MEVLİT AKKILIÇ / DOĞRUHABER
Mahkemelerin neredeyse tamamının adli tatile girdiği dönemlerde vatandaşlar büyük mağduriyetler yaşıyor. Adli tatile giren birçok adliyede infaz ve tutuklu işlemlerine bakacak savcı bulmakta sorun yaşanıyor. Adliyelerde genelde bir tek infaz savcısı bulunduğunda ise onun da işlere yetişemediğini belirten avukatlar, müvekkillerinin mağdur edildiğini belirtiyor. Adli tatil ile ilgili açıklamalarda bulunan Şanlıurfa Barosu eski başkanlarından Avukat Hikmet Delebe mahkemelerin neredeyse yüzde 80'inin tatile girdiğini söyleyerek vatandaşların hak arama özgürlüğünün sekteye uğradığına dikkat çekti. Konuyla ilgili geçtiğimiz gün açıklamalarda bulunan HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi ve Parti Sözcüsü Yunus Emiroğlu da adaletin tatile çıkamayacağını ifade etti.
DURUŞMALAR ÇOK İLERİ BİR TARİHE ATILIYOR
Av. Hikmet Delebe, adli tatil döneminde nöbetçi bir mahkeme bırakılarak mağduriyetlerin önüne geçilebilmek için tatil sürelerinin revize edilebileceğini belirtti. Hâkimlerin adli tatile yakın ve tatilden hemen sonraki bir tarihe duruşma koymadıklarına değinen Delebe, adli tatile yakın olan duruşmalar çok ileri bir tarihe atıldığından yargılamanın zamanında bitirilmemesi noktasında da mağduriyet oluştuğunu vurguladı. Adli tatilin tamamen ortadan kaldırılmasını da doğru bulmadığını ifade eden Delebe, adli tatil sürelerinin tekrardan gözden geçirilerek revize edilebileceğini belirtti.
"ADLİ TATİLİN SÜRESİ 40 GÜNDÜR"
Adli tatil uygulaması ile ilgili bilgi veren Delebe, "Adli tatil her yıl 20 Temmuz-31 Ağustos arasında neredeyse mahkemelerin ve savcılıkların tamamını kapsayan bir tatil süreci olarak önümüze çıkıyor. Adli tatil geçtiğimiz 1 Eylül'de sona erdi. 1 Eylül'den itibaren de adli teşkilat yeniden çalışmalarına başladı. Adli tatilin süresi 40 gündür. Mahkemelerin tamamı adli tatile giremez. Netice itibariyle hangi dava ve hangi dosya tiplerinin adli tatile tabii olduğuna dair uygulama mevzuatta düzenlenmiştir. Buna göre neredeyse mahkemelerin yüzde 80'i adli tatilde. 40 gün boyunca iş yapmaz. Adli tatil bittikten sonra tekrar dosyalar kaldığı yerden devam eder. Önümüzdeki süreçte yargının bir yığın sorunu bulunmaktadır. Tekrar hâkimler, savcılar ve avukatlar, bu sorunların üstesinden gelmek için gerekli özveride bulunacaklardır." şeklinde konuştu.
"VATANDAŞLARIN HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜ BİR ANLAMDA SEKTEYE UĞRAMIŞ OLUR"
Mahkemelerin yüzde 80'inin adli tatile girdiğini söyleyen Delebe, "Adli tatil, 40 gün olduğu için zaten ağır aksak yürüyen dava ve dosyalarda süreç biraz daha uzamış olur. Esasında hâkimler ve savcılar da adli tatile yakın olan duruşmalar ve adli tatilden hemen sonraki duruşmalar; bir anlamda geçilmesi gereken duruşmalar olarak değerlendirilir. Bu bakımdan uzun olan yargılama süreleri adli tatilin de araya girmesiyle birlikte daha da uzar. Esasında nöbetçi mahkeme ve savcılıklar adliyede olur ama mahkemelerin neredeyse yüzde 80'i adli tatile girdiği için vatandaşların hak arama özgürlüğü bir anlamda sekteye uğramış olur. Adli tatil daha önce 45 gündü, bir ara 35 güne çekildi. Daha sonra tekrar 40 gün olarak sabitlendi." diye konuştu.
"DURUŞMALAR VE KEŞİFLER ADLİ TATİLE VERİLMEZ"
Adli tatile tabii olan dosyalar veya davalarda sürelerin işlenmediğine dikkat çeken Delebe, "Örneğin bir boşanma davası açıldı. Boşanma davası normalde tebligatı adli tatile denk gelirse tebligat süreleri işlemez. Asli Hukuk Mahkemesi'nde ya da trafik kazası ile ilgili Asli Hukuk Mahkemesi veya Asli Ticaret Mahkemesinde açılan bir davada; duruşmalar ve keşifler adli tatile verilmez. Adli tatil ancak bittikten sonraki bir tarihte duruşma günleri verilir. Yine adli tatile denk gelen ve adli tatile tabii olan dosyalarda veya davalarda süreler de işlemez. Cevap verme süresi, istinaf süresi ve temyiz süresi bu 40 günlük süre zarfında işlemez." ifadelerini kullandı.
