Mustazaflar Cemiyeti ve Şehitler Kervanı Platformu 6-8 Ekim şehitlerinin şehadetlerinin 8'inci yıl dönümü münasebetiyle anma programı düzenledi.

 

Diyarbakır merkez Bağlar ilçesi Asri mezarlığındaki mezarları başında düzenlenen program Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Programda açılış konuşmasını yapan İTTİHADUL ULEMA Yönetim Kurulu Üyesi Molla Remzi Uçar, şehadetin önemine vurgu yaparak başta peygamberler olmak üzere tüm inananların arzuladığı makam olduğunu söyledi.

Molla Remzi Uçar

"Şehadet, şu meydanı dolduran kardeşlerimizin ve bacılarımızın dileğidir"

Uçar, "Şehadet öyle bir mertebedir ki fahri kâinat Hazreti Muhammed Mustafa (Sallallahu Aleyhi Vesellem) dahi Rabbinden Şehid olmayı dilemiştir. Şehadet; Peygamberlerin, salihlerin, sizin gibi şu meydanı dolduran kardeşlerimizin ve bacılarımızın dileğidir. Bizim rüyamız ve hakikatimiz şehadettir. Şehidler tekrar dünyaya gelmeyi isterler ama onların dünyaya dönmeleri istemeleri dünya zevklerini tekrardan tatmak için değildir. Yasin'in tekrar bu dünyaya dönmeyi istemesi; tekrardan şehid olmak, taşlarla ezilmek, ateşle yakılmak ve balkonlardan atılması içindir. Hepimizin gönlünde şehadet olmalı, gönlümüzden, aklımızdan ve kalbimizden çıkmamalıdır. Rabbim bizleri şehidlerden eylesin, onların yolundan ayırmasın." dedi.

Uçarı'ın konuşmasının ardından günün anlam ve önemine ilişkin hitapta bulunan Şehitler Kervanı Platformu Başkanı Ömer Çelik, aradan geçen zaman aralığına dikkat çekerek, yeni neslin yaşanan olaylara yabancı kalmaması gerektiğini belirterek 6-8 ekim olayları öncesinde bölgede yaşanan gelişmeleri anlattı.

Ömer Çelik

"PKK, Kürt halkı haricinde herkese yaranmış ve uşaklık etmiştir"

Şehidlerin şehadetlerinin üzerinden 8 yıl geçtiğini ve bugün 18 yaşına gelen gençlerimizin o günkü süreci bilmeleri için kısaca 6-8 Ekim olayları öncesine değinmek istediğini ifade eden Çelik, "Kendini Kürt halkının savunucusu olarak ilan eden PKK, Kürt halkı haricinde herkese yaranmış ve uşaklık etmiştir. Kürt halkına ise sadece kan ve gözyaşı getirmiştir. Onların gelişmesine ve oluşmasına olanak sağlayan, perde arkasında çevirdiği fitnelerle o günün devlet anlayışı onları bu hale getirmiştir. Kürtlere yapılan zulüm bu halkı vahşi örgütün kucağına itmiştir." ifadelerini kullandı.

Çözüm sürecini özetleyen Çelik, "Plan ve programı daha önceki yıllara dayanan ve adına çözüm süreci dedikleri proje sürecine 2012-2013'de girdiler. Halkın içinden olmayan şahıslardan akil insanlar oluşturdular. Akil insanların hazırladıkları raporlarla girilen çözüm sürecinde devlet örgütün silahlanmasına, palazlanmasına göz yumdu. Mustazaflar cemiyeti olarak 300 küsür derneğimize silahlı ya da molotof kokteyli saldırılar yapıldı. 4 kardeşimiz şehid edildi. Yüksekova temsilcimiz polislerin gözü önünde vahşice katledildi ve bu eylemleri gerçekleştirenlerden hiçbiri yakalanmadı." şeklinde konuştu.

"Gençlerimiz, Kurban Bayramı'nda provakatörlerin hedef göstermesiyle şehid edildi"

Çelik, "Çukur olayları öncesinde Sur içine kamyonlarla silah, yiyecek ve gıda taşındı. Bunu fark eden devlet çözüm süreci adına görmezden geliyordu. Muhabirlerimiz PKK tarafından alıkonulduğunda yakınları polis merkezine şikâyete gittiklerinde devletin karakolu adres olarak HDP'yi gösteriyor, 'gidin orada halledin' diyordu. Gidişatı fark eden STK'lar her ne kadar yetkililere durumu bildirse de kulak asan olmadı, dikkate alınmadı." diye belirtti.

Dış güçlerin bölge üzerinde plan ve projelerine dikkat çeken Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Bölge üzerinde planları olup örgütü kullananlar, Müslümanların kendilerine boyun eğmeyeceğini bilerek varlığından rahatsız olmuş, algı ve manipülasyonla İslami camiaların üzerine gelmeye başladılar, İŞİD'le ilişkilendirmeye çalıştılar. Amerika'nın Adana'daki büyükelçisi bölgeden çıkmıyordu. İslam coğrafyası üzerine bombalar yağdırıp Müslümanları çoluk çocuk demeden katledenler Diyarbakır'da iftar yemeği vermek isteyince oyunu fark edenler onların çadırlarını başlarına yıktılar.

Çelik, "HDP yöneticileri hergün farklı beyanatlar vererek halkı İslami STK ve camialara karşı kışkırtıyordu. Bu halktan olmayanları Kürtlerin oylarıyla milletvekili yaptıran örgüt, halkı birbirine düşürmenin hesabını yaptı. Neticede gençlerimiz, Kurban Bayramı'nda ihtiyaç sahiplerine kurban eti dağıtırken provakatörlerin hedef göstermesiyle saldırıya uğradı ve şehid edildiler." dedi. (İLKHA)