Ey Müslümanlar! Yüksekova’da kadın Mü’min olmak nasıldır bilir misiniz?

Yüksekova’da hicaba bürünen bayanların zorlu yaşam mücadelesi
 
Yüksekova ortamında inancı gereği giyinen bayanlar gerek ailelerinden, gerek çevrelerinden gördükleri sıkıntılarla beraber toplu kullanım alanlarında da yaşadıkları zorlukları dile getirdiler. Yaşadıkları bir takım olayları da anlatarak Yüksekova ortamında Allah’ın emri olan hicaba bürünmenin zorlu mücadelesine dikkat çektiler. İşte, o kutlu mücadele…
 
Elif Yüksek / Doğruhaber
 
Hak-hakikatten ve güzellikten yoksun olan bir topluluk içerisinde “Bataklıkta yetişen gül” misali kendini ve Rabbini bilmek ve taştan bir heykel hüviyetindeki benliğini yontarak “insan” olabilmek için çırpınan bedenlerin zorlu mücadelesine tanık olabilirsiniz Yüksekova’da. Her biri nazenin bir gül hükmündeki bu bedenler, imanlı bir neslin tohumlarını atarken; kendilerini yani ‘anne’yi yetiştirirken türlü zorluklara ve sıkıntılara göğüs germek zorunda kalıyorlar. Biz toplumun bel kemiği mahiyetindeki annelerle Yüksekova ortamında karşılaştıkları zorluklar üzerine bir hasbıhal ettik ve bunun bir bölümünü siz okuyucularla paylaşıyoruz. Ancak Yüksekova, hâinlerin pusuya yattığı, mazlumların katledildiği bir yer olduğu için görüştüğümüz bacıların isimlerini saklı tutuyoruz.  
 
TOPLUMA AYAK UYDURUN, AKSİ HALDE SİZE YER YOK
 
Örtü Allah’ın emridir. Müslüman kadın inancı gereği örtünür ve hicabı en güzel şekilde muhafaza etmeye çalışır. Bugün örtünmek her ne kadar kolay bir iş gibi görünse de bilinçli bir şekilde örtünen, bunu hayatının her anına sirayet ettiren bayanlar türlü sıkıntılara maruz kalıyorlar. Hele ki, hicaba Yüksekova gibi İslam düşmanlarının yoğun olduğu, inancından dolayı Müslümanların katledildiği bir yerde bürünüyorsanız işiniz daha da zorlaşıyor. Tehdit, hakaret ve aşağılanma.
Yüksekova’da inancından kaynaklanan zorlukların başında giyiminin geldiğini söyleyen B.Y. “Müslüman bir kadın olarak kendimi geliştirmeye ve Rabbimin rızası doğrultusunda yaşamaya çalışıyorum. Elbette ki bunun bir takım zorlukları olacaktır ve oluyor da. Zira sonunda hayır ve güzellik umulan bir şey cefasız olmaz. Ancak yaşadığım toplumda İslamî bakış açısı maalesef çok dar. Haliyle birçok yere göre daha ziyade zorluklarla karşılaşıyoruz. Mesela hicabım. Halkın yalnızca onda biri inancımız gereği giydiğimiz çarşafa olumlu bakıyor. ‘Hangi toplumda yaşıyorsunuz, topluma ayak uydurun aksi halde burada size yer yok’ türünden tehditlere maruz kaldığımız oluyor” dedi.
 
KENDİLERİ GİBİ DÜŞÜNMEYENLERİ HAİN İLAN EDİYORLAR
 
Eskiden, Kürt halkının namuslu, imanlı ve İslam ahkâmlarına uyan bir topluluk olduğunu belirten B.Y. “Hiçbir güç ve rejimin Kürt Halkı’nın İslami inancı üzerinde yapamadığı yozlaşmayı BDP zihniyeti 30 sene içerisinde yaptı. Onun içindir ki onların ideolojisini kabul etmeyen herkesi hain ilan ediyorlar. Bunca tehdit, hakaret ve baskılara rağmen adeta imanımız daha da kuvvetleniyor” diye konuştu.
 
ÇARŞAFLILARA TAŞLI SALDIRI YAPILIYOR
 
Mahalle veya çarşıdan geçerken hakaretlere maruz kaldığını söyleyen B.Y. azgın insanların daha da ileri giderek kendilerini çarşaflı oldukları için taşladıklarını ifade etti. B.Y: “Dışarıda ‘domuz, ucube’ vs. ağza alınmayacak türden küfürlere maruz kaldığım oluyor. Aynı zamanda bilhassa çarşaflı ve peçeli olan bayanlara yönelik çarşıda ve mahallede taşlı saldırılar yapılıyor. Bizden istedikleri şey İslam’ı hayatımıza göre şekillendirmemiz. Oysa bizler hayatımızı İslam’a uydurmaya ve Müslümanca yaşamaya çalışıyoruz. Tek gayemiz bilinçli bireyler yetiştirerek yarınlara ışık tutmak.’’
 
ÇARŞAFIMIZI ALLAH İÇİN GİYİYORUZ
 
Yüksekova ortamında inançlı insanlara yönelik yapılan saldırılar için; ‘‘Bunların kavgaları Allah’a kul olmaya çalışan insanlarla değil, esasında Allah’la, Peygamberle ve İslam’ladır’’ yorumunda bulunan B.Y. ‘‘Allah’ı ve ahireti hatırlatan her şeyi ortadan kaldırmak istiyorlar. Cahiliye devrindeki Ebu Cehil’in başaramadığı gibi bunu zamanın Ebu Cehilleri de başaramayacak. Şunu da belirtmek isterim ki bizlerin İslamî yaşantımız ve tesettürümüz bunlara inat olsun diye değil yalnızca Allah’ın rızasını kazanmak içindir” dedi.
 
DERİN GÜÇLER İTTİFAK HALİNDE
 
Yüksekova’da düzenlediği İslamî faaliyet ve ihtiyaç sahibi ailelere yaptığı yardımlarla isminden sıkça söz ettiren Mustazaf-Der Yüksekova Şubesi’ne yönelik yapılan saldırılara da değinen B.Y. “İlçemizde İslami faaliyet gösteren Mustazaf-Der PKK/BDP yandaşları tarafından bugüne kadar defalarca saldırıya uğradı. Ancak saldırganlar hiçbir zaman yakalanmadı. En son saldırıda şube başkan yardımcısı Ubeydullah ağabeyimizi şehid ettiler. Olayın üzerinden iki ay geçmesine rağmen şehidin katilleri hala yakalanamadı. Bu da derin güçlerin ittifak içinde olup Müslümanlara karşı cephe aldıkları ihtimalini kuvvetlendiriyor” şeklinde konuştu.
 
YÜKSEKOVA MEKKE DÖNEMİNİ YAŞAMAKTA
 
Yapılan bütün hakaretlere, baskılara ve saldırılara rağmen yılmadıklarını, aksine imanlarının daha da güçlendiğini belirten B.Y. ‘‘İbadetlerimizi daha bir huşu ile yapar olduk. Dünyaya meylimiz azaldı ve ahreti daha çok anar olduk. Bu da gösteriyor ki amaçlarına hiçbir zaman ulaşamadıkları gibi bundan sonra da ulaşamayacaklar. Yüksekova şu an Mekke dönemini yaşamakta. Allah’ın izniyle Medine dönemine az kaldı. Yani küfrün ve nifakın sesi kesilip İslam’ın sesi yükselecek. Zira Allah nurunu tamamlayacaktır, zalimler istemese de’’ dedi.