Memleket gezileri kapsamında Kahramanmaraş'a gelen HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, burada yaptığı esnafı ziyareti sonrası basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Kahramanmaraş'ın en işlek caddelerin birinde esnafı ziyaret eden Yapıcıoğlu, esnafa yakın ilgi göstererek onların yaşadığı sorun ve sıkıntıları dinledi.
Kahramanmaraş özelinde neler yapılması gerektiğini ve ülkenin gidişatını esnafa soran Yapıcıoğlu, kendisine anlatılanları not aldırttı.
Esnaf ziyareti sonrası Ulu Camii'nde öğle namazını kılan Yapıcıoğlu, namaz çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"Bir savaş çıkarsa en büyük zararı Yunanistan görür"
Yunanistan'ın Türkiye'ye yönelik tacizleri konusunda görüşü sorulan Yapıcıoğlu, Ege'deki bazı anlaşmazlıklar, özellikle Adalar ve Kıta sahanlığı üzerinden veya Karasuları üzerinden çok uzun bir süredir Yunanistan'la bazı sorunların yaşandığını anımsattı.
Son dönemlerde gerginliğin boyutunun biraz daha arttığına işaret eden Yapıcıoğlu, Yunanistan'ın Batı'nın oyununa gelmemesi uyarısında bulundu.
Yapıcıoğlu, "Yunanistan'ın gerginliği tırmandırması sanki birilerinin kışkırtmasıyla yaptığı kanaatindeyiz. Yunanistan kendi iradesiyle hareket etmiyor diye düşünüyoruz. Daha önce Ukrayna, ondan önce de Gürcistan yine Batı'nın kışkırtmalarıyla ya da onun cesaretlendirmeleriyle bazı hareketlerde bulundular ama neticede Batı onları yüzüstü bıraktı. Eğer Yunanistan yönetimi, kendi milletinin çıkarlarını, kendi milletinin güvenliğini, iyiliğimi istiyorsa kışkırtmalara, özellikle Amerika ve İngiltere'nin ya da diğer Avrupa ülkelerinin kışkırtmalarına gelmesin. Savaş iyi bir şey değil ama eğer bir savaş çıkarsa en büyük zararın Yunanistan'a dokunacağını, Yunanistan da görmeli, bu kışkırtıcı tavırlarından vazgeçmeli diye söylüyoruz. Eğer Türkiye ile Yunanistan arasında böyle bir savaş çıkarsa Yunanistan bilsin ki bundan asla bir fayda sağlamayacaktır. Şu andaki gerginliğin tırmanması ne Yunan idarecilerinin ne de halkının faydasına değildir. Bu yüzden Yunanistan'ın bir an önce bu kışkırtıcı tavırlarından vazgeçmesini temenni ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Batı herhangi bir yöneticinin yaptığı bir yanlışı İslam'ın yanlışıymış gibi pazarlamaya çalışıyor"
İran'da başlayan olaylar hakkında sorulan bir soruya da cevap veren Yapıcıoğlu, yaşanan son olayların öteden beri Batı'nın sahnelemeye çalıştığı durumlardan biri olduğuna işaret etti.
Batı'nın yaklaşık 40 yıldır bu konudaki çabalarından ve denemelerinden vazgeçmediğinin altını çizen Yapıcıoğlu, "Batı, bu rejimi yıkmak, yerine belki daha önceki gibi yine kukla bir rejim oluşturmak istiyor. İran'da halkın bazı talepleri var. Bu talepler haklıydı haksızdı, aşırıydı normaldi… ona hiç girmeden söylüyorum, orada herhangi bir olay olduğunda, bunu doğrudan doğruya rejim karşıtı hatta daha ötesi İslam karşıtlığı olarak pazarlamak isteyen insanların önemli bir kısmının derdi aslında İran'daki rejim de değildir. Onlar doğrudan doğruya İslam'ı hedef alarak o dosdoğru yolu eğri göstermek için İran'da veya başka bir memlekete, bu Türkiye olur veya başka bir İslam ülkesi olur… oradaki herhangi bir yöneticinin ya da sıradan herhangi bir Müslümanın yapmış olduğu bir yanlışı sanki İslam'ın yanlışıymış gibi insanlara pazarlama ve bu şekilde insanları İslam'dan soğutmaya çalışıyor. İran'da son dönemlerde meydana gelen gelişmelerin de bu şekilde okunmasında fayda var diye düşünüyorum." dedi.
"Siyasetin doğasında ittifaklar vardır"
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Yapıcıoğlu, cumhurbaşkanı adayı ve HÜDA PAR'ın desteklediği bir ittifakın olup olmadığı sorusuna ise şöyle cevap verdi:
Şu anda HÜDA PAR'ın herhangi bir itikafla varmış olduğu bir anlaşması ya da vermiş olduğu bir söz yoktur. Fakat bu, 'HÜDA PAR, herhangi bir ittifak içerisinde yer almayacaktır' anlamında değildir. Bir ittifak içerisinde yer alabiliriz ama daha seçimlere 8 ay gibi bir zaman var. Bunu konuşmak için henüz vakit var. An itibariyle kesinleşmiş bir şey yok. Eğer böyle bir gelişme olursa, HÜDA PAR herhangi bir ittifak içerisinde yer alırsa bunu kamuoyuna açıklarız, gizli kapaklı iş görmeyizŞu anda HÜDA PAR'ın bir ittifak arayışı yok. Ama mümkün mü? Elbette mümkündür. Seçime 8 ay gibi bir zaman varken şu anda mevcut ittifakların genişlemesi gibi tam tersine ittifak içerisinde yer alan bazı partilerin ittifaklardan ayrılması da söz konusu olabilir. Bunların hiçbirisi sürpriz olmaz. Siyasetin doğasında ittifaklar vardır. Herhangi bir siyasi parti kendisi için uygun gördüğü bir ittifak içerisinde yer alabilir.
