İslam'a adanmış bir hayata sahip olan Şehit Vasfi Tekin, 2 Eylül 1994 yılında PKK'nin vahşi saldırısına maruz kalarak uzun namlulu silahlarla tarandı. Şehit Vasfi'nin örnek şahsiyetini anlatan dava arkadaşları, aradan geçen 28 yıla rağmen onu unutamıyor.
90'lı yıllarda zirve yapan zulüm furyasında Müslüman Kürt halkına her gün yeni yeni acılar yaşatılıyordu. Bazen devletin derin unsurları bazen de PKK'nin kendisine biat etmeyenlere karşı gerçekleştirdiği saldırı ve katliamlar artık sıradan bir hâl almıştı. İşte bu saldırılardan birinin hedefi de Vasfi Tekin'di. Bir Cuma namazı sonrası sahibi olduğu kitapevinde silahlı saldırıya uğrayan Tekin, PKK'nin namlusundan çıkan kurşunlarla ruhunu Allah'a teslim etmişti.
Daha genç yaşlarda kendini İslam davasına adayan Tekin, tarih 2 Eylül 1994'ü gösterdiğinde, Cuma namazı sonrası saat 15.00 sıralarında sahibi olduğu işyerinde yalnız ve meşgul olduğu bir sırada PKK elemanları tarafından uzun namlulu silahlarla taranır. Tekin, vücuduna isabet eden kurşunlar sebebiyle oracıkta hayata gözlerini yumar.
Şehit Vasfi'nin ticaret ahlakından etkilendiğini belirten Abdullatif Güleryüz, Şehit Vasfi'nin çok cesur, samimi, cömert ve her daim tebessüm eden bir insan olduğunu söyledi.
Abdullatif Güleryüz
Güleryüz, "Şehidin kaldığı bölgede mürted örgütün baskıları vardı. Gelen haberlere göre ara sıra ziyaretine giderdik. Şehadet herkese nasip olan bir şey değil. Şehit olmayanlar şehadete layık değildir manasında söylemiyorum fakat şehit olanların birtakım vasıf ve özellikleri var. Şehit Vasfi'de gördüğüm yumuşak huyluluk, insana değer verişi hatta kendisine düşmanlık yapanlara karşı iyilik yapabilme özelliği… Şehadeti sonrası bir dava arkadaşından dinledim. Veresiye defterinde birçok kişinin borcu vardı. Borçluların çoğu da kendisine ideolojik olarak düşmanlık edecek kişilerle doluydu. Şehit Vasfi'ye, 'Bunlara niye borç veriyorsun?' diye sorduğumda, bana, 'Onlar ihtiyaç sahibi, onun için veriyorum.' demişti. O kadar da merhametli bir insandı. Onun gıpta edilecek birçok yönü vardı. Fakat kendisine en çok gıpta ettiğim nokta; her şartta tebessüm edebilmesiydi. Yumuşak huylu, tatlı dilliydi." ifadelerini kullandı.
"Onda korkunun emaresine rastlayamazdınız"
Birçok kez tehdit edilmesine rağmen onda korku emaresine hiç rastlamadıklarını dile getiren Güleryüz, "Bir takım korku oluşturacak söylemler duymasına rağmen, onda korku emaresine rastlayamazdınız. O kadar teslimiyet göstermiş bir insandı ki her halükârda çok rahattı. Kendisine, 'Dikkatli ol, bak bazı şeyler duyuyoruz' dediğimizde tebessüm ederdi. Kaldığı mahallede vahşi bir ortam vardı. O günlerde, onlardan olmayan herkes ölümle yüz yüzeydi. Tüm bunlara rağmen tüm arkadaşları onun gibiydi fakat Allah şehitlik makamını ona verdi." diye konuştu.
"O bir semboldü"
Şehit Vasfi'nin insanlarla diyaloğunun çok iyi bir seviyede olduğunun altını çizen Güleryüz, İslam düşmanlarının onun varlığından rahatsızlık duyduğunu belirtti.
Güleryüz, "Şehit Vasfi bir semboldü. Sözüyle, konuşmasıyla dosdoğru, inandığına inandığı gibi sahip çıkan, tavizsiz, tehdit ve şantajlara boyun eğmeyen böyle biri İslam düşmanları için tehlikeli bir örnekti. Eğer bu tür insanlar çoğalırsa onların o bölgelerde etkileri kalmayacaktı. Şehit Vasfi'yle birlikte Adana'daki Müslümanlar arasında bir dayanışma oluştu. Onun şehadetini gören gençler, şehadetin ne kadar değerli bir şey olduğunun farkına vardıkları için onlarda korku emaresi kalmadı. Davalarına daha çok sarıldıklarına şahitlik ettik. Allah da İslami çalışmaları bereketlendirdi." dedi.
