zaman hep oralarda yazılmış kitaplar nerede? 300-500 sene oralarda medreseler ayakta kalmış olsa da bugün yerlerinde yeller esiyor. Onlara bakalım ve ibret alalım.”

“Yeryüzüne gönderilen en büyük nimet İslam”

“Bugün sizin dininizi kemale erdirdim. Üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Din olarak İslam’ı seçtim.” ayet-i kerimesine atıfta bulunan Başkan Erbaş, “Buradan anlıyoruz ki yeryüzüne gönderilen en büyük nimet İslam. Bu nimeti taşımak, bu nimeti ailemize, gençlerimize, çocuklarımıza intikal ettirme noktasında bizim omuzlarımızda.” değerlendirmesinde bulundu.

Toplantıya Siirt Valisi Osman Hacıbektaşoğlu, Siirt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Şındak, Siirt İl Müftüsü Vehap Kapıcıoğlu, STK temsilcileri, kanaat önderleri ve çok sayıda davetli katıldı.

 

(İLKHA)