Muş merkeze bağlı köylerde sebze ekimini yapan çiftçiler, ürünlerini satacağı Pazar bulamadıkları için zor günler yaşıyor.

Tarlada topladıkları sebzelerini faytonlara yükleyerek, güneşin doğuşuyla birlikte kentin yolunu tutuyorlar. Kent merkezindeki işlek bir caddede onlarca atlı faytonlarıyla bir araya gelen çiftçiler, birlikte kahvaltı yapıp, mahallelere dağılıyorlar.

Onlarca atlı faytonun cadde ve sokaklarda dolaşması hem trafiği engelliyor hem çevre kirliliğine neden oluyor hem de çevre esnafının tepkisini çekiyor.

Faytonlarla kent merkezinde sebze satıyorlar

Pazar sorunu yaşayan çiftçileri ziyaret eden Çağlayan, üreticilerle sabah kahvaltısını yapıp, sorun ve taleplerini dinledi.

Sorunlarını aktaran üreticiler, pazar sorununun çözülmesi için Çağlayan’dan destek istediler. Ziyarettin ardından açıklamada bulunan Çağlayan, oluşan manzaranın üzüntü verici olduğu olduğunu söyledi.

Çağlayan, “Sebze üreticiliği yapıp faytonlarla şehir merkezinde satmak zorunda kalan üreticilerimizi ziyaret ettik. Gerçekten gördüğümüz manzara karşısında üzüldük. Üreticimiz mayıs ayı itibariyle memlekette çalışmaya başlıyor. Hasat zamanı geldiğinde bu mağduriyeti yaşamaya başlıyor.” dedi.

Yetiştiricilerin kooperatifleşme talebi

Muş’un temel sorunlarından birisinin de semt pazarının olmayışı olduğuna dikkat çeken Çağlayan, “Memleketimizin temel problemlerinden bir tanesi de Muş'un yerli ürünü çıktığı vakit hem fiyatların düşmesi hem de üreticimiz bu şekil sokaklarda mallarını tüketmek zorunda kalmasıdır. Yetkililere de bir çağrımız var özellikle sebze yetiştiricilerimiz burada bir kooperatifleşme yapılması konusunda talepleri var. Burada gördüğümüz manzara hem çevre kirliliğine hem trafiğin aksamasına hem de insanların rahatsız olma açısından sıkıntılar yaşanıyor.” ifadesini kullandı.

Muş’un semt pazarı sorunu

Semt pazarlarının yapılması çağrısında bulunan Çağlayan, şunları söyledi:

“Hem üreticimizin hem de bizim talebimiz belediyenin burada bir semt pazarı oluşturmasıdır. Her bir mahallede bir semt pazarı oluşturursun. Üreticimizin mahsuru çıktığı vakit, o semt pazarında ürününü rahat bir şekilde tüketmeye başlasın. Ayrıca ilimizin ürünü çıktığı vakit dışarıdan ilimize gelen ürünlerin en azında kısmi olarak engellenmesidir. Öyle yapılsın ki buradaki üreticimiz malını tüketebilsin. Temel sorunlardan bir tanesi de bunu sürekli dile getirdik yine buradan dile getirmekte fayda görüyoruz. Memleketimiz şu anda ulusal marketlerin istilası altında. Özellikle bu ulusal marketler bizim yerli üreticilerimizden ürün almıyor. Bu da aynı şekilde burada sebze yetişicilerimizi, üreticilerimizi bir anlamda hem mağdur etmekte hem de ürünlerin satış noktasından bir engel teşkil etmektedir. Her zaman olduğu gibi yine halkımızın yanındayız. Burada üreticilerimizin taleplerini, sorunlarını ilgili makamlara ileteceğiz ve bu işin de takipçisi olacağız.”

“Sebze ve meyvelerimizi satabileceğimiz bir pazar yok”

Sorunlarını gündeme taşımak için kendilerini ziyaret eden HÜDA PAR heyetine teşekkür eden üreticilerden Azat Sönmez, tek sorunlarının ürünlerini rahat tüketecek bir semt pazarının olmayışı olduğunu belirtti.

Sönmez, “Çiftçi insanlarız. İlkbahar mevsiminde başlayıp, kasım ayına kadar çalışıyoruz. Şu manzarayı görüyorsunuz. Buraya geldiğimiz zaman haliyle çevre kirliliği oluyor, insanlar rahatsız oluyor. Ama biz ekmek paramızı kazanmaya çalışıyoruz. Sebze ve meyvelerimizi satabileceğimiz bir yer, bir pazar yok. Serbest piyasa olduğu için dışarıdan çok ürün geliyor. Dışarıda ürün gelince mallarımız elimizde kalıyor. Elimizde mal kalınca da zarar ediyoruz. Ürettiğimiz kadar tüketemiyoruz. Şu an tarlamda yaklaşık 40 ton domates var. Bunu 15 gün içerisinde tüketmezsem zarar eder, yaptığım masrafları karşılayamaz.” dedi.

“İnsanların rahatsız olmasını istemiyoruz”

İnsanların rahatsız olmaması için semt pazarlarının yapılmasını istediklerini dile getiren Sönmez, yetkililerin seslerini duymasını istedi.

Sönmez, “Buraya geliyoruz, çevre esnafımız rahatsız oluyor, çevre kirliliği oluyor, trafik sıkıntıya giriyor, site yöneticileri ile tartışıyoruz. Sokak aralarında satışlar yapınca insanlar rahatsız oluyor. Zabıtalarla da tartışıyoruz. Onlar da kendi işlerini yapıyorlar ama biz de ekmek paramızı kazanmanın derdindeyiz. Dışarıdan nasıl görünüyor bilmiyorum ama bu rezalettir. İnsanlar bize fırça atınca rencide oluyoruz. Bize pazar oluştursunlar, köyde atlarımızla sebzelerimizi getirdiğimiz zaman orada satıp gidelim. İnsanlar rahatsız olmasın, çevre kirliliği oluşmasın. Şu an tek sıkıntımız budur. Manav esnafı da bizden almıyor, dışarıdan getiriyorlar. Dolayısıyla biz insanlara yardımcı olduğumuz kadar insanlar bize yardımcı olmuyor. Salça fabrikasını yapacaklardı onu da yapmadılar. Yapılacak dendiği zaman sevinmiştik, hiç olmazsa elimizde kalan malları oraya vermiş olacaktık.” ifadesini kullandı.

 

(İLKHA)