Bu âyet-i kerîmeden de anlaşıldığı gibi abdestin farzları dörttür: Yüzü bir kez su ile yıkamak, iki eli dirseklerle beraber bir kez yıkamak, her iki ayağı topuklarla beraber bir kez yıkamak ve başın dörtte birini ıslak bir elle ve kullanılmadık temiz bir su yaşlığı ile bir kez mesh etmektir. Şöyle ki; yüz denilen organ, iki kulak memesi arasındaki yer ile alnın saç biten yerinden çene altına kadar olan kısımdır. Kulaklarla sakal arasında bulunan kılsız kısımlar da yüzden sayılır. İşte yüz denilen bütün bu kısmı su ile bir kere yıkamak farzdır. Yüzü yıkarken esas olan, üzerinden suyu akıtmaktır. Ayrıca yüzünde sakalı sık olan bir kimsenin abdest alırken İmam-ı Âzam (r.a.)’e göre, sakalının dörtte birini mesh etmesi gerekir. Fakat kişinin sakalı seyrek ise, altındaki deri kısımları da yıkaması gerekmektedir. Yüzü yıkarken dikkat edilmesi gereken bir başka husus da gözde bulunan çapakların giderilmesidir.
Dirseklere gelince, bunlara “Mirfâk” denir. Elleri dirseklerle beraber yıkamak farz ise de dirseklerden daha yukarısını yıkamak zorunluluğu yoktur. Ayakların iki taraflarında bulunan ve “topuk” denilen şişkin kısımları da yıkamak gerekir. Fakat bunların yukarısını yıkamak gerekmez.
Başa meshe gelince: Alından arkaya doğru başın ön kısmının mesh edilmesi daha faziletlidir. (Başın tamamını mesh etmek ise en iyisidir, sünnet-i müekkededir.) Mesh edilen yer iki kulağın üstüdür. Bu kısımdaki saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir. Fakat bu kısımdan aşağıya sarkan saçların üzerine mesh edilmesi, başın üstünde topak olsalar dahi, yeterli olmaz.
(Fetâvâ-yı Hindiyye, c.1, s.15-23)