Yeni hükümette AB Bakanı görevini üstlenen Egemen Bağış`ın, ilk önemli konuğu, Avrupa Komisyonu`nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle olacak. Yeni Türk hükümetiyle görüşmek üzere 12-13 Temmuz`da Türkiye`ye resmi bir ziyarette bulunacak Füle`nin son bir yılda bir tek başlığın açılmadığı müzakere sürecini canlandırmak istediği belirtilirken, Türk hükümeti ise, AKP`nin "ustalık döneminin, AB sürecine de yansımasını" amaçladığı ifade ediliyor.ANKA`nın edindiği bilgiye göre, Stefan Füle, 12 Haziran seçiminin ardından geçen Çarşamba günü oluşturulan yeni hükümet ile görüşmek üzere 12-13 Temmuz günlerinde Türkiye`ye resmi bir ziyarette bulunacak.

Görevine başladığı Şubat 2010`dan beri Türkiye`nin AB üyelik hedefine destek veren Çek Cumhuriyeti eski Dışişleri Bakanı Stefan Füle`nin, Türkiye`ye yapacağı ziyaret, parlak bir görüntü arz etmeyen Türkiye ile AB arasındaki müzakere sürecini canlandırmayı amaçladığı belirtiliyor.

ANKARA`NIN YAKLAŞIMI: AB KONULARI TEK ELDEN YÜRÜTÜLECEK

Yeni kurulan hükümetin, 12 Haziran seçimleri nedeniyle yavaşlayan AB dosyasını yeniden canlandırmak için çaba göstereceği ifade ediliyor.

Bu bağlamla tam üyelik müzakerelerinin "tüm koordinasyon ve yönlendirilmesi"nin tek elde toplanması dikkat çekiyor. Yeni hükümetle birlikte ilk defa bir AB Bakanlığı oluşturmuş bulunuyor. Bakanlığa atanan Devlet eski Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış aynı zamanda Başmüzakereci sıfatı ile birlikte önceki hükümette Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından yürütülen müzakere heyeti başkanlığı da üstlenmiş bulunuyor.

Yeni dönemde AB`den "daha makul, dengeli ve objektif bir tutum" bekleyen Ankara`da AKP`nin "ustalık" döneminin, AB ile ilişkilerde de "hissedileceği" vurgulanıyor.

AB`NİN İKİ ANA GÜNDEM MADDESİ

Üst düzey AB diplomatlarına göre, Stefan Füle, Türkiye`deki görüşmelerde iki ana konu üzerine duracak. Bu konular, Türkiye`nin AB müzakere süreci ile AB`nin ısrarla talep ettiği, Türk liman ve havaalanlarının Rumlara açılmasına ilişkin Ek Protokol`ün uygulanması olarak sıralanıyor.

Ekim 2005`de resmen başlayan resmi müzakere sürecinde son bir yılda fren iyice basıldı.

Ne 2010 yılının ikinci yarısındaki Belçika Başkanlığı, ne de onu izleyen ve 30 Haziran`da sona eren Macaristan Başkanlığı sırasında herhangi bir fasıl açılamadı.

"Rekabet Politikası"nda müzakerelerin başlatılamamasından, AB tarafı, "açılış kriterlerini yerine getirmeyen" Türkiye`yi, Ankara ise, "aşırı taleplerde bulunan" Avrupa Komisyonu`nu sorumlu tutuyor.

PROTOKOL KONUSUNDA ANKARA`DAN JEST BEKLENTİSİ

Bu arada, Stefan Füle`nin, bir defa daha dile getireceği, Ek Protokol`ü uygulaması beklentisi ile ilgili Ankara`daki AB çevrelerinde Türkiye`den "jest" beklentisi dikkat çekiliyor.

Üst düzey bir AB diplomatı, "Türkiye, liman açarak jest yapsın. O zaman Rumlar şoke olur ve bloke edilen 5-6 kolay başlık müzakereye açılabilir" şeklinde konuştu.

DİĞER KONULAR

Ankara`daki görüşmelerde Türkiye ile Avrupa Komisyonu tarafından müzakere edilerek üzerinde anlaşmaya varılan yasa dışı göçe ilişkin "Yeniden Kabul Anlaşması" ile Türkiye`nin vize muafiyeti talebinin de gündeme gelmesi bekleniyor.

Türkiye`nin söz konusu anlaşmayı imzalayıp onaylamak için vize müzakerelerini yürütmesi için AB Konseyi`nin Komisyona "yetki" vermesini şart koşmuştu.

Görüşmelerde ayrıca, gerek Türkiye, gerek AB için büyük önem taşıyan Libya, Suriye, Mısır gibi halk ayaklandığı ülkeler gibi konuların da ele alınması bekleniyor.