doğruhaber / haber merkezi
İslâm, insanı diğer canlılardan ayıran temel vasıflardan birisi olan “giyinme” ile ilgili de temel adap kaidelerini belirlemiştir.
Allah-u Teâla, elbise giyme ve güzel giyinmeyle ilgili Araf Suresi 26 ile 31. ayetlerinde mealen şöyle buyurmaktadır:

“Ey Âdemoğulları! Size çirkin yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbiseler indirdik. Takva elbisesi ise daha hayırlıdır. İşte bunlar Allah’ın ayetlerindendir. Belki düşünüp öğüt alırlar (diye onları indirdi)”

“Ey Âdemoğulları! Her mescide gidişinizde ziynetinizi alın...”

Müfessirlerin beyanına göre “ziynetten maksat, güzel ve temiz elbiselerdir.

Elbisede aranılacak şartlar!
Bu ayetlerin ışığında İslâmî bir elbisenin temel vasıflarına bakalım.

1- Elbise örtücü olacaktır: Avret yerlerini örtmeyen elbise yahut örtse de çok dar ya da çok ince olması hasebiyle vücudun kalıbını belirten ya da tenini gösteren elbise İslâmî değildir.

2- Elbise helâl olacaktır: Erkekler için ipek giymek haramdır. Bu hususla ilgili Hz. Ali şöyle rivayet etmektedir. “Rasulullah’ın sağ eline ipek, sol eline de altın aldığını gördüm ve daha sonra; ‘Bu ikisi ümmetimin erkeklerine haramdır’ söylediğini işittim.” (Ebû Dâvud)

3- Elbise güzel olacak, giyene yakışacaktır: Yâni çok dar, çok bol, çok kısa, çok uzun ve pejmürde bir şekilde olmayacaktır. Kısaca “Eşref-i mahlukat” ve “yeryüzünün halifesi” oluşu vasıflarına uygun olacaktır.

4- Temiz olacaktır: İslam’ın Müslümanlardan istediği en önemli vasıflardan biri de elbiselerini temiz tutmalarıdır.

