Türkiye’de bin canlı doğumdan birinde, bebek konjenital işitme kaybı (doğuştan işitme kaybı) görülüyor. Yenidoğan işitme taraması ile bebeklere erken tanı konularak hızlıca tedavi programına alınabiliyorlar. İlk 6 ayda bebeğe işitme cihazı takılıp özel eğitim verilerek sağır ve dilsiz olması önleniyor.
Uzmanlar, doğumdan itibaren çocukların işitme sağlıklarının yakından izlenmesinin, ileri yaşlarda daha büyük sorunlar yaşanmaması adına kritik önem taşıdığını ifade ediyor.
Konuyla ilgili İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Üsküdar Üniversitesi KBB Uzmanı Op. Dr. Ali Rahimi; Sağlık Bakanlığı'nın öncülüğünde Türkiye'de yeni doğan bebeklere işitme testi yapıldığını hatırlatarak doğru bir konuşma için en önemli şartın doğru işitme olduğunu dile getirdi.
"Doğru bir konuşma için en önemli şart doğru bir işitmedir"
KBB Uzmanı Op. Dr. Ali Rahimi
Konuşmanın işitmenin devamı olduğunu belirten Rahimi, "İşitme elektriğe dönerek beyne gidiyor ve beyin bunu analiz ediyor. Analiz ve yılların tecrübesi içinde konuşulanlara, duyduğunuza beyin akciğer ve diyaframa verilen basınçla dil ve dudak şekil vererek kelimeler haline çeviriyor. Anneden duyulan ana diline sarı diyoruz. Sarı nedir? Titreşim beyne gidiyor, beyin onu algılıyor ve o rengin sarı olduğuna karar veriyor. Çince duysaydınız Çince konuşacaktınız, İngilizce duysaydınız İngilizce konuşacaktınız. Türkçe duyuyorsanız Türkçe konuşacaksınız o zaman. Konuşmak diye bir şey yoktur bu işitmenin devamıdır. Doğru bir konuşma için en önemli şart doğru bir işitmedir. O da çocukluktan itibaren başlar. Sensörinöral işitme kayıpları birçok hastalıkta veya yeni doğanlarda olabilir ama ilerleyen yaşlarda iletim tipi işitme kaybı veya başka şekilde sensörinöral işitme kayıpları da olur. Her harf birkaç frekanstan oluşur. Onun için işitme kaybı yapıldığında tek tek frekanslara bakılır." dedi.
"Çocukta doğuştan işitme kaybı varsa konuşması olmayacaktır."
Yenidoğanlarda Sağlık Bakanlığı'nın verdiği yönerge kapsamında önlem amaçlı önce işitme testi yapıldığına dikkat çeken Rahimi, "Bu bir deneysel testtir yani çok net cevap vermez ancak çocuğun duyup duymadığını ilk aşamada bize haber verir. Böylece önlemlerimiz alabiliriz. Daha ileri dönemlerde daha ciddi testlerle işitmenin tamamen normal olup olmadığına bakarız. Genelde 3-4 yaşına kadar tek kelimeli bir şey konuşması; 'baba', 'anne', 'yemek' demesi bizim için yeterlidir. Bu bizim için işitmenin normal olduğunu gösterir. İşitme normalse beyne bakılması lazım çünkü bu sesler beyinde analiz edilir ve beyin analizinden sonra yerine oturur. Böylece akciğerden çıkan havanın ses telleriyle kesilmesi, dudak, yanak, dil ve burundan kaçırılan hava miktarıyla havaya şekil verilir. Bunların toplamına da konuşma diyoruz." şeklinde konuştu.
"Çocukta doğuştan işitme kaybı varsa konuşması olmayacaktır"
Sistemin hepsinin normal olması gerektiğini belirten Rahimi, "Başlangıç noktası işitmedir. Çocukta doğuştan işitme kaybı varsa konuşması olmayacaktır. Eğer kısmi kayıp varsa bazı harflerde, frekanslarda kayıp olacaktır. 3-4 yaşlarında geniz etine, bademciğe veya yarık damak-dudak şeklinin bozukluğuna bağlı olarak harfleri doğru telaffuz edemez. Bu artık mekanik kısmın fonksiyon bozukluğudur. Yetişkin yaşlarda konuşma bozukluğunda ise öncelikle mental yani beyin kısmı fonksiyonlarına bakmak lazım çünkü bu sistemin en önemli kısmı beyindir. Beyinde normal çalışırsa sesi analiz ettiğinde nasıl şekil vereceğini öğretir böylece rahat ve akıcı bir konuşma olur." diye belirtti.
"Bebeklerin ne zamana kadar konuşamaması doğaldır?"
Bebeklerin ne zamana kadar konuşamaması doğaldır? sorusuna cevap veren Rahimi, "Bütün hastanelerde bebekler doğar doğmaz artık test yapılıyor. Önce kaba bir sonuç alınır, orada en ufak bir problem varsa zaten işitme merkezine veya konuşma terapistine sevk edilir. Daha sonra 3 yaşına kadar beklenir eğer orada bir sorun yoksa 3 yaşında tek heceli kelimelerle başlar ve sonra cümle kurmakla devam eder. Buralarda bir sorun varsa orta kulağa tüp takarak veya işitme cihazı kullanarak bu işi çok rahat çözebiliriz." ifadelerini kullandı. (İLKHA)