90’lı yıllarda bölgedeki il, ilçe, köy ve beldelerde büyük zulümler yaşandı. Dindar oldukları için binlerce kişi rastgele gözaltına alındı, işkencelerden geçirildi.

Gözaltındaki işkencelere dayanamayanlar boş kâğıtlara imza atmak zorunda kaldı. Bu boş kağıtlara imza atanların bir çoğu hapis cezasına çarptırıldı. Kimileri 15 yıl, kimileri de 17 yıldır cezaevlerinde tutuluyor.

Tek suçları ise iddianamelerde geçtiği gibi “Camiye gitmek, camide Kur’an-ı Kerim dersi alıp, vermek.” Bin bir zorluklarla evlatlarını büyüttükten sonra işlemedikleri suçlardan dolayı yıllardır çocuklarından ayrı kalan dua anneleri, “İyi ki Mahkeme-i Kübra var” diyorlar.

OĞLUM 17 YILDIR CEZAEVİNDE

Oğlu İhsan Baran’ın 1994 yılından beri cezaevinde tutulduğunu belirten 77 yaşındaki Dua Annesi Rana Baran, oğlunun 7 yıl Bingöl Cezaevi’nde, 5 yıl Adıyaman Cezaevi ve 5 yıl da Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinde tutulduğunu söyledi. 17 yılı aşkındır çocuğunun suçsuz yere cezaevinde tutulduğunu ifade eden Anne Baran, oğlumun tek suçu “Camiye gitmek, camide Kur’an-ı Kerim dersi vermek” olduğunu söyledi.

OĞLUMDAN ÜÇ AY SONRA HABER ALABİLDİK

Anne Baran sözlerini şöyle sürdürdü; “Benim İhsan’ım çocukluğundan beri kimseye zararı dokunmayan, anne ve babasının emrinde, güzel huylu bir insandı. Komşularıyla iyi geçinen biri olduğu için tek bir gün bile komşulardan şikâyetini duymadık. İşte İhsan’ım öyle büyüdü. Daha sonra İhsan’ım bir marangozda çalışmaya başladı, 9 yıl çalıştı. Tabi küçüklükten beri namazı seven biri olduğu için sürekli camiye gider, cami cemaatiyle birlikte namazını kılardı. Bir gün aniden kayboldu, 3 ay haber alamadık. 3 ayın sonunda bir telefon geldi, telefondaki adam İhsan’ımın cezaevinde olduğunu söylüyordu. Ben de hemen kendimi dışarıya attım ve ayaklarım beni cezaevine götürdü. İhsan’ımla görüştüm ve yakalanma sürecini anlattı:  İhsan’ım nenesinin mezarına gidip, Yasin-i Şerif okumuş, dönerken polisler onu gözaltına almış. Gözaltında İhsan’ıma tam 36 gün boyunca işkence yapmışlar. İçim geçti, tansiyonum düştü, bu nasıl bir kindir, ne istiyorlardı ki benim İhsan’ımdan… İhsan’ım kimseye zararı dokunmayan birisidir. Yapılan işkencelerden dolayı şu an hasta... İhsan’ım cezaevindeyken babası vefat etti. Babasının cenazesine bile katılamadı. Allah-u Teâlâ, bize bu zulmü yapanları görüyor, başka bişey demiyorum!”

ÜÇ AYLIK TORUNUMLA BİRLİKTE NEZARETTE    AÇ SUSUZ BIRAKILDIK 

Anne Baran, oğlu tutuklandıktan sonra polislerin kendilerini rahat bırakmadığını, evlerine sık sık baskın düzenleyerek kendilerine gözdağı verip evin altını üstüne getirdiklerini belirtti.  Anne Baran, “Bir gün kardeşimin evine gitmek için dışarıya çıktık, benim yanımda gelinim ve torunlarım vardı. Torunlarımdan biri 3 aylık, biri 3 yaşında, diğeri de 5 yaşında idi. Yolda yürürken polisler bizi durdurdu, ‘Olay var’ diyerek bizi karakola götürdüler. 24 saat boyunca nezarette kaldık. 24 saat boyunca bize bir lokma bile ekmek vermediler. Torunlarım çocuktu, çok acıkmışlardı, ama onların vicdanları sızlamıyordu. Polislere para verip, dışarıdan çocuklar için bir şeyler almasını istiyorduk. Polisler parayı alırdı, ama ne para ne de yemek bize geri dönmüyordu” dedi.  

ALLAH’IN VAADİDİR; MUHAMMED’İN DİNİ       HÂKİM OLACAK

Anne Baran sözlerini şöyle sürdürdü; “Ben, Muhammed’in dini olan İslam’ın hâkim olmasını istiyorum; çünkü Muhammed’in dininde zulüm yoktur, haksızlık yoktur. İslam dininde adalet vardır, hak ve hukuk vardır. O (s.a.v)’nun dininde camiye gitmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kur’an-ı Kerim okumak ve Kur’an dersi vermek suç değildir. O’nun dini hâkim olduğu zaman çocuklarımızın güya işlediği suçlar düşer ve demir kapılar sonuna kadar açılır. Eğer O’nun dini hâkim olacaksa, ben canımı vermeye hazırım. Allah-u Teâlâ, eninde sonunda İslam’ın hâkim olacağını Kur’an-ı Kerim’de bize bildiriyor. Şüphesiz Allah’ın vaadi haktır.”

