Diyarbakır
Diyarbakır'da, yaklaşık 6 yıl önce PKK tarafından bir araç dolusu patlayıcının patlatılması neticesinde 16 kişinin katledildiği Tanışık Mahallesi'ni ziyaret eden Yapıcıoğlu, vefat edenlerin yakınlarıyla bir araya geldi, sorun ve sıkıntılarını dinledi. Ziyaret sonrası açıklamalarda bulunan Yapıcıoğlu, yaşanan katliamdan duyduğu üzüntüyü dile getirirken söz konusu katliam ile 6-8 Ekim olaylarında şehid edilen Yasin Börü ve arkadaşlarının vahşice öldürülmesinin insanlık tarihinde benzeri yaşanmamış birer katliam şekli olduğunu söyledi.
"DÜRÜMLÜ'DE HİÇ UNUTULMAYACAK BİR OLAY YAŞANDI"
Özellikle salgının etkisinin kırılmasından sonra bir yıldan fazla bir zamandır memleketi dolaştıklarını belirten Yapıcıoğlu, "Bu gezi kapsamında bazen şehir merkezlerinde bazen köylerde dolaşıyoruz. Bugün de 12 Mayıs 2016'da büyük bir katliamın yaşandığı Dürümlü'deyiz. Hiç unutulmayacak bir olay. Belki kişi başına bir ton patlayıcıyla 16 kardeşimiz vahşice katledildi. Bir kez daha o olayda katledilen kardeşlerimizin mezarlarını ziyaret ettik, yakınlarına başsağlığında bulunduk." dedi.
"RABBİM BÖYLE BİR ACIYI BİR DAHA HİÇ KİMSEYE YAŞATMASIN"
Yaptıkları ziyarette Tanışık Mahalle sakinlerinin sorun ve sıkıntılarını dinlediklerini sözlerine ekleyen Yapıcıoğlu, "İnşallah dile getirdikleri sıkıntıları ilgili yerlere iletme konusunda çabamız olacak. Köyün yolu iyi değil, su ile ilgili sıkıntı ve katledilenlerin şehid statüsünde olması yönünde bazı talepler var. Rabbim böyle bir acıyı bir daha hiç kimseye yaşatmasın. Allah zalimlere fırsat vermesin inşallah." ifadelerini kullandı.
"BU KATLİAMLAR TARİHTE EŞİNE AZ RASTLANAN BİR DURUMDUR"
6-8 Ekim olaylarında PKK yandaşları tarafından kurban eti dağıtırken katledilen Yasin Börü ve arkadaşlarının şehadetlerinin 8'inci yıldönümü münasebetiyle, yaşanan katliamlardaki benzerliklere dikkat çeken Yapıcıoğlu, "Dürümlü'de yaşanan ile Yasin Börü katliamı tarihte eşine az rastlanan bir durumdur. 2014, 2015 ve 2016 yılları belki bu memleketin yaşadığı o tablolar tarihte az görülmüş şeylerdir ama yaşanan vahşet ve öldürme şekli tarihin hiçbir döneminde görülmemiştir. Kan akıtmak insan tarihi kadar eskidir ve bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir. Allah hepsine rahmet etsin, rahmetiyle muamelede bulunsun ve bir daha böyle acılar yaşatmasın." temennisinde bulundu. (İLKHA)
‘BİZİ KENDİ DEĞERLERİMİZE YABANCI HALE GETİRDİLER’
Batıl zihniyetin, Müslüman toplumları değerlerinden soyutlayarak kendi fikirlerini enjekte ettiğine dikkat çeken HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, "Değerlerimizi bizden alıp bizi kendi değerlerimize yabancı hale getirdiler. Bizim memleketimize, bizim insanımıza, bizim inancımıza, bizim toprağımıza, bizim bakış açımıza yabancı fikirleri adeta enjekte ederek bizim bağırlarımızın içerisine zerk ederek bizi birbirimize düşürdüler. Ve uzaktan oturup bizim kavgalarımızı, bizim çatışmalarımızı, bizim savaşlarımızı seyrederek keyif aldılar, bize güldüler." diye belirtti.
