ABD'de resesyon endişeleri güçlenmeye devam ediyor.
Analistler, ABD ekonomisinin gelecek yıl resesyona girme ihtimalinin yüzde 40'lara yaklaştığını bildirirken, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) gelecek yıl şahin tutumundan vazgeçerek yıl ortasına kadar 2 kez faiz indirmesinin fiyatlanmaya başladığını dile getirdi.
ABD ile Çin arasında tarifeleri kaldırmaya yönelik girişimler piyasalarda olumlu karşılansa da, kaldırılacak tarifelerin ABD'de enflasyonun artışında etkisi büyük olan gıda, yakıt ve konut gibi sektörlere şimdilik fayda sağlayamayacağına ilişkin değerlendirmelerle haberin etkisi sınırlı kaldı.
Emtia fiyatları dünya genelinde ekonomik aktivitenin durgunlaşacağına yönelik endişelerle dün sert satıcılı bir seyir izledi.
Brent petrolün varil fiyatı dün yüzde 9,6 değer kaybıyla 10 dolardan fazla düşerek 101,9 dolara inerken, bakırın libresi düşüş eğilimini üst üste beşinci güne taşıyarak Kasım 2020'den bu yana en düşük seviye olan 3,40 dolara geriledi. Altının ons fiyatı da yüzde 2,38 azalışla 1.765 dolara düştü.
Para piyasalarındaki fiyatlamalarda temmuz toplantısında 75 baz puanlık faiz artışı ihtimali güçlü şekilde fiyatlanmaya devam ederken, eylül toplantısında faiz artışının 50 baz puan olmasına kesin gözüyle bakılmaya başlandı.
Öte yandan, New York borsası açılışta dün yüzde 2'den fazla gerilemesinin ardından zayıflayan enerji maliyetleri ve düşen tahvil getirilerinin şirketlerin değerlemelerindeki baskıyı azalttığına ilişkin beklentilerle kayıplarının önemli kısmını geri aldı.
Söz konusu gelişmelerle New York borsasında S&P 500 endeksi yüzde 0,16 ve Nasdaq endeksi yüzde 1,75 değer kazanırken, Dow Jones endeksi yüzde 0,42 değer kaybetti. ABD'de endeks vadeli işlem kontratları yeni güne ise sınırlı düşüşle başladı.
Avrupa'da artan resesyon kaygıları, enerji arzındaki problemler ve politik gelişmeler risk iştahını olumsuz etkiliyor.
Dün dolar endeksinin son 20 yılın en yükseğine gerilemesinin ardından avro/dolar paritesi de 1,0235'le Aralık 2022'den bu yana en düşük seviyesine indi.
Sterlin/dolar paritesi ise 1,1898'le 26 Mart 2020'den bu yana en düşük seviyeye geriledi. Bölge ülkelerinin para birimlerinin dolar karşısında gerilediği günde tahvil piyasalarında da satış ağırlıklı bir seyir gözlemlendi.
Resesyon nedir?
Resesyon, bir ülkenin ekonomik faaliyetlerinde en az altı ay süreyle gerileme yaşanması nedeniyle reel gayri safi yurt içi hasılanın düşmesi, ekonomik faaliyetlerde duraklaması, negatif anlamda istikrarlı bir konjonktür dalgasında doruğu izleyen reel ekonomik faaliyet düzeyinde ılımlı daralma aşamasıdır. Ekonomideki daralma ılımlı değil şiddetli olursa buna depresyon denmektedir.
ÜLKE EKONOMİLERİ NEDEN RESESYONA GİRER?
- Ekonomik büyümenin nüfus artış hızının altına inmesi,
- Kişibaşına düşen milli gelirin durağan ve gerileyen haline dönüşmesi,
- İşsizliğin artması,
- Ekonomik faaliyetlerin duraklaması ve gerilemesi,
- Üretim faaliyetlerinin düşmesi, gibi sonuçla ülkelerin resesyona girmelerindeki en temel sebepleri oluşturur.
Resesyon, makro ekonomide geleneksel olarak reel gayri safi yurtiçi hasılanın(GSYİH) iki veya daha fazla çeyrek yıllık periyodda arka arkaya negatif büyüme göstermesi durumudur. Uzun bir resesyon ekonomik çöküş olarak nitelendirilir.
Durgunlukla mücadelede kamu harcamaları siyaseti, ekonominin tam çalışma düzeyinde balansa kavuşabilmesi için özel harcamalardaki yetersizliklerin, kamu harcamaları ile giderilmesi neticesini doğurmaktadır. Bu tür bir politika ile milli gelir düzeyinin düşmesi önlenmiş, özel sektör harcamalarının azalmasına mani olunmuş ve ekonomideki daraltıcı güçler ortadan kaldırılmaya çalışılarak genişleme sürecine sokulmuş olacaktır.
Durgunlukla mücadelede, kamu harcamalarını aynı düzede bırakarak vergileri azaltma yoluna gidilebilmektedir. Vergileri azaltma politikasının etkinliği için verginin konusunun geniş olması gerekir ki vergi indirimlerinden daha çok kişi istifade ederek, kullanılabilir gelir artarak kişilerin tüketim ve yatırım harcamalarında artış sağlanabilecektir.