Yaklaşık 3 milyon 500 bin kişinin girdiği Yükseköğretime Kurumları Sınavı sonrasında başlayan tercihler 5 Ağustos tarihinde son bulacak. Üniversiteye girişte barajın kaldırılmasıyla tarihi bir katılımın yaşandığı YKS'de elde edilen yüksek puanlara rağmen öğrencilerin başarı sırası düştü.

 

Üniversite tercihleri hakkında İLKHA muhabirine değerlendirmede bulunan Eğitimci-Yazar Erkan Haras, tercihlerde sona yaklaşılmasına rağmen kafası karışık olan çok sayıda öğrencinin hala bir tercih yapmadığını, gelecek kaygısıyla sadece daha çok para kazandıran mesleklere yöneldiğini söyledi.

"Hangi alanı seviyorlarsa, hangi alanda yetenekleri varsa oraları tercih etsinler"

Üniversite sınav sonuçları açıklandığını ve başlayan tercih döneminin 5 Ağustos'ta sona ereceğini hatırlatan Haras, "Tercih yaparken çok zorlanıyoruz. Çünkü gençlerin kafalarında bir karışıklık var. Karışıklık olmasını da doğal buluyorum. Çünkü 3,5 milyona yakın öğrenci, sınava girdi. Bu yıl barajın da kaldırılmasıyla beraber daha fazla yığılma var. Yığılmanın olduğu yerde kargaşa olur. Bu yıl ilk defa böyle bir karmaşıklıkla karşı karşıya kaldık. Çok fazla kişinin sınava girmesinden dolayı sınav sonuçlarında da sıralamanın 100 bin, 200 bin kadar geriye geldiğini görüyoruz. En çok da sıkıntı yaşadığımız şeylerden birisi öğrencilerin bölüm seçmeleri. Öğrenci gelip, 'hocam ne okuyayım, ne seçeyim?' diye soruyor. Kişinin önceden bir hedefinin olması gerekir. Bir toplumun mutsuz olmasının sebebi ya sevdiği işi yapmaması ya da işini severek yapmamasından kaynaklanır. Ben tercih yapılırken çocuklara hangi işi seviyorlarsa, hangi alana ilgi duyuyorlarsa o işi seçmelerini tavsiye ediyorum. Çünkü bu meslek bir ömür boyu sizinle beraber olacak ama etrafınızdakiler belki bir ömür sizinle beraber olmayacak." dedi.

"Tercih yaparken hem öğretmen hem öğrenci zorluk yaşıyor"

Haras, "Kafaların karışık olması tercih danışmanlığı yaparken benim için de zor oluyor. Öğrenciye 20 dakika ayırıyorum ama tercih yapmak 40 dakikayı, bir saati buluyor. Öğrenciler gelip hangi meslek ne kadar kazandırıyor? Diye soruyorlar. En çok para kazandıran mesleği değil geleceğin mesleğini seçmelerini tavsiye ediyorum. Tamamen paraya endeksli bir tercih yapılıyor. Mesela dış ticaret diye 2 yıllık bir bölüm var. Bunu tercih etmeleri, ardından da yabancı dil öğrenip e-ticaret yapmalarını öneriyorum. Çünkü çağ dijitalleşiyor. 2 yıllık bazı bölümler 4 yıllık bazı bölümlerden daha iyi. Mesela hasbel kader 4 yıllık bir hukuk fakültesi seçmek yerine 2 yıllık başka bölümler tercih edilmesini, oradan da farklı alanlara kaymalarını tavsiye ediyorum. Bu yönlendirmeleri yapmazsak öğrenciler kendi dünyalarında karma karışık. Hiçbir şey yapmayan boş bir tercihle karşı karşıya kalıyoruz. O yüzden bu yıl tercih yaparken ben de zorlanıyorum öğrenciler de çok zorlanıyor." diye konuştu.