AHMET TALİ / DOĞRUHABER
Seçimden seçime sahaya çıkan partilerden olmadıklarını her zaman ve her yerde sahada boy gösteren HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, son olarak Diyarbakır’da ziyaretlerini sürdürdü. Memleket gezileri kapsamında temaslarını sürdüren HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, beraberindeki heyetle birlikte Diyarbakır'da faaliyetlerini sürdüren Kavar-Der'e ziyaret gerçekleştirdi. Beraberindeki heyetle birlikte ziyaretlerini sürdüren Yapıcıoğlu, Kavar Yolaçtı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Kavar-Der) üyeleriyle bir araya geldi. Kavar-Der Başkanı Yusuf Denktaş tarafından karşılanan Yapıcıoğlu'na, dernek sözcüsü Sinan Duran tarafından derneğin faaliyetleri hakkında bilgilendirme yapıldı. Bilgilendirmenin ardından konuşan Yapıcıoğlu, Batı zihniyetinin Müslüman toplumlara dayattığı fikirlere, toplum arasına yaydıkları batıl düşüncelere dikkat çekti. 90'lı yıllarda memlekette yaşanan sıkıntılardan dolayı halkın köylerinden, bağından, bahçesinden uzak yerlere göç etmek zorunda bırakıldığını anımsatan Yapıcıoğlu, 2014-2016 yılları arasındaki gerginlikler nedeniyle de özellikle Diyarbakır'ın Sur ilçesine gelip yerleşmiş olan insanların bir kez daha sığındıkları yerden göç etmeye mecbur bırakıldıklarına vurgu yaptı.
"HAYATIN TEMEL KANUNU ÇATIŞMA DEĞİL DAYANIŞMA VE KARDEŞLİKTİR"
Yapıcıoğlu, "Hem köyden göç etmek zorunda kalanların hem de köyden göç ettikten sonra şehirde sığındığı yerlerden bir kez daha göç etmek zorunda kalmasına sebebiyet verenlerin hayata şu şekilde bir bakışı var: Onlar zannediyorlar ki hayatın temel kanunu savaştır, çekişmedir, kavgadır. Bu aslında belki 200 yıldan fazla bir süredir bizim milletimize empoze edilmeye çalışılan bir yanlışlıktır. Yani temeli yanlış olan, temeli eğri olan bir bina düzgün olmaz ya da eğri temelin üzerinde düz bir duvar çıkaramazsınız. Bize dediler ki; güçlü olan ayakta kalır, büyük balık küçük balığı yutar, altta kalanın canı çıksın. Halbuki bizim inancımız bunu bize böyle söylemiyor. Bizim inancımız; akrabanın elinden tutmayı hatta insanların elinden tutmayı, düşkünlerin elinden tutmayı emrediyor. Bize göre hayatın temel kanunu dayanışmadır, yardımlaşmadır, kardeşliktir. Bütün insanlar Âdem ve Havva'nın çocuklarıdır. Bütün insanlar tek bir erkek ve bir dişidendir. Allah bizi kavimlere aşiretlere ayırmış ama birbirimizle kavga edelim diye değil. Birbirimizi tanıyalım, birbirimiz ile tanışalım, birbirimizin hakkına hukukuna riayet edelim diyedir." ifadelerini kullandı.
"DEĞERLERİMİZİ BİZDEN ALARAK BİZİ DEĞERLERİMİZE YABANCILAŞTIRDILAR"
Batıl zihniyetin, Müslüman toplumları değerlerinden soyutlayarak kendi fikirlerini enjekte ettiğine dikkat çeken Yapıcıoğlu, "Değerlerimizi bizden alıp bizi değerlerimize yabancı hale getirdiler. Bizim memleketimize, bizim insanımıza, bizim inancımıza, bizim toprağımıza, bizim bakış açımıza yabancı fikirleri adeta enjekte ederek, bizim bağırlarımızın içerisine zerk ederek bizi birbirimize düşürdüler. Ve uzaktan oturup bizim kavgalarımızı, bizim çatışmalarımızı, bizim savaşlarımızı seyrederek keyif aldılar, bize güldüler." diye belirtti.
"İMKÂNLAR EL VERDİKÇE MEMLEKETİN HER TARAFINDAKİ KARDEŞLERİMİZLE BİR ARAYA GELMEYE ÇALIŞIYORUZ"
Bu tür ziyaretleri gerçekleştirmelerinin amacını anlatan Yapıcıoğlu, "Siz aynı aşiretin mensubu olabilirsiniz. Ben farklı bir aşiretin mensubu olabilirim. Ama buradaki kardeşlerim ile daha yakından tanışmak ve görüşmek istedik. İnşallah bundan sonra da imkânlar el verdikçe memleketin her tarafındaki kardeşlerimizle bir araya gelip onların hallerini sorup dertleriyle dertlenmeye, sıkıntılarını gidermeye, elimizdeki imkânlar ölçüsünde çaba sarf etmeye çalışacağız. Ama hiçbir şey yapamazsak bile en azından sıkıntılarını paylaşmaya azmettik, gayret ettik. İnşallah bu gayretimiz de sürekli olur." ifadelerini kullandı. Konuşmasının ardından Yapıcıoğlu, dernek üyelerinin sorularını yanıtladı.