Mevlid Gecesi münasebetiyle camilerde düzenlenen programlarda, Kur’an-ı Kerim tilavet edildi, ilahiler ve mevlitten bahirler okundu, salavatlar getirildi ve dualar edildi.
Hazreti Peygamberin insanlığa getirdiği rahmet yüklü mesajlarından konular anlatıldığı programlarda ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığının Mevlid-i Nebi Haftası münasebetiyle belirlediği “Peygamberimiz, Cami ve İrşat” teması çerçevesinde Hz. Peygamberin hayatından örnekler aktarıldı.
Diyanet İşleri Başkanlığınca, Sakarya’nın Adapazarı ilçesindeki Şeyh Edebali Camii’nde düzenlenen Mevlid-i Nebi Gecesi Özel Programı’na Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Programda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Mübarek bir gecenin yıl dönümündeyiz. O gece ki, gecelerin en güzeli. Rebiulevvel ayının 12. gecesi. Rabbimizin, ‘Ey Muhammed! Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.’ buyurarak övdüğü Hazreti Muhammed Mustafa aleyhissalatü vesselam Efendimizin dünyayı şereflendirdiği geceyi idrak ediyoruz. Ne mutlu bize.” dedi.
Hazreti Peygamberin insanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için hayatı boyunca mücadele ettiğine işaret eden Başkan Erbaş, “O Nebi ki, kırk yaşında Nurdağı’nda, ‘Yaratan Rabbinin adıyla oku.’ emriyle görevine başladı. Efendimiz aleyhissalatü vesselam, Kur’an-ı Kerim’in tamamlanması ile yeryüzünü aydınlatacak o ilkeleri, emirleri, kaçınılması gereken nehiyleri, muamelatı, ahlaki ilkeleri, bütün bunları tamamladı.” diye konuştu.
Hz. Peygamberin, Kur’an-ı Kerim’de şahit, müjdeci, uyarıcı, davetçi gibi farklı vasıflarla tanıtıldığına işaret eden Başkan Erbaş, şunları söyledi:
“Şahitlik. Neye şahitlik yaptı Allah Resulü Efendimiz? Hakkın batıla hakim oluşuna, iyiliklerin yaygınlaşmasına, kötülüklerin ortadan kalkmasına, iyilikte, takvada yardımlaşmak, kötülükle, günahta, düşmanlıkta yardımlaşmamak ilkesinin yeryüzünde yerleşmesine Efendimiz aleyhissalatü vesselamın öncülük yapmasına ve benzeri konulara şahitlik etti.
Allah Resulü Efendimiz ne ile müjdeledi, insanlığa neleri müjdeledi? Adaleti, ihsanı, akrabaya bakmayı ve Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz bize neyi emrediyorsa onları yerine getirdiğimiz takdirde Rabbimizin rızasına kavuşacağımızı bize müjdeledi. Rabbimiz buyurdu ki, ‘Ey nefsini kötülüklerden arındırmış kişi, ey kötülüklerden arınmış nefis, Rabbin senden razı, sen de Rabbinden razı olarak Rabbine dön. Razı olduğum kullarım arasına gir ve cennetime gir.’ Allah Resulü Efendimiz, işte bunlarla müjdeledi. Rabbimiz buyuruyor ki, ‘Koşunuz ey müminler, mağfirete koşunuz. O mağfiretinin sonunda cennet vardır, ona koşunuz.’ İşte, Allah Resulü Efendimiz bütün müminleri, bütün Müslümanları bunlarla müjdeledi.
Allah Resulu Efendimiz, uyarıcılık vazifesini yaptı. Efendimiz aleyhissalatü vesselam, 23 sene boyunca yorulmadan, yılmadan, usanmadan, zulümlere karşı koyarak, kendisine ne kadar engel olmaya çalışan müşrik varsa, münafık varsa onlarla mücadele ederek insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için mücadele etti.”
“Allah Resulü Efendimizin insanlığa kazandırdığı ilkeleri saatlerce anlatsak bitmez”
İslam’ın, yeryüzünde insanoğluna nasip olmuş en büyük nimet olduğunu belirten Erbaş, “Rabbimiz, ‘Üzerinizdeki nimetimi tamamladım.’ diyor. Müslüman olmuş olmaklığımız, bizim için en büyük nimettir. İşte Allah Resulü Efendimiz, Rabbimizin insanlar üzerindeki, Müslümanlar üzerindeki nimetini tamamlamasına vesile oldu 23 sene boyunca.” ifadelerini kullandı.