Oğlu İhsan’a ve cezaevindeki tüm arkadaşlarına sürekli dua ettiğini ifade eden Anne Baran, ailelerine ve sevenlerine de sabırlı olmalarını tavsiye etti.

TORUNUM CAMİDEN GÖZALTINA ALINDI

Ve bir başka mahkûm Ramazan Kalkan… Kalkan, 1998 yılında tutuklanmış, hem de camide, Ramazan Kalkan’ın 77 yaşındaki ninesi Hacı Fatma, torununun camide iken polisler tarafından gözaltına alındığını söyledi. Torununun ilkönce Diyarbakır’a oradan da Bingöl Cezaevine gönderildiğini belirten Hacı Fatma Nine, torunu şu an Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinde tutulduğunu söyledi.

BIRAKILACAĞINI                             BİLSEM EVİMİ SATAR, REİSİCUMHURA ÇIKARIM

Torunu kendi yanında büyüdüğünü belirten Hacı Fatma nine, onu çok sevdiğini, çünkü çok temiz bir insan olduğunu söyledi. Babasının Yemen’e gittiğini belirten Hacı Fatma nine, yıllardır yaşlı haliyle her hafta cezaevine ziyaretine gittiğini söyledi. Torununun cezaevinde de namazı, orucu ve Kur’an-ı Kerim okumayı terk etmediğini belirten Hacı Fatma nine, ondan razı olduğunu ve ölünceye kadar cezaevine ziyaretine gideceğini söyledi. Hacı Fatma nine, şimdiki hükümetin ellerini Camide namaz kıldıktan sonra Kur’an-ı Kerim okurken gözaltına alınan ve çeşitli işkencelerden geçirildikten sonra müebbet hapis cezasına çarptırılan evlatları için duacı olan dua anneleri, onlar Muhammed’in (sav) dini olan İslam’ın hâkim olmasını istiyor; çünkü Muhammed’in (sav) dininde `Zulüm ve haksızlık yoktur; adalet vardır, hak, hukuk vardır` diyorlar

vicdanlarına koymalarını istedi. “Eğer bırakılacağını bilsem evimi satar, Ankara’ya reisicumhura çıkarım” diyen Hacı Fatma nine, bu dünyada olmasa da öbür dünyada iki elinin bu zulmü yapanların yakalarında olacağını söyledi.

ALLAH ONLARA DA BİZLERE DE SABIRLAR VERSİN

Her namazda ve özelikle sabah namazının ardından sürekli dua ettiğini belirten Hacı Fatma nine, Allah’ın onlara hayırlı bir kapı açması için dua ettiğini söyledi. Hacı Fatma nine, “Tek sahibimiz olan Allah, onlara da bizlere de sabırlar versin, bu çok ağır bir imtihandır. Allah, kimseyi cezaevi ile imtihan etmesin. Bazen görüşe gittiğimde küçücük çocukları görüyorum, onların babalarına sımsıkı sarıldıklarını gördüğümde çok duygulanıyorum. Allah onlara da sabırlar versin. Ciğerlerim yanıyor, içim onları için kan ağlıyor” diye konuştu.

BU, ALLAH’IN    TAKDİRİDİR, BİZE RIZA GÖSTERMEK DÜŞER

Mehmet Emin Can ise, 11 yıldır cezaevinde tutuluyor. 64 yaşındaki annesi Fatma Can, oğlunun biyoloji öğretmeni olduğunu söyledi. Fatma Can, oğlunun ilk gözaltına alındığı günü şöyle anlattı; “Oğlum okuldan eve geldi, yemek istedi ve televizyonu açarak haberleri izlemeye başladı. Birkaç dakika sonra polisler eve geldiler ve arama yapmaya başladılar. Polisler, oğlumu almak istiyorlardı, ben de kapıyı tutarak, izin vermeyeceğimi söyledim. Polisler ise ‘Biz onu okula götüreceğiz, bir saate kalmaz, onu geri getiririz’ dediler.  Ama on bir yıl geçti, halen eve dönmedi…”

Çok zorluklar çektiklerini, büyük zulümlere uğradıklarını belirten Fatma anne, artık bu zulmün son bulmasını ve oğlunun serbest bırakılmasını istedi. Fatma anne, “Büyük zorluklarla oğlumu okuttum, oğlum okusun diye yol parasını komşulardan alıyordum. Sonunda öğretmen oldu, tam rahatlayacağız derken, onu cezaevine koydular. Bu da Allah’ın takdiridir, bize de Allah’ın takdirine rıza göstermek düşer” diye konuştu.

M. Salih Keskin / doğruhaber