Şükrü Gündüz / Doğruhaber

Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in Şakran ve Antalya cezaevlerinde çocuklara yönelik cinsel istismar iddialarından sonra “Zaman zaman bazı cezaevlerimizde hak ihlalleri olabiliyor, ama bunların olduğu yerde de kesinlikle tolerans göstermiyoruz. Yapılması gereken idari, adli soruşturmalar yapılıyor, verilmesi gereken cezalar varsa veriliyor” şeklinde bir açıklama yaparak cezaevlerinde hak ihlalleri olduğunu birinci ağızdan itiraf etmiş oldu. Ancak cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri, işkence, cinsel istismar ve yapılan keyfi uygulamalar ile ilgili açılan davaların sonuçlanmaması Adalet Bakanının ‘sıfır tolerans’ açıklamasını doğrulamıyor. Mahkûmlar ile ilgili açılan davalar mahkemeler tarafından hemen karara bağlanırken mahkûmlara yönelik yapılan hak ihlalleri ve ölümle sonuçlanan olayların sorumluları ile ilgili davalar ise bir türlü sonuçlanmıyor.

SUÇ İŞLEYENLER NEDEN CEZALANDIRILMIYOR?

Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin devam etmesinin sebeplerini gazetemize anlatan hukukçular, cezaevlerinin gerektiği şekilde denetlenmediğini, cezaevlerinde işkence ve kötü muamelede bulunan cezaevi personeli ve idareciler hakkında açılan soruşturmalarda kimse ceza almadığı için bu sorunların devam ettiğini ifade ettiler.

Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve temel problemlerin Türkiye’nin uyguladığı cezaevi politikasından kaynaklandığını ifade eden Mazlum-Der Cezaevleri Çalışma Grubu Başkanı Av. Kaya Kartal, “Cezaevlerindeki hak ihlallerini araştıran komisyonlar var. Ama bunlar da çalışma şekilleri itibariyle sorunları giderecek boyutlara sahip değiller” dedi.

Cezaevlerinde sürekli var olan hak ihlallerinin önüne bir türlü geçilemediğini ifade eden Yusufi-Der Genel Başkanı Av. Mirhan Özbekli, “Cezaevleri sivil toplum kuruluşlarının denetimine açılmalı. Eğer Adalet Bakanı bu konuda samimi ise böyle adımların atılmasına öncülük etmelidir” şeklinde konuştu.

HAK İHLALLERİ VAR AMA TESPİT EDİLMİYOR
Türkiye’de cezaevlerinde çok ciddi hak ihlalleri olduğunun herkes tarafından bilinmesine rağmen buna karşılık ciddi bir yaptırım uygulanmadığını belirten Mazlum-Der Cezaevleri Çalışma Grubu Başkanı Av. Kaya Kartal, “Var olan hak ihlallerini tespit edecek organizmalar mevcut değil. Bunun için hak ihlalleri, iddiadan öteye geçmiyor. Cezaevi içerisinde yaşanan hak ihlalleri dışarıya yansımıyor. Cezaevlerindeki hak ihlallerini araştıran komisyonlar var. Ama bunlarda çalışma şekilleri itibariyle sorunları giderecek etkiye sahip değiller. Bürokratlardan oluşan bu komisyonlar cezaevi yönetimine haber vererek denetimlere gidiyor. Milletvekillerinden oluşan komisyonlar bile bu şekilde gidiyor. Bu şekilde gerçek ihlalleri tespit etmek mümkün değil. Cezaevi yönetimi bu tür ziyaretler öncesinde problem yaşadığı mahkûmları başka cezaevlerine gönderiyor. Var olan başka sıkıntılar da gideriliyor. Geriye kalan sıkıntıların da cezaevi doğasından kaynaklandığı belirtilerek üstü kapatılıyor” diye konuştu.

CEZAEVİNE GİRENLER SUÇ MAKİNESİ OLARAK ÇIKIYOR

Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve temel problemlerin Türkiye’nin uyguladığı cezaevi politikasından kaynaklandığını ifade eden Kartal, “Özellikle siyasi mahpuslara yönelik bir sindirme politikası uygulanıyor. Tecrit uygulanarak, ailelerden uzak yerlere sürgün edilerek aile ziyaretleri engelleniyor ve avukat ziyaretlerine sınırlama getirilerek siyasi mahkûmlar boyun eğmeye zorlanıyorlar” dedi.

Cezaevlerinde kapasitelerinin üstünde bir doluluk oranı olduğuna dikkat çeken Kartal, “Özellikle çocuk cezaevleri istismara çok açık. Bunu engelleyecek bir mekanizma da yok. Basit bir suçla buraya girmiş bir çocuk hem mağdur olarak hem de başkalarını daha çok mağdur edecek şekilde dışarı çıkıyor ve tam bir suç makinesi haline geliyor” şeklinde konuştu.

