Adli tatil ile ilgili açıklamalarda bulunan Delebe, mahkemelerin neredeyse yüzde 80'inin tatile girdiğini söyleyerek vatandaşların hak arama özgürlüğünün sekteye uğradığına dikkat çekti.
Hâkimlerin adli tatile yakın ve tatilden hemen sonraki bir tarihe duruşma koymadıklarına değinen Delebe, adli tatile yakın olan duruşmalar çok ileri bir tarihe atıldığından yargılamanın zamanında bitirilmemesi noktasında da mağduriyet oluştuğunu vurguladı.
Adli tatilin tamamen ortadan kaldırılmasını da doğru bulmadığını ifade eden Delebe, adli tatil sürelerinin tekrardan gözden geçirilerek revize edilebileceğini belirtti.
"Adli tatilin süresi 40 gündür"
Adli tatil uygulaması ile ilgili bilgi veren Delebe, "Adli tatil her yıl 20 Temmuz-31 Ağustos arasında neredeyse mahkemelerin ve savcılıkların tamamını kapsayan bir tatil süreci olarak önümüze çıkıyor. Adli tatil geçtiğimiz 1 Eylül'de sona erdi. 1 Eylül'den itibaren de adli teşkilat yeniden çalışmalarına başladı. Adli tatilin süresi 40 gündür. Mahkemelerin tamamı adli tatile giremez. Netice itibariyle hangi dava ve hangi dosya tiplerinin adli tatile tabii olduğuna dair uygulama mevzuatta düzenlenmiştir. Buna göre neredeyse mahkemelerin yüzde 80'i adli tatilde. 40 gün boyunca iş yapmaz. Adli tatil bittikten sonra tekrar dosyalar kaldığı yerden devam eder. Önümüzdeki süreçte yargının bir yığın sorunu bulunmaktadır. Tekrar hâkimler, savcılar ve avukatlar, bu sorunların üstesinden gelmek için gerekli özveride bulunacaklardır." şeklinde konuştu.
"Vatandaşların hak arama özgürlüğü bir anlamda sekteye uğramış olur"
Şanlıurfa Barosu eski başkanlarından Avukat Hikmet Delebe
Mahkemelerin yüzde 80'inin adli tatile girdiğini söyleyen Delebe, "Adli tatil, 40 gün olduğu için zaten ağır aksak yürüyen dava ve dosyalarda süreç biraz daha uzamış olur. Esasında hâkimler ve savcılar da adli tatile yakın olan duruşmalar ve adli tatilden hemen sonraki duruşmalar; bir anlamda geçilmesi gereken duruşmalar olarak değerlendirilir. Bu bakımdan uzun olan yargılama süreleri adli tatilin de araya girmesiyle birlikte daha da uzar. Esasında nöbetçi mahkeme ve savcılıklar adliyede olur ama mahkemelerin neredeyse yüzde 80'i adli tatile girdiği için vatandaşların hak arama özgürlüğü bir anlamda sekteye uğramış olur. Adli tatil daha önce 45 gündü, bir ara 35 güne çekildi. Daha sonra tekrar 40 gün olarak sabitlendi." diye konuştu.
"Duruşmalar ve keşifler adli tatile verilmez"
Adli tatile tabii olan dosyalar veya davalarda sürelerin işlenmediğine dikkat çeken Delebe, "Örneğin bir boşanma davası açıldı. Boşanma davası normalde tebligatı adli tatile denk gelirse tebligat süreleri işlemez. Asli Hukuk Mahkemesi'nde ya da trafik kazası ile ilgili Asli Hukuk Mahkemesi veya Asli Ticaret Mahkemesinde açılan bir davada; duruşmalar ve keşifler adli tatile verilmez. Adli tatil ancak bittikten sonraki bir tarihte duruşma günleri verilir. Yine adli tatile denk gelen ve adli tatile tabii olan dosyalarda veya davalarda süreler de işlemez. Cevap verme süresi, istinaf süresi ve temyiz süresi bu 40 günlük süre zarfında işlemez." ifadelerini kullandı.
"Özellikle adli tatile yakın olan duruşmalar çok ileri bir tarihe atılır"
Adli tatilde oluşan mağduriyetlerden bahseden Delebe, "Vatandaşların mağduriyeti şuradan kaynaklanır; tatilde duruşma ve keşifler verilmediği için adli yargı süreci daha da uzar. Örneğin bir dosya 1-2 defa adli tatile denk gelirse neredeyse 8 aylık bir kayıp söz konusu olur. Çünkü hâkimler adli tatile yakın bir tarihe duruşma koymadıkları gibi adli tatilden hemen sonraki bir tarihe de duruşma koymazlar. Özellikle adli tatile yakın olan duruşmalar çok ileri bir tarihe atılır. Bundan dolayı vatandaşın yargılamasının zamanında bitirilmemesi noktasında bir mağduriyet olur." dedi.
"Adli tatil süreleri revize edilebilir"
Adli tatil günlerine nöbetçi mahkeme bırakılarak mağduriyetlerin önlenebileceğini ifade eden Delebe, "Elbette hâkimlerin, savcıların ve avukatların da dinlenmeye ihtiyacı var. Normalde adliyeler 5 çalışma günü içerisinde sabah 08 ile 17 arasında çalışmalarını sürdürür. Adli tatilin tamamen ortadan kaldırılması bana göre doğru olmaz. Netice itibariyle hâkimlerin, savcıların ve avukatların da tatile ihtiyacı olur. Adli tatil süreleri revize edilebilir. Asli Hukuk Mahkemesinin tamamı tatile gireceğine örneğin nöbetçi bir mahkeme bırakılır ve adli tatile denk gelen zaman içerisinde duruşma olacaksa o duruşma gün verilmeksizin adli tatil içerisinde görülür. Eğer adli tatilde bütünüyle 'duruşma ve keşifler olmaz' derseniz bu sürenin uzamasına yol açar ve vatandaşın mağduriyetini ortaya çıkarır." şeklinde konuştu. (İLKHA)