Adli tatil ile ilgili açıklamalarda bulunan Turan, davaların uzamasının en büyük sebebi dava sayılarının çok olması, uyuşmazlıkların çok olması ve bu uyuşmazlıklar içerisinde de davaların en çok devletle ilgili olmasının olduğuna dikkat çekti.

Hâkimlerin adli tatile yakın ve tatilden hemen sonraki bir tarihe duruşma koymadıklarına değinen Turan, adli tatile yakın olan duruşmalar çok ileri bir tarihe atıldığından yargılamanın zamanında bitirilmemesi noktasında da mağduriyet oluştuğunu vurguladı.

"40 güne yakın bir süre uzun bir süredir"

Davaların makul süresine ve adli tatil süresinin daha az bir vakte indirilmesine vurgu yapan Turan, "Davaların makul sürede bitirilmesiyle ilgili olarak veyahut da adli tatil olduğu için makul sürede bitirilmesi ile ilgili olarak bütün hakimlerin, mahkemelerin birlikte tatile girmesidir. Bu tatil anlayışı batılı bir yaklaşımdan kaynaklı olarak böyle bir bütün halinde, mahkemelerde de aynı mecliste tatil oluyorsa aynı benzer şekilde mahkemelere de bu şekilde böyle bir adli tatil kanunla korunmuş ve bu süre 40 güne yakın bir süredir. Bu konulan süre uzun bir süredir ve burada bu süre içerisinde tabi ki mahkemelerin işleyişinde aksaklıklar ve davaların öncesinden adli tatilleri nasıl olsa giriyoruz diyerek, örneğin bir Haziran ayında yapılan bir duruşma Temmuz aydınında es geçilmesi suretiyle Eylül değil, hatta ekim ayında verilmesi veyahut da Mayıs'tan adli tatilin dikkate alınarak duruşmaların ertelenmesi tabii başlı başına bir problem teşkil ediyor ve burada asıl üzerinde durulması gereken konu adli tatil ile beraber aslında davaların istenen sürede bitirilememesi insanların adaletten istendiği kadar memnun olmaması ile ilgilidir. Burada birinci öncelik insan kalitesidir. Öncelikle hakimlerin daha iyi yetiştirilirmiş daha yetkin hakimler olması lazım." dedi.

Daha çok yetkin hakimlerin davalara bakmasına da dikkat çeken Turan, "Bir ara 5 yıldan fazla avukatlık yapmış veya belli bir süre avukatlık yapmış şahısların hâkim olması gündeme getirilmiş idi. Bu aslında yargıya bir nevi bir ivme, bir hareketlilik daha bir yetkinlik kazandırmıştı. Fakat akabinde aynı şekilde bu sefer doğrudan mezunlar alınması suretiyle devam ettirildiği, burada yani problem yetkin hakimleri işe başlatmak için tabii ki belli bir süre hukuk öğrenimi görmüş veyahut hukuk mesleğinde çalışmış örneğin avukatlardan hâkim olması bizce olması gereken yani birinci öncelik ve diğer bir konu da burada yetkin olan hakimlerle çalışıldığı zaman buradaki bu dinlenme vaktini de 40 gün olarak değil de daha kısa bir süre olarak kullanılabilir." ifadelerini kullandı.

"Davaların uzamasına en büyük sebebi de yine davaların sayılarının çok olması, uyuşmazlıkların çok olması ve davaların devletle ilgili davalar olmasıdır"

Av. Yahya Turan

Turan, "Bu süre içerisinde eğer size etkin hakimlerle çalışıyorsanız burada adli tatil yapmanız da herhangi bir probleme sebebiyet vermez. Bununla beraber yine aynı şekilde mahkemelerin, davaların uzamasına en büyük sebebi de yine davaların sayılarının çok olması, uyuşmazlıkların çok olması ve uyuşmazlıkları çok olan uyuşmazlıklar içerisinde de en çok davaların devletle ilgili davalar olması. Ya büyük şehirlerin dosyasıdır ya bakanlıkların dosyasıdır ya Karayolları Genel müdürlüklerinin dosyasıdır, kamulaştırma dosyalarıdır. Binlerce dosyayı siz sadece idareden kaynaklı idarenin yani taraf olduğu dosyalardır. Bu idarenin taraf olduğu dosyaların önemli bir kısmı en az üçte ikisi eğer süzgeçten geçirmek suretiyle elenmiş olsaydı herhalde hakimler önünde bu kadar dosya birikmezdi ve yetkin hakimlerle de siz çalıştığınız zaman bu hakimler kısa süre içerisinde davaların bitirilmesini sağlarlardı. Fakat böyle olmamakta idare kendisini parçalanmış bir halde görmekte ve bir memur huzuruna gittiğimizde en ufak bir uyuşmazlığı girdiğinizde bunu oradaki idare, müdürlük veyahut da bakanlık bunu çözmekte herhangi bir uyuşmazlık uzlaşma komisyonu olsa dahi biz arabuluculuğa geldiklerinde uzlaşma komisyonuyla gelmektedir." şeklinde konuştu.

"Yetkin personelin ve yetkin hakimlerin de mutlak surette olması gerekir"

Dava dosya sayısının artmasıyla beraber dava süresinin daha çok uzadığını ifade eden Turan, yetkin hâkim ve personelle çalışılmasını ifade ederek, "Bundan dolayı da dava sayısı artmakta, dava sayısı da arttığı zaman mahkemeler önünde yığınlarca dosya, binlerce dosya oluşacak ve bu binlerce dosyanın içerisinden çıkmaya da imkân bulunmayacaktır. Bununla birlikte tabii ki hâkim sayısı kâtip sayısı ve burada genel olarak son zamanlarda yani adliye saraylarının büyüklüğü vesaire bütün imkanlar, bu yapı sistemi imkanlar sunulmuştur fakat bu imkanları kullanacak. Yetkin personelin ve yetkin hakimlerin de mutlak surette olması gerekir. Genel itibariyle adli tatilin sadece kaldırılmasının ve hatta hiç olmamasının makul süreyi de yargılamayı katkı sağlamayacağı, bunun yanında diğer unsurların da diğer faktörlerin de değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum." dedi. (İLKHA)