Mustafa Karakaş-Doğruhaber
Hiç şüphe yok ki Hz. Peygamberin en büyük mucizesi Kur’an’dı. O mutlak hakikat olan bir kitap. Ve onun mucizevi yönlerini ortaya çıkarmada en etkili araçlardan biri bilim. Bilim Kur’an’a karşı duramaz. Ancak onun iddialarını teyid edebilir
Ki karınca meselesi de tam olarak budur.
Bilim bugüne kadar karıncaların iletişimini feromonlar, dokunmalar ve sesler yoluyla sağladığını iddia ediyordu. Bilime göre çıkan bu sesler cümle değildi; yani anlamlı hiç değildi.
Hatta önceki dönem biliminsanları karıncaları da böcekler kategorisinde değerlendiriyordu.
Yani bırakın konuşmayı ses bile çıkarmaz, salgıladığı koku ve hormonlarla iletişim sağlar.
İddia buydu.
Ama bu iddia Kur’an’a aykırıydı.
Çünkü Kur’an’ın bir suresi olan Neml (Karınca) Suresinde geçen bir olay bilimin iddiasını yalanlıyordu.
Neml Suresi 17. ayette Hz. Süleyman'ın, cinlerden, insanlardan ve kuşlardan meydana gelen ordularının bir düzen içinde sevk edilirken bir karınca vadisine ulaştığından bahsedilir. Vadideki karıncalardan biri;
"Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesinler" cümlesi kurar.
Bu sözü duyan Hz. Süleyman ise önce gülümser sonra Allah’a verdiği nimetlerden dolayı şükreder.
Yukarıdaki ayete göre karıncalar duyabiliyor,
Konuşabiliyor
Kendini korumak için harekete geçebiliyor
Ve daha önemlisi insanlar hakkında bilgi sahibi olabiliyor.
Öyle ya karınca Süleyman’ın -farkında olmadan- onları ezmesinden bahsetsin?
Demek ki karıncalar Süleyman’ın iyi bir lider (belki de peygamber) olduğunu insanlardan duymuş olmalılar.
Yoksa neden -farkında olmadan- sözcüğünü kullansınlar ki!
Yani karıncalar bu kadar hassas bir organizmaya sahip!
Değil 1400 yıl önce 50 yıl önce bile karıncaların ses çıkardığı bilinmezken karıncaların konuştuğunun iddia edilmesi (mucizeyi kabul etmiyorsanız) inanılmaz büyük bir iddiadır.
Bugün bilim bu iddianın doğruluğunu kabul ediyor.
İngiliz araştırmacılar karınca kolonilerine yerleştirdikleri bir mikrofonda kraliçe karıncanın verdiği talimatları kayıt altına aldı. (İlginçtir Kur’an’a göre konuşan karınca da bir dişidir, ayette dişil sigası kullanılmıştır)
Science bilim dergisine göre karıncaların çıkardığı şey ses değil; yani anlamsız değil.
Tam aksine son derece net cümleler kuruyorlar. Nitekim Neml Suresinde de Süleyman’ın ordusuna karşı karıncaları uyaran karınca çok açık bir şekilde "Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesinler" diyordu.
Toparlayacak olursak bilim daha önce karıncaların da diğer böcekler gibi olduğunu iddia ediyordu.
Daha sonra kendini geliştirdi ve karıncalar diğer böceklerden farklı olarak ses çıkarabiliyor demeye başladı ve nihayetinde bilim Kur’an’ın dediği yere geldi
Yani karıncalar “anlamlı cümlelerle konuşuyor” dedi.
Bu yazıyı Kur’an’a mesafeli yaklaşan hatta onu inkar edenlerin cevaplaması gereken bir soru ile bitirelim
Bilim insanları karıncaların anlamlı bir şekilde konuşabildiğini (çok hassas mikrofonlar yerleştirerek ve uzun çalışmalar sonrasında ulaşmışken) kabul ederken, 1400 yıl önce okuma yazması olmayan Hz. Muhammed bunu nereden, nasıl biliyordu?