Son zamanlarda yaygınlaşan çölyak hastalığı; besinlerdeki arpa, buğday ve çavdarda bulunan glüten adlı bir proteine hassasiyet ile tanımlanan bir sağlık sorunudur.
Genetik yatkınlığı olan bu sorunda ince bağırsakta sindirimi sağlayan villus adı verilen yapıların bozulmasına neden olan ince bağırsaktaki emilim bozukluğu ile seyreden glüten proteinine karşı alerjik reaksiyon olarak da isimlendirilebilir.
Beslenme düzeninden glütenin kaldırılmasıyla problem ortadan kaldırılabilir. Çölyak pek çok zaman sinsi ortaya çıkar ve ayrıca tanısı geç konur. Çünkü çölyak her hastalığı taklit edebilme özelliğine sahiptir.
Çölyak hastalığı bazen kansızlık, karaciğer yağlanması gibi sorunlarla kendini gösterebileceği gibi, hiçbir şikâyete sebep olmadan da sessizce ilerleyebilir. Ya da cilt problemleri ile kendini gösterebilir.
Çocuklarda hastalığın en belirgin belirtileri; ishal, karın ağrısı, büyüme-gelişme geriliği, kusma, kemik ve eklem ağrıları, halsizliktir. Yetişkinlerde ise şişkinlik ve ishal, çölyak hastalığının en belirgin belirtilerindendir. Bunların dışında yetişkinlerde kilo kaybı, karın şişliği, kansızlık, cilt kaşıntısı, şiddetli baş ağrısı, gibi...şikayetlere rastlanabilir.
Diyetisyen Bahadır Su, ''Çölyak hastalığının tanısını koymadaki zorluk hem şikayetlerinin geniş olması hem de görülen bütün bu belirtilerin hiçbirinin sadece çölyak hastalığına has olmaması nedeniyledir. Çölyak hastalığının kesin bir tedavisi yoktur. Ancak hastalığa uygun diyetle kişiler diyetlerine uydukları sürece hastalık belirtisi göstermezler. Bu nedenle diyetlerine sadık kalmaları önem taşır.'' dedi.
(İLKHA)