Toplumu ayakta tutan, bizlere hem maddi hem manevi ihtiyaçlarımızda destek çıkan en önemli şeyin aile kurumu ve değerleri olduğunu vurgulayan Zengin, bu değerleri devam ettirebilmenin de çok önemli olduğuna dikkat çekti.

 

Toplumun en güzide ihtiyacının aile olduğunu ve ailenin görevinin de bizleri dışardaki tehlikelerden uzaklaştırmak olduğunu vurguladı.

"Aile, bizi maddi ve manevi zararlardan koruyan bir unsurdur"

Zengin, "İnsan olarak hepimizin ihtiyacı olan bir şey var ki o da ailedir. Hepimiz bir ailede doğarız, bir aile içerisinde yetişiriz, büyürüz ve hayatımızı bir aile içerisinde devam ettiririz. Arapça'da aile 'üsratün' kelimesi olarak tanımlanır. Üsratün zırh anlamına gelir. Zırh, insanı dışarıdaki tehlikelerden koruyan bir araçtır. Aile de bizi maddi ve manevi zararlardan koruyan bir unsurdur. Bu açıdan şu yaşadığımız toplumda hepimizin bir zırha ihtiyacı var. Toplum olarak hepimizin farklı farklı ihtiyaçları vardır. Maddi ihtiyaçlarımız, manevi ihtiyaçlarımız fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlarımız var. Birçok ihtiyacı karşılayan tek şey aslında ailedir. Bir insan ailede güven ihtiyacını karşılar, barınma ihtiyacını karşılar, sevgi ihtiyacını karşılar, değer görme ihtiyacını karşılar. Bu açıdan aile birçok ihtiyacımızın karşılandığı, hayatımızı devam ettirebilmek için çok önemlidir. " şeklinde konuştu.

"Asıl zenginlik insanın aile içerisinde varlığını devam ettirmesidir"

Kur'an'da aile bağlarının önemine değinildiğine ve asıl zenginliğin aile içerinde bulunmanın olduğuna dikkat çeken Zengin, "Allah Teâlâ Duhan Suresinde 'biz seni ihtiyaç içinde bulup zengin kılmadık mı, zengin etmedik mi?' ayeti manevi zenginliğe ve manevi zenginlik içerisinde de aileye işaret etmektedir. Peygamber efendimiz, annesiz babasız bir şekilde büyümekle beraber Allah Teâlâ onu Hazreti Hatice ve diğer eşleriyle bir aile ortamında barındırmıştır. Asıl zenginlik, insanın aile içerisinde varlığını devam ettirmesidir. Rabbimiz insanı en iyi bilendir, en iyi tanıyandır. İnsanın tek olarak hayatını devam ettiremeyeceğini iyi bildiğinden dolayı bizi eşlerle lütuflandırmıştır. Rum suresi 21'inci ayet-i kerimede Rabbimiz buyurur ki 'Allah Teâlâ'nın varlığının delillerinden bir tanesi de kendisiyle huzura eresiniz, huzur bulasınız diye kendi cinsinizden eşler var etmesidir' ki bu eşler de Allah Teâlâ 'kendi aranızda bir sevgi ve rahmet var etmiştir. Şüphesiz ki bunda düşünen insanlar için ibretler, işaretler vardır." ifadelerini belirtti.

"Karı koca birbirinin ayakkabısının teki gibidir"

Zengin, İnsanın en huzur bulduğu yerin aile olduğuna ve eşler arasındaki bağa değinerek, "İnsan eşiyle, ailesiyle, çocuğuyla sükuna erer, huzur bulur. Mesken tabiri vardır. Mesken kendisinde huzur bulunan mekandır, yerdir. Ailelerimiz, evlerimiz bizim için bu noktada bir meskendir sükuna erdiğinde rahatladığımız bir yerdir. Eşlerin, karı koca olarak ifade edilmesi var. Arapça 'da 'zevç' olarak ifade edilir. 'Üsratün' kelimesi Arapça 'da zırhı ifade ederken bir çift ayakkabının tekine 'zevç' olarak isim verilmesi çok manidardır. Karı koca birbirinin ayakkabısının teki gibidir. Bir insan tek ayakkabıyla zor yürür, insan birbirine denk gelen ayakkabıyı giydiğinde yolu rahat alır. Hayat yolculuğu da böyledir. Peygamberimizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) yeni evlenen çiftlere, 'Allah mübarek etsin, sana bereketler versin. Bu eşle bu evlilikte eşini de seni de hayır ve iyiliklerde ortak etsin' şeklinde dua etmiştir. Çünkü eşlerin birbirine evlilikle beraber berekete ermesi yuvasının huzurlu olması çok çok önemli." ifadelerini kullandı.

"Helal ile haram arasındaki çizgi nikah ile ayırt edilmiş oluyor"

Dinde önemli bir konumda yer tutan nikah konusunda da önemli açıklamalarda bulunan Zengin, "Haram birliktelik ile helal birliktelik arasındaki ince çizginin adıdır nikah kavramı. 2 farklı cins beraber hayatlarını devam ettirirler. Helal ile haram arasındaki çizgi nikah ile ayırt edilmiş oluyor. Helal dairesini oluşturan şeyin nikah olması ve insanların helal bir şekilde maddi manevi ihtiyaçlarını o çatı altında devam ettirmesi de Rabbimizin bize verdiği bir ikramdır. Evlenen çiftlere Allah ayrı ayrı rızıklar verir, bereketler verir." dedi.

"Sağlam evlilikler kurma noktasında sıkıntılar yaşıyoruz"

Günümüzde nikah kavramının göz ardı edilen kavramlardan bir tanesi olduğunu söyleyen Zengin, "Allah'ın helal kıldığı çizgiler arka planda tutularak helal mi haram mı gözetilmeksizin insanlar hayatlarına devam etmekte. Ama o da hayatımızdaki bereketi kaldırmaktadır. Ya da gençler evlenmek istemekte bununla beraber maddi sıkıntılardan, maddi kaygılardan dolayı yuva kurmamaktadır. Bununla ilgili de Peygamberimizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) nikahı, evliliği kolaylaştırma ile ilgili tavsiyeleri var. Allah'ın, 'bekarları evlendirin' ayetinin devamında 'eğer fakir iseler Allah Teâlâ kendi fazlından, kendi lütfundan onları zengin kılar' müjdesi aslında gençler için bir yol gösterici olmalı. Çünkü gençler 'işim olsun, eğitimimi tamamlayayım, belli bir evim olsun, arabam olsun bir gelirim olsun ondan sonra evleneyim' diye düşününce bu kez yaş çok fazla ilerliyor. Sağlam evlilikler kurma noktasında sıkıntılar yaşıyoruz. Bu toplumsal bir vakadır. Burada özellikle dikkat edeceğimiz şey fakirlik korkusu, nasıl geçinirim korkusunu çok fazla büyüterek kaygılanarak evliliği geciktirmek ya da evlenmemek toplumsal sıkıntıdır. Rabbim gençlerimize hayırlı yuvalar kurmayı nasip eylesin." şeklinde konuştu. (İLKHA)