Kalp ve damar hastalıkları dünyada ölüme yol açan etkenler arasında ilk sırada yer almaya devam ediyor.

Dünya Sağlık Örgütü'nün 2020 yılı verilerine göre; dünyada yılda 18 milyon, ülkemizde de 2019 Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre; yılda yaklaşık 200 bin kişi kalp ve damar hastalıkları nedeniyle yaşamını yitiriyor. 

Dünyada ve ülkemizde yaşamı tehdit eden sağlık sorunları arasında ilk sırada yer alan 'Kalp ve Damar Hastalıkları'na dikkat çekmek ve toplumsal farkındalığı sağlamak amacıyla her yıl 29 Eylül tarihinde Dünya Kalp Günü olarak çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.

 

Üsküdar Üniversitesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Baltalı, İLKHA muhabirine 29 Eylül Dünya Kalp Günü özelinde kalp sağlığını korumanın yollarını anlattı.

“Kalp damar hastalılarını tetikleyen faktörler nelerdir?”

Kalp damar hastalıklarının son yıllarda dünyadaki en sık ölüme neden olan hastalıklardan biri olduğunu belirten Baltalı, "Bunun oluşmasındaki neden, insanların son yüzyıldaki yaşam şekillerinde yapmış oldukları değişikliklerdir. Bunların başında insanların sigara içmesi, kilo alması ve yürümeyi bırakıp otomobillere binmesi, merdiven çıkmayı bırakıp asansörle çıkması gibi nedenlerdir. Kilo almada stres ve kalp damar hastalıklarının oluşumunu artıran faktörler var. Bu faktörler insanlarda tansiyon, şeker gibi hastalıklara yol açıyor ve bunlar kalp damar hastalıkları oluşumunu tetikliyor. Yedikleri yiyeceklerde hayvansal yağların ağırlıklı olması da kolesterol düzeylerinin artmasına ve bunun da kalp damar hastalıklarını tetiklemesi yol açmaktadır." dedi.

"Yaşam tarzımızı sağlıklı bir hale getirerek kalp krizini geciktirmek veya önlemek mümkündür"

Üsküdar Üniversitesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Baltalı

Kalp damar hastalıklarını önlemenin yollarından bahseden Baltalı, "Yaşam tarzımızı sağlıklı bir hale getirerek kalp krizini geciktirmek veya önlemek mümkündür. Bu durum; hareket etmemizi, kilo vermemizi, sigarayı bırakmamızı ve sağlıklı beslenmemizi içeriyor. Sağlıklı beslenme de katı ve trans yağlardan uzaklaşmaktır. Sıvı yağ, zeytinyağı ağırlıklı yemek ve yağlı etlerden mümkün olduğu kadar uzaklaşıp sebze, meyve, balık ağırlıklı yağsız tavuk ağırlıklı beslenmek, kalp damar hastalıklarının oluşmasını bir şekilde geciktirecektir. Bunun ötesinde hareket yapmamız ve kilo vermemiz, sigarayı bırakmamız gerekiyor. Eğer gerekiyorsa ilaç kullanarak tansiyonunuzu dengede tutmamız lazım. Daha az tuzlu beslenmemiz, kalp damar hastalıklarının oluşmasını geciktirecek ve azaltacaktır." şeklinde konuştu.

Kalp krizi genetik midir?

Kalp krizi veya kalp damar hastalıklarını tetikleyen birçok faktör olduğuna dikkati çeken Baltalı, "Bunların başında genetik faktörler de rol oynuyor ama bu bildiğimiz anneden babadan direk geçen bir şey değildir. Polijenik dediğimiz yani anne baba ve kardeşleri arasında kadınlarda 65 yaşından önce erkeklerde 60 yaşından önce genç yaşta bir kalp krizi geçirmiş insanların çocuklarının, kalp hastalığı geçirme riskini arttırıyor. Bu insanların eğer öyle bir hikayesi varsa ve sigara içiyorsa, kilo alıyorsa, hareketine dikkat etmiyorsa, düzgün doğru beslenmiyorsa çok daha fazla risk altındadır. Ailesinde birinci derecede yakınında, annesinde, babasında, kardeşler arasında erken yaşta kalp krizi geçirmiş olan insanların bu tür şeylere çok daha fazla dikkat etmesi gerekir. Tansiyonuna dikkat etmesi, sigarayı bırakması, kolesterol düzeyini kontrol altına alması gerekiyor. Buradaki risk faktörlerine dikkat edilmemesi ve sağlıklı yaşanmaması, sağlıklı bir yaşam tarzı olmaması kalp krizi geçirme riskini arttırmaktadır." ifadelerini kullandı.  (İLKHA)