Bağcılar Belediyesi Halk Sarayı'nda yoğun bir katılımla gerçekleşen anma programına, HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı İsa Güvendik, il yönetimi ve ilçe teşkilatları katıldı.

 

Ebuzer Kınay'ın Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programın açılışında bir konuşma yapan HÜDA PAR İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanı Hayrullah Seçen, tarihin en zalim ve en kanlı katliamlarından olan 6-8 Ekim Katliamı'nın şehidlerin kanlarının bereketiyle dirilişe vesile olduğunu, zalimleri ve eli kanlı katilleri ise zelil ettiğini söyledi.

"6-8 olaylarının failleri meçhul bırakıldı"

Seçen, "Şehadet mektebi ve şehitler kervanı, tarihin her döneminde izzet sahibi Müslümanlar tarafından miras alınan bir değer olmuştur. Bizler ise bu mirası Hz Hüseyin'den, İskilipli Atıf'tan, şeyh Said'den ve nice İslam kahramanlarından alıyoruz. Zalimlerin aldıkları miras ise katliam, yağma, zulüm ve zillet olmuştur. 6-8 Ekim olaylarında ve onun öncesinde HÜDA-PAR ve bölgedeki Müslümanlar hedef gösterildi. Sakallı, çarşaflı insanlar hedef gösterildi ve hedefe alınarak saldırıya uğradı. Hem 6-8 Ekim hem de 6-8 Ekim'den önce partimize yönelik çok yoğun saldırılar yapıldı ve ne yazık ki bu saldırıların hiçbiri aydınlatılmadı faili meçhul bırakıldı." dedi.

"Aydınlığa tahammül etmeyenler karanlık fiillerini hayata geçirdiler"

Programda bir konuşma yapan İlahiyatçı Yusuf Tutak da, "Biz, bayramları sevinç günleri bilirdik. Biz kurbanları yardım günleri bilirdik. Çünkü bizim temiz geçmişimiz, bizim yüzü, gönlü aydınlık önderlerimiz bize böyle öğretmişti. Yine bir sabah evlatlar en güzel elbiselerini giydiler, sokaklara çıktılar. İnsanlara, fakirlere, düşkünlere yardım etmek için adım adım Diyarbakır sokaklarında dolaşmaya başladılar. Gençler yardım götürecek diye herkes sevinçliydi. Anne-babalar, çocukları bu işin içerisinde yer alıyor diye sevinçliydi. Fakirler o gün kendilerine yardım gelecek, o gün et gelecek diye sevinçliydi. Ancak kâra yürekli hainler, kâra zihinliler, ne zamanki bu gençler meydanlara çıktılar, ne zaman aydınlığı dünyaya yaymak adına çaba göstermeye başladılar, o karanlıklarını, o zihinlilerinin ve gönüllerinin karanlıklarının artık buna tahammül etmediklerini fiili olarak hayata geçirmeye başladılar." diye konuştu.

"Tarih böyle bir zulüm görmedi, firavun bile bu zulmü yapmadı"

Şehadete sadece 2014 yılında yaşanan vahşetten tanık olmadıklarını, daha önce 17'sinde baba kurşunuyla vurulmuş Ali'lerden, 15'inde Bedir'in meydanında yürüyen Musab Bin Umeyr'den şehadeti tanıdıklarını vurgulayan Tutak, "Biz bu günleri daha önce de görmüştük.  6-8 Ekim olayları anatomisi diye bir kitap var. Alın oradan okuyun. O gün onlarla beraber orada olan Yusuf'un anılarını, Yusuf'un ağzından dinleyin. Tarih böyle bir zulüm görmemiş. Bakın firavun böyle bir zulüm yapmamış. Yeryüzünün süper kâfiri böyle bir zulüm yapmamış. Öldürdün tamam, apartmandan atmak ne? Apartmandan attın tamam, arabayla üzerinden geçmek ne? Arabayla üzerinden geçtin tamam, bıçaklamak ne? Bıçakladın tamam, kurşunlamak ne? Kurşunladın tamam, yakmak ne? Anlatın bana, birisi bana söylesin, birisi bana anlatsın. Bunun neresinde insanlık var? Hani siz Kürt hakları için ayaklanmıştınız? Öldürdüğünüz, şehit ettiğiniz Yasin İngiliz miydi? Riyad Amerikalı mıydı? Cuma Ali Fransız mıydı? Hayır, hayır! Onların dertleri bu değil, onların amaçlarını bu değil. Tıpkı Buruç süresinde Allah'u Teâlâ'nın buyurduğu gibi onlar ateş yakmışlardı. Ateş çukurunun etrafında bir de kendileri çıkmış onları seyrediyorlardı. O işkenceleri seyrediyorlardı. O zılgıt çalanlara unutmadık, unutmayacağız! Tıpkı Yasin'i ve Hüseyin'i unutmadığımız gibi o zılgıt çalanları da unutmayacağız." şeklinde konuştu.

Program, Ömer Polat'ın yaptığı dua ile son buldu. (İLKHA)