"Yüzünü açtığımda tebessüm ediyordu"
"Şehit Vasfi hem masum hem mazlum hem mübarek hem de yürekli bir insandı ki Allah da onu o şekilde ödüllendirdi. Kabri başına her gittiğimde karşılıklı konuşur gibi bir huzurla dolarım." diyen Güleryüz, "Vasfi Şehit edildiğinde, eve getirdiler, yüzü kapalıydı. Yüzünü açtığımda tebessüm ediyordu. Canlı gibiydi. Bu durumu gören Müslüman arkadaşları çok heyecanlandı; böyle bir şehadeti neden ben de yaşamayayım? diye. Bu daima gözümün önüne gelen bir sahne. Allah Teâlâ bize şehit kardeşlerimizin şahsiyetlerine yakışır şekilde dünya ve ahiretimizi güzelleştirsin inşallah." şeklinde konuştu.
Abdulhalim Özçelik
Vasfi denildiğinde aklına İslam'ın ve güzel ahlakın geldiğini söyleyen dava arkadaşı Abdulhalim Özçelik, şehidin dava arkadaşlarıyla ve insanlarla çok güzel bir münasebeti olduğunu belirtti.
"İslam davası için malıyla canıyla kendini feda ederdi"
Özçelik, "Kendisiyle bir müddet ticaretimiz oldu. Birini tanımak istersen onunla ya alışveriş ya komşuluk yapacaksın ya da uzun bir yola çıkacaksın. Kırtasiye dükkânı vardı. Gidip çocuklara kitap alır, onunla oturup sohbet ederdik. Vasfi'nin hali başkaydı. İslam davası için malıyla canıyla kendini feda ederdi. Bir ekmeği olsa onu da senle paylaşırdı. İslam davasına sadıktı. Arkadaşlarıyla arkadaş, büyüklerle büyük, çocuklarla da çocuk olurdu." diye konuştu.
"Onun kanının bereketini gördüm"
Vasfi'nin şehadet anını anlatan Özçelik, "Günlerden Cuma günüydü. Saat 3 civarında haber geldi. Vasfi, sahibi olduğu kitap evinde uğradığı silahlı saldırıda şehit edildi. Onun kanının bereketini gördüm. Şehadetini duyan gençler aşka geldiler. Tüm şehitlere rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun. Rabbim, bizleri de onlar gibi dinine hizmet edenlerden eylesin." dedi.
"Şehit Vasfi Allah yolunda öldürüldü"
Hacı Oral
Şehit Vasfi'nin ailesiyle ilgilenen ve dinine bağlı bir şahsiyet olduğunu vurgulayan yeğeni Hacı Oral, onun Allah yolunda öldürüldüğünü söyledi.
"Bu vesileyle Allah yolunda şehit olan bütün arkadaşlarımızı anıyoruz. Mekanları cennet olsun." diyen Oral, "Ardında kalan çocukları da şu an Allah yolundadır. Bizler de bildiğimiz kadarıyla karınca misali, Allah yolunda devam etmek istiyoruz. İslam dininden başka iman edilecek din yoktur. İslam dini Allah, Peygamber ve Kur'an yoludur. Ondan şaşan batıldadır. Bir Müslüman ahlakı vardı kendisinde. Ticaret yaparken dürüsttü. Zira 'bizi kandıran bizden değildir' diyor Peygamber Efendimiz." ifadelerini kullandı.
Ölümü tadıp tekrar aynı duyguyu yaşamayı sadece şehitlerin talep edeceğini vurgulayan Oral, "Sadece şehitler, bir daha şehit olayım, bu lezzeti tadayım, bu şerbeti tekrar içeyim' derler. Şehitlik herkese nasip olmaz. Allah yolunda şehit olan kişi ölmüş gibi görünse de yaşıyordur." şeklinde konuştu.
Şehit Vasfi Tekin
Vasfi Tekin Kimdir?
Vasfi Tekin, Batman'ın Gercüş ilçesine bağlı Gökçepınar köyünde 27.05.1959 tarihinde dünyaya gelmiştir.
Evliliği sonrası Adana'ya yerleşen Tekin, burada kırtasiye dükkânı açmış ve işletmiştir.
Adana'nın merkez Yüreğir ilçesi Çukurova Caddesi üzerinde işlettiği kitabevi, kısa zamanda gençlerin uğrak yeri haline geldi.
Şehit Vasfi, PKK hainleri tarafından 2 Eylül 1994 yılında Cuma namazı sonrası sahibi olduğu işyerinde uğradığı silahlı saldırı sonucu vücuduna isabet eden dört kurşunla şehit edilmiştir.
Şehit olduğunda 35 yaşında olan Tekin'in, 5 çocuğu vardı. (İLKHA)