Erbaş, Veda Hutbesi’nin, insan haklarına yönelik evrensel beyanname olarak kabul edilebilecek bir özelliğe sahip olduğuna vurgu yaparak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kabilecilik, ırkçılık zirve yapmıştı. Fakir zengin arasındaki uçurumlar artmıştı. Herkes kendi soyu sopu ile övünür hale gelmişti. Allah Resulü Efendimiz, Veda Hutbesi’nde buyurdu ki, ‘Ey insanlar, hepiniz Âdemdensiniz. Âdem de topraktandır. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap’a, beyazın siyaha, siyahın beyaza hiçbir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır.’ buyurdu. Allah Resulü Efendimiz, ‘Allah indinde sizin en üstün olanınız takva sahibi olanınızdır.’ Takva sahibi ne demek? Allah’ın emirlerine titizlikle sarılan, nehiylerinden, haramlarından titizlikle uzak duran insana müttaki diyoruz. Müttaki, takva sahibi. Ölçü budur. Aranızda farklı mesleklerden, farklı makamlardan insanlar var ama işte camide Allah Resulü Efendimizin Yesrib’i aydınlanmış şehir Medine-i Münevvere yapmak için kurduğu Mescid-i Nebevi’de insanları ibadet esnasında camide eşitlemesi, dünyada bunun dışında insanların unvanlarını, makamlarını attığı, zenginliğini, fakirliğini caminin dışında bıraktığı başka bir mekan yok. İşte bu güzellikleri getirdi. Allah Resulü Efendimizin insanlığa kazandırdığı ilkeleri saatlerce anlatsak bitmez.”
“Kur’an-ı Kerim’i hayatımıza rehber edinmeliyiz”
Kur’an-ı Kerim’in, Peygamber Efendimizin en büyük mucizesi olduğuna vurgu yapan Erbaş, “Peygamber Efendimiz, Veda Hutbesi’nde, ‘Size iki şeyi emanet bırakıyorum. Bunlara sarıldığınız sürece yolunuzu sapıtmazsınız. Bunların birisi Allah'ın Kitabı, diğeri de Rasulünün sünnetidir.’ buyurdu. Bizler, Efendimiz aleyhissalatü vesselamın bu emanetine sahip çıkmalıyız. Onun bize emaneti, Kur’an-ı Kerim ve sünneti. Kur’an-ı Kerim’i öğrenip anlayarak, yaşayarak hayatımıza rehber edinmeliyiz. Mademki bugün Efendimiz aleyhissalatü vesselamın doğumunun seneidevriyesini kutluyoruz elhamdülillah. O zaman bugünü bir iman tazeleme ve Peygamber Efendimizin bütün insanlığa kazandırdığı ilkeleri yeniden hatırlatma ve yeniden hatırlama anlamında değerlendirmemiz lazım.” şeklinde konuştu.
İnsanların yaratılma gayesinin imtihan edilmek olduğunu kaydeden Başkan Erbaş, şöyle konuştu:
“Biz yeryüzünde iyilikler yayılsın diye varız. İyiliklerin yeryüzünde yayılması, her insanın kötülüklerden uzak durması, bunun için yaratıldık. Rabbimizin ifade buyurduğu gibi, ‘Allah ölümü de hayatı da bakalım hanginiz daha güzel işler yapıyorsunuz diye sizi imtihan etmek için yarattı.’ Yaratılış gayemiz imtihandır. Yeryüzünde imtihan oluyoruz. Bu imtihanı kazanmamız lazım aziz kardeşlerim. Gençlerimizle, çocuklarımızla, orta yaşlımızla, yaşlılarımızla, hangi yaşta olursak olalım birbirimize bu güzellikleri, bu ilkeleri her zaman telkin edelim. Çocuklarımıza, gençlerimize bu ilkeleri telkin etmek, onlara nasihat etmek durumundayız. Namazı, abdesti, iyilikleri telkin edeceğiz. Haramlardan, kötülüklerden gençlerimizi, çocuklarımızı uzaklaştıracağız ki Efendimiz aleyhissalatü vesselamı anmış olmamızın bir anlamı olsun.
Geceniz mübarek olsun, Mevlid-i Nebiniz mübarek olsun. Efendimiz aleyhissalatü vesselamın şefaatine nail olmayı Rabbim hepimize nasip eylesin. İnsanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için gönderilen Kur’an-ı Kerim’i hayatımıza rehber yapmayı Cenab-ı Hak hepimize nasip eylesin.”(İLKHA)