Batı'da aydınlanma sonrası modernizm ve bunun beraberinde getirdiği sorunlar ile ailenin dağılma sürecine girdiğine dikkat çeken Erdemci, Batı'da başlayan bu çöküşün Türkiye'de de başladığını, bunun da yaşlılara olan hürmet ve saygının yok olmasına sebep olduğunu kaydetti.
Toplumun yaşlıları cennete girmenin birer vesilesi olarak görmesi gerekirken huzur evine bırakmak ve onları terk etmek gibi bir yola girebildiklerine dikkat çeken Erdemci, "Yaşlıların ihtiyaçlarını karşılamak ve bunu merhametle, saygıyla, onların değerini düşürmeden yerine getirebilmek cennetin kapısıdır." dedi.
"Kur'an ve Peygamberin sünneti bu çöküşle baş etmemizi sağlayacak argümanlara sahip"
Bizim toplumuzda da ailenin çözüldüğünü ifade eden Erdemci, "Çözülmenin beraberinde getirdiği şeylerden bir tanesi de anne, babaya ve yaşlılara sevginin, saygının azalması, aile içerisinde yerlerinin olmamasıdır. Ama bizim hem geleneksel aile yapımız, dini kaynaklarımız, Kur'an ve Hazreti Peygamberin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) sünneti bu çöküşle baş etmemizi sağlayacak argümanlara sahibiz. Fakat günümüzde sosyal medya ve aileyi çözen ne varsa anne ve babaya saygıyı yaşlılara saygıyı da beraberinde götürüyor." dedi.
"Yaşlılar hayatın her bir alanında topluma aileye değer katar"
Siirt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemalettin Erdemci
Çocukluğun ve gençliğin hayatın bir realitesi olduğu gibi yaşlılığın da hayatın bir realitesi olduğuna dikkat çeken Erdemci, "Yaşlılık hem biyolojik hem de psikolojik bir değişimin olduğu bir dönemdir, hayatın bir parçasıdır. Kur'an-ı Kerim'de de yaşlılığa değinilirken 'Hayatın en zorlu dönemi' diye ifade edilir. Bu dönemde insan gücünü kaybeder, psikolojik olarak çocuklaşır, birçok hastalıkla karşılaşır. Böylesi bir durumda çocukların ilgisi, merhameti çok değerlidir. Yaşlıların hayatın her bir alanında topluma, aileye çok değer kattığı, birçok eğitici yönlerinin olduğunu ifade etmek gerekir. Benim dedem 106 yaşlarında vefat etti, âlim bir insandı. Van'da bulunduğum süre içerisinde kışın gelir bizde kalırdı. Bizim evde olduğu süre içerisinde, bizim çocuklarımıza şunu yapmayın, ibadetlerinizi yapın deme ihtiyacı hiç hissetmedik. Ondaki sevgi, merhamet, uyandırdığı saygı, çocuklarımızı terbiye ederdi." diye konuştu.
"İslam anne baba ve yaşlılara hürmet etmemizi, onları korumamızı istiyor"
Hazreti Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bu konuda: 'Anne babası yanındayken ve yardıma muhtaçken cenneti kazanmayanın vay haline.' hadisini hatırlatan Erdemci, konuşmasının şu sözlerle tamamladı:
"Yaşlılık Rabbimize gidişimizin son mertebesi ve zor bir dönem. Bunun hakkını vermek hepimizin vazifesidir. Kur'an-ı Kerim'de anne hakkı veya anne babaya itaat, Allah ve resulüne itaatten hemen sonra gelir, Kur'an: 'Onlara öf bile demeyin, onlara güzel söz söyleyin.' diye buyuruyor. Bırakın azarlamayı, dövmeyi, itip kakmayı öf bile demememizi istiyor. İslam bu kadar anne, baba ve yaşlılara hürmet etmemizi, onları korumamızı istiyor. Bir başka ayet-i kerimede: 'Onlara merhamet kanatlarını ger, onlar küçükken bana merhamet ettikleri gibi sen de bu yaşlılıklarında onlara merhamet eyle.' diye buyuruyor ve bunu tekrarlamamızı istiyor. Niçin? Bunun bizde içselleşmesi lazım, yaşlıları korumamız, hak ve hukuklarını yerine getirmemiz gerekiyor. Onlar yanımızdayken hizmetlerini görmek." (İLKHA)