DAVALAR NEDEN SONUÇLANMIYOR?
Cezaevlerinde yaşanan işkence, ölüm ve hak ihlalleri ile ilgili yapılan soruşturmaların bir türlü sonuçlandırılmadığına dikkat çeken Av. Kaya Kartal, “Ancak mahkûmlardan kaynaklı bir suç olursa hemen anında yargılama yapılıp gereken ceza veriliyor. Ama infaz koruma memurlarının, cezaevi yöneticileri ve idarecilerinin işlediği suçlarla ilgili açılan davalar mahkemelerde bir türlü sonuçlanmadığı için zamanla unutuluyor. Yapılanlar sümen altı ediliyor. İşkence suçları ile ilgili yapılan başvurularda bir sonuç alınamıyor. Ya kameraların olmadığı yerlerde işkence yapılıyor ya da işkence olayı yaşanıp o izler geçtikten sonra mağdur olan kişi hastaneye götürüldüğü için bir sonuç alınamıyor” ifadelerini kullandı.

HASTA MAHKÛMLAR NEDEN CEZAEVİNDE TUTULUYOR?
Yapılan yasal düzenlemelerin uygulanmasında sıkıntılar yaşandığını belirten Kartal, “Yargıda hasta mahkûmlarla ilgili bazı düzenlemeler yapılmasına rağmen yargı bu kararları uygulamamakta direniyor. Hasta mahkûmlar dışarı çıkarılmıyor. Alınan raporlar ciddiye alınmıyor. Bakanlığın bu konu ile ilgili ciddi bir adım atması gerekiyor. Cezaevlerinde sadece medyaya yansıyan hak ihlalleri ve sıkıntılar konuşuluyor. Cezaevlerinin ciddi bir şekilde denetlenmesi gerekiyor” dedi.

ADALET BAKANI NEYİ ŞİKÂYET EDİYOR?
Ak Parti’nin iktidara gelmesinden sonra cezaevlerinde bazı iyileştirmeler yapılmasına rağmen cezaevlerinde sürekli var olan hak ihlallerinin önüne bir türlü geçilemediğini ifade eden Hükümlü-Tutuklu Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Yusufi-Der) Genel Başkanı Av. Mirhan Özbekli, “AK Parti iktidara geldikten sonra cezaevlerinde kısmi iyileştirmeler yapılsa da ciddi hak ihlalleri yaşanmaya devam ediyor. Adalet Bakanının bu açıklamasına bir anlam veremiyorum. Çünkü eğer cezaevlerinde problem ve sıkıntıların yaşandığını kabul ediyorsa Bakanın yapması gereken şey, başında olduğu kurumu bu sıkıntıları ortadan kaldırması için ciddi adımlar atması için harekete geçirmesi gerekiyor” diye konuştu.

MEMURLAR NEDEN CEZALANDIRILMIYOR?
“AK Parti iktidara geldikten sonra fiili işkencenin önüne geçmek için ciddi adımlar attığı gibi cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin önüne geçmek için de ciddi adımlar atarsa bunun önünü geçebilir” diyen Özbekli, “Sayın bakan eğer bu demecinde samimi ise pratikte cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ile ilgili bunun yansımasını kısa süre içerisinde görürüz. Memurum suç işledi, ama ne yapalım şeklinde bir uygulama olmazsa, suç işleyen memur hemen cezalandırılırsa kesinlikle cezaevlerinde hukuk dışı uygulamalar sona erer” dedi.

CEZAEVLERİ SİVİL TOPLUMUN DENETİMİNE AÇILMALI
Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin önüne geçmek için içerisinde sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin de olduğu komisyonlar kurulması gerektiğini belirten Özbekli, “Cezaevleri sivil toplum kuruluşlarının denetimine açılmalı. Cezaevleri ile ilgili oluşturulacak heyetlerde barodan, sivil toplum kuruluşlarından, valilikten ve insan hakları kuruluşlarından üyeler yer almalı. Türkiye’de böyle bir kontrol mekanizmasının oluşturulması lazım, Adalet Bakanlığı böyle bir çalışma için adım atmalıdır. Eğer Adalet Bakanı bu konuda samimi ise böyle adımların atılmasına öncülük etmelidir” şeklinde konuştu.

ADLİ TIP KURUMU’NDA İYİLEŞTİRMELER YAPILMALI
Mahkûmlara ‘suçludur hep şikâyet eder’ mantığıyla yaklaşıldığını, cezaevlerinde hasta olup kendi ihtiyaçlarını bile karşılayamayan kişilerin Adli Tıp Kurumu’nun insafına terk edildiğini belirten Yusufi-Der Genel Başkanı Özbekli, “Hasta mahkûmlar ile ilgili düzenlemeler de yapılmalı. Fikret Bayram ve onun konumundaki hastalar için tam teşekküllü bir hastaneden rapor alındıktan sonra Adli Tıp Kurumu tarafından bu raporun incelenmesini belli bir süreye bağlamak gerekiyor.

Fikret Bayram ile ilgili Aralık 2012’de Dicle Üniversitesi’nde rapor alınıp adli tıpa gönderildi. Aradan 7 ay geçmesine rağmen o rapor Adli Tıp Kurumu tarafından hâlâ bekletiliyor. Adli Tıp, işimiz yoğun bahanesine sığınıyor. Eğer işleri yoğunsa hükümet Danıştay ve Yargıtay’da olduğu gibi Adli Tıp’taki daire sayısını arttırabilir” diye konuştu.