"ÖZELLİKLE ADLİ TATİLE YAKIN OLAN DURUŞMALAR ÇOK İLERİ BİR TARİHE ATILIR"
Adli tatilde oluşan mağduriyetlerden bahseden Delebe, "Vatandaşların mağduriyeti şuradan kaynaklanır; tatilde duruşma ve keşifler verilmediği için adli yargı süreci daha da uzar. Örneğin bir dosya 1-2 defa adli tatile denk gelirse neredeyse 8 aylık bir kayıp söz konusu olur. Çünkü hâkimler adli tatile yakın bir tarihe duruşma koymadıkları gibi adli tatilden hemen sonraki bir tarihe de duruşma koymazlar. Özellikle adli tatile yakın olan duruşmalar çok ileri bir tarihe atılır. Bundan dolayı vatandaşın yargılamasının zamanında bitirilmemesi noktasında bir mağduriyet olur." dedi.
"ADLİ TATİL SÜRELERİ REVİZE EDİLEBİLİR"
Adli tatil günlerine nöbetçi mahkeme bırakılarak mağduriyetlerin önlenebileceğini ifade eden Delebe, "Elbette hâkimlerin, savcıların ve avukatların da dinlenmeye ihtiyacı var. Normalde adliyeler 5 çalışma günü içerisinde sabah 08 ile 17 arasında çalışmalarını sürdürür. Adli tatilin tamamen ortadan kaldırılması bana göre doğru olmaz. Netice itibariyle hâkimlerin, savcıların ve avukatların da tatile ihtiyacı olur. Adli tatil süreleri revize edilebilir. Asli Hukuk Mahkemesinin tamamı tatile gireceğine örneğin nöbetçi bir mahkeme bırakılır ve adli tatile denk gelen zaman içerisinde duruşma olacaksa o duruşma gün verilmeksizin adli tatil içerisinde görülür. Eğer adli tatilde bütünüyle 'duruşma ve keşifler olmaz' derseniz bu sürenin uzamasına yol açar ve vatandaşın mağduriyetini ortaya çıkarır." şeklinde konuştu.
HÜDA PAR’DAN "ADLİ TATİL" ÖNERİSİ
İstatistiklere göre, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararlarının %60’ı uzun yargılama şikâyeti ile yapılan başvurular hakkında olurken, HÜDAPAR Genel İdare Kurulu Üyesi ve Parti Sözcüsü Yunus Emiroğlu, "Adli tatil uygulamasına son verilmeli" çağrısında bulundu. İnsanların hakkına zamanında ulaşamamaktan şikâyetçi olduğunu belirten Emiroğlu; "Bu şikâyetinde de haklıdır. Darbe girişiminin ardından hâkim ve savcıların neredeyse üçte biri görevden ihraç edilmiş ve yerlerine yenileri getirilmiştir. Bu süreçte hâkim ve savcı adayları yeterli bir eğitimden geçmeden, stajlarını dahi doğru dürüst tamamlamadan kürsülere oturtulmuştur. Yanlış kararlara ve haksız uygulamalara yönelik eleştirilere rağmen yargıdaki bu zafiyetin zamanla aşılacağı ümit edilmiş ancak bu ümit, gelinen aşamada boşa çıkmıştır. Bununla beraber yargılamalar uzadıkça uzamış ve uzun yargılama şikâyetiyle yapılan başvurularda patlama yaşanmıştır. Yoğun başvurular sebebiyle Anayasa Mahkemesi adeta tıkanma noktasına gelmiş ve başvuruları incelemeyi dört ay süreyle erteleme kararı almıştır." dedi.
HÂKİM, SAVCI VE PERSONEL SAYISI ARTIRILMALI
HÜDAPAR Genel İdare Kurulu Üyesi ve Parti Sözcüsü Yunus Emiroğlu açıklamasının devamında şunları söyledi: "Yargılamaları hızlandırmak için ciddi bir adım atılmadığı için sorunlar da çığ gibi büyümüştür. Adliyelerde davaların ağır aksak ilerlemesi yetmezmiş gibi üzerine adli tatil, yaz aylarında kullanılan izinler ve müstemir yetki süreçleri de eklenince yılın neredeyse dörtte biri boş geçirilmekte ve zaman israf edilmektedir. Türkiye’de adalet sisteminin üzerindeki atalete artık bir son verilmelidir. Hâkim, savcı ve personel sayısı artırılmalı, bu yapılırken de referansa değil liyakate bakılmalıdır. Avrupa’nın bile neredeyse hiçbir ülkesinde olmayan adli tatil uygulaması ise kaldırılmalıdır."