"Çocuklar ailelerine mahcup olmamak için ne geliyorsa tercih ediyor"

Öğrencilerin de velilerin de kafasının karışık olduğunu belirten Haras, "Bu konuda velilere de bir takım mesajlar vermek istiyoruz. Veliler bu süreçte çocuklarının yanında olsunlar. Yanıma gelen bazı veliler benim yanımda çocuklarına hakaret ediyorlar. Benim yanımda 'hocam daha ne yapalım, işte sonuç bu!' diyorlar. Sanki çocuklarına 'ben sana kitap alıyorum, yemek veriyorum, evde barındırıyorum. Bunun karşılığında da sen de bana şunu kazanacaksın!' diyorlar. Evet, çocuk yıl içerisinde çalışmamış, gerekli özveriyi, göstermemiş olabilir. Aldığı sonuç çok kötü olabilir. Öğrenci zaten bunun pişmanlığını yaşıyor. Bu algıları yıkmak için velileriyle birlikte gelen çocukların yanında velilere de sesleniyorum. Her şeyden bu sizin evladınız. İyisiyle kötüsüyle arkasında durmanız gerekiyor. O çocuğun şu anda kafası karma karışık. Acaba neyi tercih edeyim? diye düşünüyorlar. Gelen çocuklardan çoğu ailesine mahcup olmamak için ne geliyorsa tercih veriyorlar. Hiçbir şey gelmeyen de var. Adı sanı olmayan bölümleri yazıp gidenler de var. Bu şekilde bir tercih yapılmamasından yanayım. Gerekirse bir yıl daha emek verip daha güzel bir bölüme gitmeli. Çok fazla kişinin sınava girmesi, karmaşıklığın, yığılmanın olması hem veli hem de öğrenci açısından çok zor bir süreç oldu." şeklinde konuştu.

"Aileler, kafası karışık olan ve birçok cevapsız soruyla karşı karşıya kalan öğrencilerin yanında olmalı"

Tercih yapmayan öğrenciler de var. Öğrencilerin büyük çoğunluğu şu anda 'acaba bir yıl daha emek verip sınava mı girsem? Bir yıl daha beklesem acaba daha güzel bir bölüm kazanır mıyım? Bir yıl sonra yine böyle olur mu? Bir yıl sonra sınav sistemi ne olur? Bir yıl sonra tekrar baraj gelir mi? Yoksa baraj kalktı diye seneye daha fazla kişi mi sınava girecek? Diye çok sayıda cevapsız soruyla karşı karşıya. Tercih yapmamalarındaki ikinci etken aile. Birçok öğrenciyle konuştuğumda 'hocam boş verin artık ben bir tercih yapmayacağım, gidip çalışacağım, hayata atılacağım' diyor. Her gün ailesiyle didişen, kavga eden, tartışan çocuklar artık bir üniversite peşinde değil hayata atılmanın peşindeler. O noktada yine aynı yere geliyor, ailede kitleniyoruz. Ailelerin çocuklarının arkalarında durmaları gerekir. Bunu da çocuklarına hissettirmeleri gerekiyor.

Tercih yaparken nelere dikkat edilmeli?

Öğrencilerin tercih yaparken dikkat etmeleri gereken hususlara da değinen Haras, son olarak şu ifadeleri kullandı:

"Öğrenci sıralamasının 200 bin gerisi ve 200 bin ilerisinden tercih yapsınlar. Örneğin bir sayısalcı 100 bine girmişse eczacılık gelmeyecek ama yine de 40 bin geriden 40 bin ileriden tercih etsinler. Eczacılığın gelme ihtimali de var. Bu kişi ilköğretim matematik kazanacak. Eczacılığı üstlere, ilköğretim matematiği altlara yazsın. 75 bine giren eşit ağırlık öğrencisi de özel üniversitelerde hukuk fakültesi yazabilir. 30 bine girmişse devlette hukuk fakültesi yazabilir. 75 bine giren birisi 25 bin geriden 25 bin ileriden tercihlerini yazabilir. Gördüğüm kadarıyla bu yıl öğrencilerin yüzde 70-80'i özel üniversitelere yönelmiş durumda." (İLKHA)