Erkek Kıyafetinde Temel Ölçüler
Elbisede aranılacak temel şart; soğuktan koruyucu olması, sıcak iklimlerde vücudu rahatlatıcı olmasıdır. Kumaşın cinsi, rengi, deseni, şekli (modeli) ülkelere ve şahısların zevkine göre değişebilir.
İslâm, kılık-kıyafette kadınlar ve âlimler için belli bir ölçü ve mecburiyet getirmiştir.
Onun dışında millete mecburiyet yoktur. Ancak Gayr-ı Müslimleri taklit niyetiyle onların elbiselerinin giyinilmesi haramdır. Erkekler için bir diğer ölçüyse; karşı cinsi tahrik edecek giyeceklerden kaçınmaktır.
Müslüman hanımların ve âlimlerin giyim-kuşam şekilleri bellidir. Müslüman hanımların kıyafeti 350 bin tefsirde belirtilmiş, müçtehidler, fâkihler, konunun mütehassısları o kıyafetin ne olduğunu âyet-i kerimelerin ve hadis-i şeriflerin ışığında ortaya koymuşlardır.
Allah-u Teâla Ahzab Suresi 59. Ayette şöyle buyurmaktadır; “Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin hanımlarına söyle, evlerinden çıktıklarında dış örtülerini üzerlerine alsınlar. Bu onların hür ve iffetli hanımlar olarak tanınmaları ve eziyete uğramamaları için daha uygundur. Allah ise çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.”
İşte bu ayet-i kerimeyi tefsir eden müfessirler; bu kıyafetin, tanınmayı önleyecek, bütün elbiseyi ve vücut hatlarını baştan ayağa örten bir kıyafettir.
Müslüman hanım evde, kocasının ve diğer mahremlerinin yanında (babası, kardeşi, oğulları) en güzel kıyafeti giyebilir; bu caizdir. Ancak dışarıda kesinlikle dikkat çekmeyecek, ilgi uyandırmayacak bir kıyafet içerisinde olmalıdır.
İSLAM’DA KILIK KIYAFET
Kadınların erkek elbisesi giymesi caiz olmadığı gibi, erkeklerin de kadın kıyafetini giymesi caiz değildir. Yâni erkek erkek gibi, kadın da kadın gibi giyinecektir. Bu hususta son yıllardaki karmakarışıklık, fıtrattan sapmadır.
Hz. İbni Abbas (r.a.) ‘ın rivayetine göre Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu hususta şöyle buyurmuştur: “Allah lanet etsin, kadınlardan erkek kılığına, erkeklerden de kadın kılığına girene.”
Kıyafetler kibre sevk edici olmamalıdır. Övünmek için, gösteriş için elbise giymek; elbisenin şeklini kibri hatırlatacak şekilde yapmak caiz değildir.
Ebu Hureyre Resulullah’ın bu hususta şöyle buyurduğunu nakletmektedir. “Kıyamet günü Allah, izarını gururlu ve kibirli bir şekilde sarkıtan kimselere rahmet nazarıyla bakmaz.”
Bir insan fakir olabilir, elbisesi yamalı olabilir. Bu gayet normaldir. Ayıplanacak husus, bu durumun ayıplanmasıdır. Bu hususta Hz. Ömer’in durumu hatırlanmalıdır. Hz. Enes anlatıyor; “Ömer, Emîrü’l mü’minin iken gözümle gördüm, omuzları arasına üst üste üç yama vurmuştu.”
Bir devlet başkanının bu şekilde yamalı elbise giymesi yadırganabilir. Peki, bunun sebebi neydi? Hz. Ömer’in oğlu Abdullah (r.a.) anlatıyor. “Ömer radıyallau anh, hem kendisini, hem de çocuklarını besliyordu. Yazın da uzun ve boydan boya kaftan giyerdi. Çok kere elbisesi yırtılırdı da, zamanı gelmediği için yenisini almaz, ancak eskisini yamardı. Beytü’l-mal’in zengin olduğu yıldaki elbisesi, önceki yıla nisbetle daha düşüktü. Bu sebeple kızı Hafsa bu hususta kendisiyle konuştu. O ise; “Ben Müslümanların malından ancak ihtiyaca göre giyinebilirim. Yamalı elbise benim işimi görür” diye cevap verdi.” (Hayâtü’s Sahabe)
Güzel giyinmek
İslam, imkânı olanlar için israfa kaçmadan “güzel giyinmeyi” teşvik etmektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:
“Güzelce giyinip kuşanınız. Kılık kıyafetinizi düzeltiniz. Ta ki insanlar arasında siyah üzerindeki beyaz gibi seçkin görünesiniz.”
Allah-u Teâlâ, verdiği nimetlerin eserini kulu üzerinde görmeyi sever. Bu bakımdan imkânı olan insanların, israfa girmeden güzel elbiseler giymeleri gerekir. Böylece onun imkân sahibi olduğu bilinir, ihtiyaç sahipleri kendisine müracaat eder. Tabi aslı olan; zenginin alçakgönüllü olması, bu zenginliğin kendisine Allah’ın bir lütfu olduğunu bilmesi ve muhtaçların kendisine gelmesini beklemeden, onları bizzat kendisinin aramasıdır.
İmkânı olduğu halde pejmürde bir şekilde giyinmek doğru değildir. Bu hususla ilgili ibret verici şu hadis-i şerife bakalım:
Ebu Ahvas (r.a) şöyle rivayet ediyor;
“Resulullah’ın huzuruna çok basit bir elbise ile gelmiştim. Bunun üzerine Resulullah, ‘Senin malın var mı?’ diye sordu. Evet, dedim. Resulullah; ‘Hangi cins mallardan?’ dedi. Allah bana deve, koyun, at ve un verdi, dedim. O (s.a.v) da; ‘Mademki, Allah sana bu kadar mal vermiştir; öyle ise Allah’ın nimetinin eseri, üzerinde görünsün’ buyurdu.” (Ebû Dâvud)
İslam, imkânı olanlar için israfa kaçmadan “güzel giyinmeyi” teşvik etmektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:
“Güzelce giyinip kuşanınız. Kılık kıyafetinizi düzeltiniz. Ta ki insanlar arasında siyah üzerindeki beyaz gibi seçkin görünesiniz.”
Allah-u Teâlâ, verdiği nimetlerin eserini kulu üzerinde görmeyi sever. Bu bakımdan imkânı olan insanların, israfa girmeden güzel elbiseler giymeleri gerekir. Böylece onun imkân sahibi olduğu bilinir, ihtiyaç sahipleri kendisine müracaat eder. Tabi aslı olan; zenginin alçakgönüllü olması, bu zenginliğin kendisine Allah’ın bir lütfu olduğunu bilmesi ve muhtaçların kendisine gelmesini beklemeden, onları bizzat kendisinin aramasıdır.
İmkânı olduğu halde pejmürde bir şekilde giyinmek doğru değildir. Bu hususla ilgili ibret verici şu hadis-i şerife bakalım:
Ebu Ahvas (r.a) şöyle rivayet ediyor;
“Resulullah’ın huzuruna çok basit bir elbise ile gelmiştim. Bunun üzerine Resulullah, ‘Senin malın var mı?’ diye sordu. Evet, dedim. Resulullah; ‘Hangi cins mallardan?’ dedi. Allah bana deve, koyun, at ve un verdi, dedim. O (s.a.v) da; ‘Mademki, Allah sana bu kadar mal vermiştir; öyle ise Allah’ın nimetinin eseri, üzerinde görünsün’ buyurdu.” (Ebû Dâvud)
Peygamber Efendimiz (s.a.v) son derece sade, ama çok temiz giyinirdi. En sevdiği giyecek, gömlekti. Gömleklerinin kolları bileğine kadar olup daha uzun değildi.
Giydiği elbiselerden en sevdiği yeşil bir Yemen elbisesi idi. Peygamber Efendimiz yeşil ve beyaz rengini çok severdi.
Sarık, Peygamber Efendimizin kıyafetinin temel bir parçası idi. Sarık sarışları ve sarıkla ilgili hadis-i şeriflerden bazılarına göz atalım. Câbir (r.a) “Resûl-i Ekrem Efendimiz, başında siyah sarık olduğu halde, Fetih günü Mekke’ye girdi” (Riyazü’s Salinin) Ebu Said Amr. b. Hüreys (r.a) “Resulullah (s.a.v)’a bakıyor gibiyim. Başında siyah sarık olup ucunu iki omuzunun arasından uzatmıştı.”
Rivayetlere göre; Peygamber Efendimiz sadece Mekke’nin fetih gününde siyah giymiş, onun dışında Müslümanları hep beyaz renkli giyime yönlendirmiştir. Bu konuda rivayet edilen birkaç hadis-i şerif şöyle:
İbn-i Abbâs (r.a)’dan rivayet edildiğine göre; Resulullah şöyle buyurdu; “Elbisenizin en hayırlısı beyaz renkli olanıdır. Bu itibarla beyaz elbise giyiniz ve ölülerinizi beyaz renkli kefenle tekfin ediniz.”
Semûre bin Cündüb (r.a)’ün rivayet edildiğine göre; Allah Resulü (s.a.v) şöyle buyurdu; “Elbisenin beyaz olanını giyiniz. Çünkü beyaz elbise daha temiz ve daha güzeldir.”