Bu konuda PKK`yla mücadele yöntemlerinin kullanılması gerektiği tavsiye edilerek şunlar kaydediliyor: “TSK, MİT, Parlamento, yargı, eğitim kurumları, medya ve STK`ların yapacakları takvime bağlanmalı. RP daima kendini savunma pozisyonunda hissetmeli. Sürekli taarruz etmeliyiz. Siyasi İslam`ın ırz düşmanlığı gibi motifleri ön plana çıkartılmalı. Eşlerinin, kızlarının ahlaki durumlarına çalışılmalı. İslami hareketin liderleri hakkında dezenformasyon yapılmalı. Halkın İslami hareketten korkup nefret edeceği tanımlamalar kullanılmalı. Erbakan ve Şevki Yılmaz`ın hakaret içeren sözleri Levent Kırca`da hicvedilmeli.”
İddianamede, Refah-Yol hükümetinin devrilmesi için yürütülen psikolojik harekât ve Karargâh`ta yapılan toplantılarda alınan gizli kararlar da tek tek sıralanıyor. Dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Çevik Bir`in başkanlığında, Genelkurmay`da gerçekleştirilen 7 Nisan 1997 tarihli toplantıya kuvvet komutanlıkları ile Jandarma Genel Komutanlığı`na bağlı personelin katıldığı belirtiliyor. Ardından, “Bu şekilde askerî müdahale sürecine Türk Silahlı Kuvvetleri`nin tüm unsurlarının katılımının amaçlandığı görülmüştür” deniliyor. Bütün araştırmalara rağmen 7 Nisan`daki toplantının resmi bir emir veya davetle gerçekleştiğine dair belgeye ulaşılamadığı aktarılıyor.
İddianamede, “Toplantının içeriği, herhangi bir davet ve yazışma yapılmaması göz önüne alındığında toplantının resmi faaliyet dışı olarak yapıldığı belirlenmiştir. BÇG`nin 10 Nisan 1997 tarihinde kurulmasından önce ‘Kriz Masası Grubu` adı altında faaliyete geçtiği, bu grubun 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu (MGK ) kararlarının alınmasını sağladığı, anılan kararların oluşturduğu siyasi kaos ve basının hükümete karşı yönlendirmesi sonucu BÇG`nin hiçbir demokratik ülkede kabul edilemeyecek şekilde halkın oyları ile seçilmiş ve Meclis`ten güvenoyu almış hükümeti cebir ve şiddet kullanmak suretiyle emir yazılmasını sağlayıp hükümeti ıskat etme iradelerini resmileştirdikleri anlaşılmıştır” tespiti yapılıyor.
Dönemin Diyanet İşleri başkan banışmanı olan sanık emekli Albay Oğuz Kalelioğlu`nun evinde yapılan aramada ele geçen ve ‘gizli` ibareli 2 sayfadan oluşan ‘Güneş Psikolojik Harp Planı` da dikkat çekiyor. Kalelioğlu`nun ikametinde yapılan aramada bulunan 11 Şubat 2013 tarihli ‘Araştırma Tutanağı` başlıklı bilgisayar çıktısı da iddianameye girdi. Bu çıktıda şok ifadeler yer alıyor. Kalelioğlu imzalı belgede TSK içindeki mezhepçi yapılanmadan söz ediliyor. “Başarılı olan komutanlar takunyalı tarikatçı diye yıpratılarak daha fazla yükselmesi engellenecek. Yakın çevrem, ‘irtica ile savaşı biz yaptık, kendimizi riske attık, artık kimse bizi engelleyemez. 2000`li yıllar bizim olacak.` diyen maceracılarla dolu. Önlem alınmazsa, sadece Sünniler değil, masum Aleviler de zarar görecek” uyarısı yapılarak önlem alınması gerektiği vurgulanıyor.
zaman