"Gelirden yeterince pay almayan insanlara merkezi bütçeden daha fazla pay ayrılmalı"
Memleket gezileri kapsamında yaptığı esnaf ziyaretlerini değerlendiren Yapıcıoğlu, gezilerinde karşılaştığı en önemli sorunun ekonomik sıkıntılar olduğunun altını çizdi.
Genel anlamda memleketin her tarafında ekonomik sıkıntıların olduğuna dikkat çektiği konuşmasında Yapıcıoğlu, "Özellikle dar gelirli kesimler bunu daha fazla hissediyor. İşleri çok iyi olan ve bunu hiç hissetmeyen hatta bu ekonomik krizde daha önceki dönemlere göre karlarını arttıran kesimler de var. Özellikle sermaye kesimi böyledir. Bankaların ikinci çeyrek kârlarını açıkladığı dönemi hatırlayalım, ortalama olarak bankaların karları yüzde 400 oranında artmış durumda. Yüzde 600 oranında karlarını artıran bankalar da var. Ama dar gelirli kesimler, özellikle emekliler, asgari ücretle çalışan hatta bazı yerlerde asgari ücretin altında bir gelire sahip olanlar var. Hayatını devam ettirebilmek için almak zorunda olduğu gıda ve enerji başta olmak üzere konut ve kira da bunun üzerine eklenebilir… bunların fiyatlarında açıklanan enflasyon oranlarının üzerinde bir artış var. Bu da dar gelirlileri ciddi anlamda zorluyor. Hükümete çağrımız şudur; özellikle küçük esnafın desteklenmesi lazım, çiftçinin mutlaka desteklenmesi lazım, emeklinin geliri geçimini sağlamaya yetmiyor, öğrencilerin bursları da öyle… kısaca gelirden yeterince pay almayan insanlara merkezi bütçeden daha fazla pay ayrılmalı, bunlar desteklenmelidir. Bu zor dönemleri atlatmak için mutlaka insanların geçinmek için ihtiyaç duyduğu her şeyi rahat bir şekilde ulaşabileceği kadar bir gelire sahip olmalıdır. Eğer fiyatları durduramıyorsanız bir tek yok kalıyor önünüzde; o zaman siz halkın gelir seviyesini yükselteceksiniz, gelirini artıracaksınız ki istediğini alabilsin." diye konuştu.
"Uyuşturucuyu yurtdışından getiren veya imal edenlerle ciddi bir mücadele ortaya koymazsanız bunun önüne geçemezsiniz"
Toplumda giderek artan ahlaki çöküntüye ve uyuşturucu bağımlılığına dikkat çeken Yapıcıoğlu, şayet bu ülkede bir idam cezası uygulanacaksa en başta uyuşturucuyu imal eden veya ülkeye girişini sağlayan kişilere uygulanması gerektiğini söyledi.
Uyuşturucu kullanma yaşının ilkokul seviyelerine kadar indiğini belirten Yapıcıoğlu, asıl mücadelenin uyuşturucuyu imal eden ve ülkeye girişini sağlayanlarla yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Yapıcıoğlu, "Gezdiğimiz yerlerde, halkın dile getirdiği sorunlardan bir tanesi de ahlaki çöküntü ve özellikle gençlerin uyuşturucuya bulaşmaları konusudur. Belki şu anda kamuoyuna çok fazla yansımıyor, çok açıklanmıyor ama uyuşturucuya başlama yaşı ilkokul seviyesine kadar inmiş durumda. Bazı şehirlerde her 4 gençten bir tanesinin uyuşturucuya bulaştığı iddiaları insanın tüylerini ürpertiyor. Sokak satıcılarına, torbacı tabir edilen kişilere yönelik operasyonlarla onları siz derdest edip cezaevlerine kapatabilirsiniz. Ama eğer şu mereti yurtdışından ülkeye sokan ya da burada imal eden insanlarla siz ciddi bir mücadele ortaya koymazsanız bunun önüne geçemezsiniz. Çünkü çok hızlı bir şekilde yayılıyor, okul önlerini bile mesken tutup ortaokul çağındaki çocukları uyuşturucuya alıştırmak için tezgahlarını kuruyorlar. Evet mutlaka o tezgâh kuranlarla mücadele etmek lazım ama onları oraya gönderenlerle daha büyük mücadele etmek lazım. Bu yüzden diyoruz ki eğer idam cezası olacaksa en başta uyuşturucuyu imal eden ve dışarıdan ülkeye sokan insanlara bu ceza uygulanmalıdır." dedi. (İLKHA)