Bir an gözümüzü kapatalım ve mahşer gününde terazimizin iyilik kefesinin havada kaldığı hayal edelim ve yeri göğü inleten bir ses!
Ey insan oğlu neden vakit ve fırsatın varken Rabbin için ibadetle meşgul olmadın bugünün hesabını neden yapmadın bu terazinin bir gün kurulacağı sana söylenmedi mi?
Bundan sonra varacağın yer elbette cehennemdir, dendiğini düşünelim o zaman ne yaparız, neden mal, mülk, dünya heveslerine kapıldık. Hani hiç bir şey bizi Rabbimizden alıkoymayacaktı. Biz ne yaptık mal topladık, Rabbimizi unuttuk, fakirleri unuttuk, dünya heveslerine daldık, bütün günümüzü televizyonlara ayırmış olduk, böylelikle televizyon sarhoşu olduk, dinsizler ne yapıp ettiler Müslümanları alıkoyamadılar. Güzel bir uslupla demir silahlara gerek kalmadan televizyonları öyle güzel gösterdilerki kendi isteğimizle getirip evimizin en güzel köşesine koyduk, kendi ellerimizle beyinlerimizi onlara esir ettik, onlarda istedikleri gibi bizleri kullanıyorlar. Dünyaya televizyon sahiplerinin bakış açısıyla bakıyoruz. Gerçekleri onların dilediği kadar görüyoruz. Bizler evimizde oturup keşkelerle yetiniyoruz. Dinsizlerin oynadığı oyunlarla kafirlere özeniyor, Müslüman fedailerden nefret ediyor olduk. Böylelikle oturduğumuz yerden bütün dünyayı geziyor, yan komşumuzun kim olduğunu bilmiyoruz. Çocuklarımıza peygamber hayatından bir soru sorulduğunda tık yok sanatçıların, oyuncuların hayatından sorulduğunda bülbül gibi öterler. Bu gidişe dur diyecek yürekli gençlere ihtiyaç var. Peygamber efendimizi de ilk yürekli gençler korudular. Gelin birlik olalım tek yürek olalım dinsizlere karşı ayakta duralım.
Kadriye Baylan / Şanlıurfa (Siverek)