Suriyeli ilim erbabı bir arkadaşım var. Geçenlerde onu ziyarete gitmiştim. İbn Kayyim el-Cevziyye’ye atfen dikkat çekici bir söz söyledi; “İbn Kayyim der ki; öbür dünyada bize sadece iki soru sorulacak;

Bu iki soruyu gerektiği şekilde cevaplayıp görevli meleklerin çektiği kamera görüntüleriyle ispatlayan herkes cennet biletini alacaktır.

Soruların cevapları üzerinden cennet yolunu takip edelim bakalım. Birinci soru; kime ibadet ettiniz? Bu soru karşımıza ibadet nedir? Sorusunu da çıkarmaktadır. İbadet için şöyle bir tanım yapmakta sakınca olmasa gerek. İbadet; Allah ile olan ilişkimizdir. O zaman İbn Kayyım’ın işaret ettiği birinci sorunun üzerinden gidecek olursak; öbür dünyada bize Allah ile olan ilişkimizin nasıl olduğu sorulacaktır. Dünyada Allah ile olan ilişkilerimiz iyi ise bu karnemizin de iyi, çok iyi ise bu karnemizin pekiyi olacağı anlamına gelmektedir. Dünyada Allah’a uzak veya yakınlığımız bizim için karne notumuzla beraber cennetin koordinatlarını belirleyecektir.

Sonrasında ikinci soruya geçilecektir. Rasul’e itaat ettiniz mi? Yani onun yoluna uydunuz mu? Onun takip ettiği yolu takip ettiniz mi? Bir önderiniz olarak onun emirlerine uydunuz mu? Bunlar birinci sorunun değişik versiyonlarıdır.

Hepimizin kendi aramızda cennet cehennem konusunu konuştuğumuz olmuştur. Yine çoğu kere bu konuşmalardan sonra şöyle bir sonuca varılmaktadır. “Kardeşim cennete girmek çok zor, cehenneme gitmek ise çok kolaydır”

Aslında iş hiç de sandığımız gibi değildir. Cennete girmek çok kolaydır. Bunu başarmanın kolay yolları vardır. Formülleri vardır. Başta da dediğimiz gibi cennetin anahtarlarından bir tanesi de iki soruya evet diyebilmektir.

Buhari, Müslim’de ve başka yerlerde de geçen hemen hemen hepimizin bir şekilde duyduğu şöyle bir hadise var tarihimizde;

İslam ile alakalı pek fazla bir bilgisi olmayan bir bedevi devesinin üzerinde peygamberimize gelir ve cennete girmek istediğini ve bunun yolunun ne olduğunu amiyane tabirle cennete girişin kısa yolunu öğrenmek ister. İşi gücü vardır, fazla uğraşmak istemez. Sonrasında peygamberimiz aleyhissalâtû wesselâm ile onun arasında şunlar geçer;

—Cennete girmek istiyorum, neler yapmam gerekir?

—Gece ve gündüzde beş vakit namaz kılacaksın.

—Bunlar dışında kılmak gereken namazlar var mı?

—Hayır, ama istersen nafile namazları kılarsın.

—Başka neler yapmam gerekir?

—Ramazan ayında bir ay oruç tutacaksın

—Bunun dışında tutmam gereken oruçlar var mı?

—Hayır, ancak nafile oruçlar vardır, istersen nafile oruçları tutarsın. Ayrıca malın zekâtı vardır. Malın belli bir miktara ulaşınca zekâtını da vermen gerekiyor.

—Zekâtımı vermekten başka ilaveten yapmam gerekenler var mı?

—Hayır, ama istersen nafile olarak verebilirsin.

Bunun üzerine adam: “Allah’a yemin olsun ki bunların ne bir fazlasını ne bir eksiğini yapacağım” diye mırıldanarak yoluna devam etti. Peygamber aleyhissalâtu vesselâm da: “Eğer bu adam sözünde durursa cennetliktir” Başka bir rivayette de; “Kasem olsun ki sözünde durursa kurtuluşa erer”

Aslında işin mantığına bakacak olursak, Allah Teâla bizi cennete sokmak için fırsatları, imkânları, avansları önümüze serdikçe sermiş. Bire on, yüz, yedi yüz ve daha fazla kat kat sevaplar bahşetmektedir. Günaha ise bire bir…

Yemek yiyorsun, şükrediyorsun, sevap kazanıyorsun. Bir subhanellah, bir lailehe illaAllah diyorsun. Sevap bohçanı dolduruyorsun.  Bir namaz kılıyorsun, bir ton sevap kazanıyorsun. Namazını camiye taşıyorsun, heybene 27 çarpı bilmek kaç daha fazla dolduruyorsun. Camiye giderken adım başı sevap, dönerken dönüş adımları sayısınca sevap kazanıyorsun. Gökyüzüne bakıyor Allah’ın azametini hatırlıyorsun bir Allahu Ekber diyorsun, sevap kronometreni hızlandırıyorsun. “Her iyilik bir sadakadır” Hadisi şerifini hatırlıyor, bir iyilik yapıyorsun, sevap heybeni ağırlaştırıyor “O zaman kimin tartıları ağır basarsa o razı olacağı bir hayatın içinde olacaktır.” (Kari’a 6-7) ayetinin işaret ettiği seçkin biri olma yolunda ilerliyorsun. Cennete girebilmemiz için fırsat ve imkânlar önümüze serildikçe serilmiş, bize sadece hafifçe eğilmek kalıyor.

Kısacası isteyen kısa yoldan da cennete girebilir. Niyetimizi kuşanıp iki soruya doğru cevap verebilmek için az çalışmak bize cennetin biletini Allah’ın izniyle aldıracaktır.

MEHMET ZİYA GÜMÜŞ - İNZAR DERGİSİ