Doğruhaber / dış haberler servisi
 
Dünyanın birçok yerinde düzenlenen Uluslar arası Kudüs’e yürüyüş kapsamında Gazze’ye giden yazarlarımızdan Abdülhakim Sonkaya, el Cezire televizyonuna katılarak işgal altında bulunan Mescid-i Aksa hakkında açıklamalarda bulundu.
 
Dünya Kudüs Yürüyüşü münasebetiyle Gazze’de bulunan, Türkiye heyetinden Abdülhakim, sizin bu konuda mesajınız nedir?

İlk olarak bana müsaade ederseniz Türkiye halkı bu konuda önemli bir rol üstlenmiştir. Çünkü bu sorumluluk Müslüman Türkiye halkının kökünden, tarihinden ve İslami değerlerinden geliyor. Bunun için Türkiye halkı, Filistin’i ilgilendiren bu türden yürüyüşlere katılması gerekiyor.

Bunun için biz Türkiye halkının Filistin halkının yanında olduğunu belirtmek ve vurgulamak için Türkiye’den geldik. Bu şekilde Filistin halkının yaşadığı sıkıntıları doğrudan görmek ve öğrenmek istedik.

Diğer taraftan da bu katılım ilahi mesajın bir neticesidir. Allah’uTeâla Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmuştur: “Ayetlerimizi göstermek için, kulunu geceleyin Mescid-i Haram`dan, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa`ya yürüten Allah, Sübhan`dır(bütün noksanlıklardan münezzehtir). Muhakkak ki O, en iyi işiten, en iyi görendir.“ Aksa, burada uzak manasında kullanılmamıştır. Yani Mescid-i Haram’dan en uzak mescid anlamında kullanılmamıştır. Ancak İslam ümmeti ve Filistin sorununa önem verenler için, “en büyük hedef” olarak gösterilmiştir.
 
Sizler Türkiye’den bir grup ile birlikte Gazze’ye geldiniz. Ve üç yıl önce Türkiye’den Gazze’ye giden Mavi Marmara gemisine israil askerlerinin saldırdığını, ardından orada nelerin yaşandığını biliyorsunuz. Türkiye’den gelen grubun özellikle Gazze’deki yürüyüşe katılmasının sebebi nedir?

Şüphe yok ki bu katılım Türkiye halkının Filistin sorununu ne şekilde önemsediğini gösteriyor. Bu onlarla bağlarını koparmadığını ve hiçbir zaman da koparmayacağını gösteriyor. Çünkü Türkiye halkı Selahaddin’in ve Sultan Abdülhamid’in torunlarıdır. Bu türden yürüyüşlere katılması ve önde olması gerekiyor. Ta ki, Filistinlilerle yardımlaşma içinde olduğunu ve Filistin sorununa tam destek verdiğini ve vereceğini göstersin.

Bu katılım çerçevesinde, demokratik devletler diye anılan ülkelerde, halkın hükümeti doğrudan etkileyerek dış siyasetini belirlemede büyük bir rol üstlenebileceğini vurgulamak isteriz. Yani Filistin sorunu sadece hükümetin sorunu değil, Türkiye’deki halkın da sorunudur.
 
 
Haberin videosu