“Bir toplumda faiz yaygınlaşırsa muhakkak içlerinde delilik çoğalır, bir millette zina zuhur ederse içlerinde öletlik (fark edilir derecede çok ölüm) belirir. Bir kavim, tartı ve ölçüde hile yaparsa Allah (c.c.) kendilerinden yağmuru keser (senelerce kıtlığa maruz kalırlar).
Buhârî’nin rivâyet ettiği uzun bir hadisin bir yerinde şöyle buyurulur: “... Faiz yiyen kimse öldüğü andan kıyamete kadar kan kırmızısı bir nehirde yüzdürülerek azap olunur. Dünyada biriktirdiği haram mal kendisine zorla yutturulur. Kıyamete değin kabirdeki azabı budur.”
Yukarılarda geçtiği üzere, Allah’ın (c.c.) cennete sokmayacağı sınıflardan birinin de “faiz yiyenler” olduğu sahih hadiste ifade olunmuştu. Faiz yiyenler, faiz yemede çeşitli hilelere saptıklarından köpek ve domuz suretinde haşrolunacakları ifade olunmuştur. Nitekim eski kavimlerden biri, cumartesi günü balık avlamaları yasak edilince sahtekârlığa başvurarak cumartesi günü kanallar kazıp bu kanallara düşen balıkları pazar günü avlamaları üzerine hilelerinin cezası olarak Allah (c.c.) tarafından maymuna dönüştürülmüşlerdi. Çeşit çeşit vesilelerle faizden kazançlar sağlayanlar da böylece hilelerinin cezası olarak köpekler ve domuzlar suretinde haşrolunacaklardır. Allah’a (c.c.) hilekârların hud’aları (dolapları) saklı kalmaz. Bir hadîs-i şerîfte: “Faiz yetmiş türlü büyük fenalığa denktir. Bunların en hafifi kişinin anası ile evlenmesi ne ise o kadardır.”
Hz. Enes (r.a.)’den şöyle rivâyet olunmuştur: “Resûl-i Ekrem bize bir hutbe irad etti. Hutbesinde faizi anlattı, ehemmiyetinden bahsetti ve şöyle buyurdu: “Adama faizden isabet eden bir dirhem, İslâm nazarında otuz altı zinadan daha çirkindir.” (İmâm Şemsüddin ez-Zehebî,İslâm Şeriatinde Büyük Günâhlar, s.59-60)