Doğruhaber - Mesut TUNCE
Bölgeyi 2003 yılında keşfeden Dr. Eşref Atabey, dünyada eşine az rastlanan fosil ormanın, bir eğitim alanı olarak kullanılmasını öneriyor.
Taşlaşmış fosil ormanı, 15 milyon yıl önce doğal bir göl alanıymış aslında. O dönemde patlayan yanardağlar, akan lavlar ve bütün bir çevreyi kaplayan volkanik küller jeolojik bir süreci başlatmış olmalı.
Dr. Eşref Atabey, TRT Haber'e yaptığı açıklamada, taşlaşan ormanın hikayesini şöyle anlatıyor: “Bu devirde, yani milyonlarca yıl önce, çevrede volkanlar patlamış. Volkanlar patladığı zaman çevreye lav akması olmuş. Bir taraftan da küller havaya yayılmış. Bu volkanik küller yamaçlardaki, çevredeki ağaçları lavlarla birlikte önüne katarak taşımış. Volkanik eriyikler içinde silis vardır. Bu silisli eriyikler önüne kattığı odunlara karışarak, ağaç gövdelerinin odunsu dokusuyla yer değiştirmiş. Bunlar zamanla olmuş tabii. Hemen taşlaşma olayı olmamış.”
Bölgenin öneminin farkına varan Dr. Atabey, Kültür ve Turizm Bakanlığına başvurarak, 2005 yılında taş ormanın bulunduğu alanı doğal sit alanı ilan ettiriyor.
Oluşumu milyonlarca yıllık bir zamanda gerçekleşen fosil ormanın, eğitim ve turizmde kullanılması için çalışmalar başlatılmış durumda. Dr. Atabey, bölgenin özellikle alanında uzmanlaşmak isteyen öğrenciler için büyük öneme haiz olduğunu vurguluyor.