Batılı küreselci seçkinlerin kaosu kışkırtarak, yeni çatışmalar oluşturarak çevreleme politikasıyla alternatif, egemen kalkınma yollarını baltaladığını vurguladı.
“Böylece ellerinden kayan hegemonya ve gücü tüm güçleriyle korumaya ve ülkeleri ile halkları neo-kolonyal düzenin kıskacında tutmaya çalışıyorlar.”
ABD ve müttefiklerinin egemen devletlerin iç işlerine kaba bir şekilde müdahale ettiğini, provokasyonlar, darbeler, iç savaşlar düzenlediğini belirten Putin, bu devletlerin tehdit, şantaj ve baskılarla bağımsız devletleri iradelerine boyun eğmeye, kendilerine yabancı kurallarla yaşamaya zorlamaya çalıştığına dikkati çekti.
Putin, ABD’nin tüm bunları dünya üzerinde egemenliğini sürdürmek için yaptığını söyledi.
Ukrayna’daki çatışmayı ABD’nin uzatmaya çalıştığını savundu.
"Asya, Afrika ve Latin Amerika'da çatışma potansiyelini körükleyerek tamamen aynı şekilde hareket ediyorlar. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde, ABD bir kez daha kasten ateşe benzin dökmeye ve Asya-Pasifik bölgesindeki durumu karıştırmaya çalıştı. Amerika'nın Tayvan macerası, sadece sorumsuz bireysel bir politikacının yolculuğu değil aynı zamanda bölgedeki ve dünyadaki durumu istikrarsızlaştırma ve kaotik hale getirmeye yönelik maksatlı, bilinçli bir ABD stratejisinin parçası, diğer ülkelerin egemenliğine ve uluslararası yükümlülüklere saygısızlığın küstahça bir göstergesidir. Bunu dikkatlice planlanmış bir provokasyon olarak görüyoruz."
Putin, Batılı küreselci seçkinlerin sosyal ve ekonomik sorunları, düşen yaşam standartları, işsizlik, yoksulluk konularındaki başarısızlıklarını Rusya ve Çin’e mal etmek için kendi vatandaşlarının dikkatini buraya çektiğini vurguladı.
Kolektif Batı’nın NATO’ya benzer bir sistemi Asya-Pasifik bölgesine genişletmeye çalıştığına dikkati çekti.
"Dünyadaki gerilimi azaltmanın, askeri-politik alandaki tehdit ve risklerin üstesinden gelmenin, ülkeler arasındaki güven düzeyini artırmanın ve sürdürülebilir kalkınmalarını sağlamanın ancak modern çok kutuplu dünya sistemini temelden güçlendirerek mümkün olduğu açıktır. Tekrar ediyorum; tek kutuplu dünya düzeni çağı geçmişte kaldı. Mevcut küreselci modelden yararlananlar olağan gidişata ne kadar bağlı kalırlarsa kalsınlar, kaderine terk edilmişlerdir. Tarihsel ölçekte jeopolitik değişimler tamamen farklı bir yöne gidiyor."