Çin'de başlayan ve tüm dünyayı tehdit ederek milyonlarca insanın ölümüne sebep olan Coronavirus'un son dönemde Doğu Türkistan'da yoğunlaştığı bahanesiyle "Sıfır Covid" sloganıyla Uygur halkı evlerine hapsediliyor.
Evlerinden çıkmalarına izin verilmeyen hatta sosyal medyada yayımlanan çok sayıda videoda kameralara yansıyan görüntülerde halkın evden çıkmaması için kapılar kaynak yapılıyor. Evden çıkamadıkları için gıda ürünlerine de ulaşamayan Uygur halkı, üzerlerine kapatılan kapıların ardından açlığa mahkûm edilerek ölüme terk ediliyor.
Sarıyer Tarabya'da bulunan Çin'in İstanbul Konsolosluğu önünde toplanan binlerce Doğu Türkistanlı yaşanan zulmün son bulması için Çin'e karşı İslam dünyasının Müslüman kardeşlerinin yanında durarak yaşananlara "dur!" demeye davet etti.
Yaşanan gelişmelere ilişkin basın açıklaması öncesinde bir konuşma yapan Doğu Türkistan Milli Meclis Başkanı Seyit Tümtürk, 1949'dan beri Çin işgalinde olan Doğu Türkistan'ın son 6-7 yıldır adeta cehenneme döndüğünü, 5 milyona yakın Müslüman Uygur'un toplama kamplarına atıldığını, fikri ıslahat ve ideolojik arındırma adı altında soykırıma tabi tutulduğunu söyledi.
"Karantina bahanesiyle açlığa terk edilen Doğu Türkistanlılardan İslam dünyasına bize sahip çıkın çağrısı"
Tümtürk, "Milyonlarca kardeşlerimiz cezaevindeyken onların mahremleri olan eşlerinin, hanımlarının, kızlarının bulunduğu evlere, 'kardeş aile projesi' adı altında Çinli erkekler yatılı olarak yerleştiriliyor. Namusumuz, iffetimiz kirletildi. Çin yönetimi, uyguladığı soykırım ile kamp ve cezaevlerinde milyonlarca kardeşimize her türlü zulmü ve işkenceyi reva görerek katlederken son 45 gündür Çin'in Wuhan şehrinde dünyanın başına bela ettiği, milyonlarca insanın hayatına mal olan, dünyayı trilyonlarca dolar zarara uğratan ve adeta dünyayı ekonomik olarak felç eden Coronavirus'u bahane ederek 35 milyon Doğu Türkistanlıyı ev hapsine aldı. Kapıları kilitledi, zincirle bağladı, mühürledi. Bu yetmiyormuş gibi kaynak makinaları ile evlerin kapılarını kaynak yaparak giriş çıkışları engelledi. 45 gündür başta Gulca şehri olmak üzere birçok şehirde kardeşlerimiz açlıkla ölüme terk edildi. Kardeşlerimiz, bacılarımız ölümü göze alarak 1-2 dakikalık mesajları bize göndererek 'Ey insanlık âlemi! Ey İslam dünyası! Neredesiniz? Bize sahip çıkın. Yoksa Çin komünistleri karantina bahanesiyle bizi açlıkla katledecek, dünyada imha ile karşı karşıya bırakacak' diye feryat ediyorlar." dedi.
"DSÖ Çin'in virüsü bahane ederek bir milleti topyekûn katletmesine göz mu yumacak?"
Çin'in zulmederek Doğu Türkistanlıları birleştirdiğini, bunun hem Allah'ın rahmeti hem de Doğu Türkistanlıların sorumluluğuyla oluştuğunu hatırlatan Tümtürk, "Doğu Türkistan'da bu soykırım yaşanırken, kardeşlerimiz karantinaya alınırken şundan şüphe ediyoruz. Acaba Çin, 1-2 ay önce ekiplerini göndererek onlara başka türlü virüs mü bulaştırdı? Doğu Türkistanlıları hayvanlara dahi reva görülmeyen bir kobay olarak biyolojik test için acaba ölümlerini mi hazırlıyor? Bu konu çok dikkat çekici. Neden Doğu Türkistanlılar evden çıkamıyor? Niçin hastanelere kabul edilmiyor? Niçin filiyasyon çalışmaları yine Uygurlar yapıyor? Dünya Sağlık Örgütü Çin'in virüsü bahane ederek bir milleti topyekûn katletmesine göz mu yumacak? Maalesef göz yumuyor." diye konuştu.
Grup adına basın açıklamasını okuyan İparhan Uygur, Çin'in Müslüman halka soykırım uyguladığını, işlenen bu cinayetlerin 8 ülke tarafından soykırım olarak kabul edildiğini söyledi.
"Anneler çocuklarına bir lokma ekmek bulamadıkları için çocuklarıyla birlikte yüksek binalardan atlıyor"
Doğu Türkistan'a ilişkin BM raporunda hak ihlallerine de değinen Uygur, "40 gündür aç bırakılan Doğu Türkistan halkının çığlık ve feryadı arşa yükseldi ama insanlığa ulaşamadı. Çin hükümeti pandemi bahanesiyle karantina adı altında insanları evlerine kapattı. Onları aç ve susuz bırakarak ölüme terk etti. Maalesef umduğu gerçekleşiyor. Bize ulaşan videoların bazılarında insanların cansız bedenlerinin evlerde çürüdüğü görülüyor. Bazı videolarda ise anneler çocuklarına bir lokma ekmek bulamadıkları için çocuklarıyla birlikte yüksek binalardan atlıyor. Aç susuz kalan çocukların ateşi 40'ı geçmesine rağmen hiçbir müdahale edilmiyor. Tüm bunlar Uygurların tahammül sınırlarını aşmıştır. Bıçağın kemiğe dayandığı şu süreçte tüm Müslüman liderlere şunu söylemek istiyorum. Çin hükümetinin Doğu Türkistan'da Müslümanlara yaptıkları bazı kişilerin söylediği gibi Amerikan propagandası değildir. Bizzat Çin hükümetinin alçak emelleridir. Artık ses çıkarmamanız için hiçbir sebep kalmadı. Hala neyi bekliyorsunuz? 35 milyon Doğu Türkistanlının sesi olmaya devam edeceğiz." şeklinde konuştu. (İLKHA)