Tarih, sonraki nesillerin istifade etmesi için olayları kayda geçer. İnsan hayatı birbirleriyle ilişkili, ilintili ve ilgilidir. Mavi Marmara olayı Arap, Türk ve İslam tarihinin kaydettiği en önemli olaylardandır. Mavi Marmara, Filistin davasının son kalesi Osmanlı medeniyetinin beşiği Türkiye halkının insani ve kardeşlik duygularıyla ortaya koyduğu önemli bir dayanışma örneğidir.
Aslında mesele sadece dayanışma olayı değildir. Mavi Marmara dayanışmanın ötesine geçip bu uğurda kanın aktığı ve canların feda edildiği çok önemli bir hadise haline geldi. Mavi Marmara uzun süre zilletin kapladığı ümmetin izzet damarlarını ve duygularını harekete geçirdi. Mavi Marmara ümmetin harekete geçebileceğini ortaya koydu. Mavi Marmara teslimiyet, boyun eğme ve savurma ile geçen bir asrın sonunda güzel ve olumlu işaretler verdi. Mavi Marmara direniş, zafer ve amaca ulaşma noktasında umutları yeniden yeşertti.
Mavi Marmara olayıyla Siyonist işgal rejiminin medeniyet ve demokrasi yalanları da ortaya çıktı. Bunun sonunda işgalcinin kibri kırıldı, balonu söndü, Filistin denizine karışan kanlardan dolayı özür dilemeyi ve tazminat vermeyi kabul etti. Özür dilenmesine rağmen ilişkiler hâlâ soğuk ve kritik. Bu ilişkilerin daha önceki hale döneceğini de hiç sanmıyorum.
Mavi Marmara çağdaş Filistin tarihinin en önemli olaylarındandır. O nedenle bizim ona karşı duyarlı olmamız, vefalı olmamız, ayrıntılarını her zaman hatırlamamız ve bu olayda şehit olanlarla yaralananlara rahmet ve şifa dilememiz gerekir. Mavi Marmara olayının yıldönümünde Türkiye’de de oldukça önemli etkinlikler yapıldı.
Türkiye’nin Filistin davasına verdiği destek resmi Arap rejimlerinin verdiği desteğin çok üstündedir. Mavi Marmara’nın Filistin denizinin maviliğini kızıllığa boyattığı kanın kokusu hâlâ tütmektedir. Türkiye’nin dağılmasını isteyenler biz değiliz. Çünkü orada istikrarın sağlanması hem Filistin’e hem de ümmete katkı sağlayacaktır.
Dr. Hasan Ebu Haşiş/filistinhaber