Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı'nca "Pandemiden Sonra Hac: Ritüeller ve Bakım" başlığıyla düzenlenen "Büyük Hac Sempozyumu"nda konuştu.
Erbaş, Mekke’de düzenlenen sempozyumda yaptığı konuşmada, hac ibadetinin her açıdan çok boyutlu ve kapsamlı bir ibadet olduğunu belirterek, "Hac ibadeti, öğrettiği ilkeler ve mesajlarla Müslümanların hayatının tamamını kuşatan bir ibadettir. Hac yolculuğu, hak yolculuğudur. İbadet yolculuğudur. Tevhide, vahdete yolculuktur. İlme, irfana, bilgiye, hikmete yolculuktur. Mübarek ve mukaddes bir yolculuktur. Hac ibadetini, huzur ve huşu ile yapabilmek için hacca hazırlık ve hac yolculuğu süreci çok büyük öneme sahiptir." dedi.
Yarım asır öncesine kadar hac yolculuğunun günler süren meşakkatli bir yolculuk olduğunu hatırlatan Erbaş, "Teknolojinin gelişmesiyle beraber yolculuklar kolaylaşmış ve yolculuk süreleri kısalmıştır. Ancak hızlı ve yoğun seyahat hareketliliğinin getirdiği farklı meseleler ortaya çıkmıştır. Ayrıca her halükarda hac yolculuğunun kendine ait birtakım hususiyetleri de vardır. Dolayısıyla her daim yeniden ele alarak bu yolculuğu en güzel ve en verimli hale getirmenin yollarını aramak gerekir." ifadelerini kullandı.
Erbaş, hac yolculuğunun fiziki ve manevi boyut olmak üzere iki açıdan ele alınabileceğini dile getirerek, "Fiziki boyutuyla, hac ibadeti için başvuru, gerekli belgeler ve işlemler ile seyahat sürecini kapsamaktadır. Bu süreçteki işlemlerin hızlı, güvenli ve kolay olması hac yolcusu için çok önemlidir." diye konuştu.
Erbaş, hac yolculuğunun önemli konularından birisinin de sağlık, hijyen ve salgın hastalık tedbirleri olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"İki yıldır yaşadığımız küresel salgın hastalık göstermiştir ki, artık pek çok şey eskisi gibi olmayacaktır. Salgın ve bulaşıcı hastalıklardan korunma, temizlik ve benzeri alanlara daha çok hassasiyet gösterilmeli, her açıdan gerekli tedbirlerin alınması gibi konular hac yolcuları için daha bir özenle takip edilmelidir. Özellikle hac yolculuğu boyunca israftan kaçınmak ve çevre temizliğine riayet konusunu azami derecede önemsiyoruz. Türkiye olarak "sıfır atık" ve "yeşil hac" gibi başlıklarla bu bilinci canlı tutmaya çalışıyoruz."
Hacda her Mü'min kendisini büyük İslam ailesinin bir ferdi olarak görmelidir
Hac yolculuğunun manevi boyutunun ise eğitim, irşat, bilgilenme süreçlerini kapsadığını bildiren Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu aşama hacca hazırlık sürecidir. Hac hem menasiki hem de hikmetleri bakımından çok kapsamlı bir ibadettir. Kutsal beldelere, İslam’ın doğduğu, vahyin nazil olduğu, Allah Resulünün yaşadığı topraklara yolculuk yapacak olan hacı adayının bunlarla ilgili yeterli bilgiye ve bilince sahip olması gerekir. Özellikle mümin kardeşliği ve ümmet bilinci konusunda heyecan ve duyarlılıklar güçlendirilmelidir. Hac ibadeti boyunca her mümin kendisini büyük İslam ailesinin bir ferdi olarak görmelidir. Tüm tavır ve davranışlarında büyük bir nezaket, zarafet, hassasiyet ve sorumluluk bilinciyle hareket etmelidir."
Erbaş, hac ibadetinin verimli olabilmesinin manevi açıdan yapılan hazırlıklara bağlı olduğunu işaret ederek, "Türkiye olarak hac için kutsal topraklara gelecek olan her vatandaşımıza düzenli seminerler ve eğitimler yapıyoruz. Bugün eğitim, irşad ve bilgiye ulaşma konusunda teknolojinin getirdiği pek çok imkana sahibiz. Dijital programlar ve uygulamalarla onları destekliyoruz. Her vatandaşımız mobil telefonunda hazırladığımız programlar ile ihtiyacı olan her bilgiye ve uygulamaya ulaşabilmektedir." şeklinde konuştu.
"Müslüman ülkeler olarak her alanda ortak çalışmalar ve işbirliği yapmalıyız"
Dünyada değişen ve gelişen şartların yeni sorunlar ve imkanlar getirdiğini ve bu şartlar altında Müslümanların hac ibadetini en iyi şekilde yapabilmesi için yapılacak olan toplantıların ve akademik çalışmaların önemine değinen Erbaş, "Hac ve eğitim gibi konular başta olmak üzere Müslüman ülke ve topluluklar olarak her alanda ortak çalışmalar, müzakereler ve tecrübe paylaşımı yapmamızda büyük faydalar vardır. Aynı şekilde her alanda ortak çalışmalar ve işbirliği yapmamız hayati öneme sahiptir." değerlendirmesinde bulundu.
Erbaş, sempozyumun İslam alemi için hayırlı sonuçlara vesile olması temennisiyle konuşmasını tamamladı.
İki gün sürecek olan sempozyuma, birçok ülkeden Müslüman idareciler, akademisyen, hukukçu ve düşünce insanları katılıyor.
(İLKHA)